Sen gözlerimde gönül damlası
Bu gece yanımda olsaydın derim
Öteler ötesinden çağırsan gelirim
ZEBANİ TERAZİLERİ
Ölümün resmini çiziyorlardı
Melek kanatlarıyla iri ressamlar
Siyah beyaz bulutlardan
Sonsuzluğun maviliği üstüne
Haydi çağırın zebanileri
Vereyim bu çizgilerin hesabını
Bu boyaları nereden bulduğumu
Ve içimdeki şeytanca başkaldırışın
Zebaniler ellerinde teraziler
Üstüme üstüme geliyorlar
KARTVİZİT 26
Yüreğimdeki çizgiler gözlerimin yorgunluğu
Ayaklarım kaldırımları süpürür
İzmarit dudaklarımı yakıyor, ellerim cepte
Bir şiir tutturmuşum önümden gider
Şair kızların eteğini kaldırmak isterim
Kartvizit bastırdım üstüne ne yazdırdım
Köşeleriyle dişlerimi karıştırdım
LİSELİ AŞKIM
Biliyor musun on üç sene geçmiş
Seni gözlerimle öptüğüm
İlk sayfasına hatıra defterinin
İlk şiirimi yazdığım
O yağmurlu Nisan günü üzerinden
Sen tavizler doğurdun oğlan kız
Hani dönmeyecektik sözümüzden
Hani ak selviler ötesinnde bekleyecektin
Sabrıyla o üstüne oturduğumuz
Soğuk ıslak taşların
Sen liseli küçük kız
Şimdilerde belli ki bir annesin
Kalçası, midesi büyümüş
Çocukların birbirleriyle kavga ediyordur
Sen bir dövünüp bir döğüyorsundur
Kocanla belli saatlerde tartışıyor
Belli saatlerde yatıyorsundur
Ya ilk öpüş küçük kız ilk öpüş
Ruj sürerken dudaklarına
Belki hatırlıyorsundur
ÇOCUKLAR
Binbir zahmetle kurdu çocuk
Yıktı bir çırpıda kalesini dalgalar
Ağladı çocuk
Annesi güldü şezlongda
Mayosunun üzerinde bir erkek eli
Siteler’de bir mobilya atölyesi
Tezgâh başında bir çocuk
Ne çocuk
Elini kaptırır hızara
Islatır kanı kuru tahtaları
Bastırır iniltisini çocuğun
Çekiç sesleri
Hızar sesleri
İnsan sesleri
Ağlar içinden yürek kan kan
Böyle çocuklar için
ROTA
Ne göğün rengi dediğin gibi ne toprağın
Yok kardeşim, yok artık bildiğin gibi değil
Senin gözlerin başka görür, benimki başka
Bir gemiye binmişiz de rotamız bir değil
KEVSER
Her gece rüyamda bitmez depreniş
Her gece hasretinle ben yanarım
Varlığım varlığın içre erimiş
Aşkının esiridir duygularım
Sende gördüm ben gerçeği, güzeli
Arayış sırrına seninle vardım
Sınırsızlığımın sensin sebebi
Meçhuller düşünü seninle kardım
Dökülen heceler dudaklarından
İçimde bir serin yel estirirdi
Ruhum ürperirdi bakışlarından
Göz bebeklerinden içtim kevseri
HAYKIRIŞ
Ay buluttan sıyrılanda
Kalkanda perdeler gözden
Gönül aşkınla dolanda
Bir ah duyulur inceden
Dudaklarım kıpırdamaz
-Lâkin
Bilirim o ah bendendir
Bülbül güle nâme dizer
Gül dikenin gösterende
O sevgili gözün sürer
Ben ah çekip inleyende
Ahım göklere ulaşır
-Da
O yâr duymaz kollarımda
Haykırırım sesim çıkmaz
Sevgili insafa gelmez
Gönül yine de gücenmez
Dolar ağlar, taşar ağlar
ZAMAN
İhmalin hıncını alınca zaman
Bir ömürdür mağarada yaşanan
Kafdağı’ndan akıp gelen bir nehir
Seher vakti öten bülbül, açan gül
Şafakta çan, şafakta ezan zaman
KIŞ KÜSKÜNLÜKLERİ
Karlar erirken üşürüm
Kamyonlar gülerken sıçratır kusmuğunu
Yollar transparan giysiyle yapışık
Dolunay deli divane eder tuttuğunu
Kar üşür, ben üşürüm
Gece buza keser asfalt
Kırdığım camları hatırlatır düpedüz
Ve yüreğim ellerimdedir ellerim kanla bulaşık
Yine âşık olmadayım yüzde yüz
Kar erir, ben eririm
Gidişi gelişinden zor bu mevsimin
Eriyen karla akıp gider tevekkül
Bütün hislerim melûl, düşlerim karışık
Kaldırımdan ayaklarıma