Lâ Havle - Lütfî Divânı. Lütfü Şehsuvaroğlu. Читать онлайн. Newlib. NEWLIB.NET

Автор: Lütfü Şehsuvaroğlu
Издательство: Elips Kitap
Серия:
Жанр произведения:
Год издания: 0
isbn: 978-605-121-929-5
Скачать книгу
biner ya gün aydınlığının üstüne

          Ey gönül, bu kederi nereden kaptın

          Baktığım yerlere bulanan bu duman nereden

      İÇERDE – DIŞARDA

      Yapılacak işler mi var

      Çözülmemiş düğümler mi

      Bu sevdâya gönlümüz dar

      Bizi beklemeyin şimdi

      Çağırdınız gittik geldik

      Ölüm tattık hayat boyu

      İstediniz hep biz verdik

      Arzunuz bir dipsiz kuyu

      Avuçtaki şiş inmedi

      Hatırdadır olan biten

      Gözlerimde yaş dinmedi

      Batırdınız güle diken

      Artık beklemeyin bizi

      Hiç gelmeyiz yolunuza

      Suçlarınız dizi dizi

      Nişan taktık kolunuza

      Elleriniz elleriniz

      Copa benzer elleriniz

      Belli ki kuvvetlisiniz

      Biz olmadan da varsınız

      Vatanı koruyasınız

      DIŞARDA

      Şiir gibi bir yalnızlıktır

      Çektiğim

      Bir sigara dumanında toplarım

      Mısralarımı

      Ve onların kaderi nefesimle

      Uçar gider

      Hayattan ne aldığımı bilirim

      Ne verdiğimi

      Can sıkıntısı sarmış benliğimi

      Artık abestir her şey

      Her şey ve aşk

      Şimdi yoluma topuk sürür giderim

      Bilmem nereyedir

      TUTUKLULUĞUN 146. GÜNÜ

      EVE MEKTUP

      Yağmur çiseliyor dışarıda

      Mazgal deliklerinden görüyorum

      Oh… Hayat hâlâ güzel

      Ve ümit ne tükenmez rahmet

      Yağmur göklerin toprağa muhabbeti

      Düşen damlalarca seviyorum

      Evdekileri

      Bir serçecik

      Cik cik

      Şarkısını söyleyecek

      Bıraksalar

      Hürriyetin

      Tam şuramda

      Kafes içinde

      Bir serçecik

      Yağmur yağıyor üşüyorum

      Tam şuramda

      Kafes içinde

      Bir sıcaklık duyuyorum

      Bozkır kültürüme uymayan şeyler söylüyorum

      Artık söylemeliyim

      “Seviyorum”

      Damlalarca seviyorum yağmurlarca

      Yüreğim o damlalar kadar atıyor

      O damlalar kadar varım

      Sonsuzu tutuklamış, sonsuza tutuklu

      Sevginizle ayaktayım

      İşte bir ziyası süzülüp gelmiş güneşin

      Dün gece ise bir yıldızla konuştum

      Ve ayın hilal şeklinde olduğu

      Görüş günlerini bilirim

      Yaslanmak niye

      Siz orada varsınız ben burada

      Varlığımız sevgimizle

      Varsın çatık kaşlı duvarlar kaplasın her yanımı

      Varsın beyazlarla karalar karışsın birbirine

      Yeşermesin varsın başaklar ayrık otları arasından

      Kim kapatabilir yüreğimi size, sonsuza

      Yüreğimi kim mahkûm edebilir

      Yüreğim evren kadar büyük

      Bir o kadar sevginizle ayakta

      DURDURUN ÇAĞI 15

      Artık yeter ey koca kent

      Ey karman çorman binalar

      Ey beynime dikili taşlar

           Duvarlar, vitrinler ve lambalar

      Neden her intiharın

      Her sonu gelmez sevdanın

      Sebebinde siz varsınız

      Ve neden

      Açlığın, susuzluğun ve terin

      Sebebi hep siz

           -Güneş yanıklarıyla dolu

           Güneş ışınlarıyla çatlamış

           Güneşe hasret alınlardaki

           Gözyaşlarının-

      Ey taşlar, taş binalar

      Ey insanlar, taş insanlar

      Durdurun bu cinayeti

      Bu gün ortasında işlenen

      ANNEM 16

      Ömrün boyunca hep koşturdun durdun

      Evlatların için ordan oraya

      Mamak yollarında çile doldurdun

      Kıymet vermedin hiç pula paraya

      Allah’a zikrinle ne kadar yakın

      İblis’ten ne kadar uzaksın annem

      Kar demedin geldin, ayaz demedin

      Mevsimler tükendi, yıllar tükendi

      Sabırlar tükendi, sen tükenmedin

      Geldin de kırıldı zalimin bendi

      Cennetteki yerin hazır olmalı

      Topuğun çiğnesin kalbimi annem

      KUCAĞINA DÖNMEK ANNEMİN 17

      Küçüktüm

      Ellerim kocaman görünürdü gözlerime

      Küçüktüm

      Annemin kucağını anca doldururdum

      Annemin çilesi dudaklarımda bir tad

      Emeğin şarkısı – annemin ninnisi

      Kolay vazgeçmemişim anne sütünden

      Gözleri güzeldi annemin

      Farkına varamamışım bunca senedir

      Farkına varamamışım


<p>15</p>

“Hareket”(1977) sayı 8

<p>16</p>

Mamak 1982. İki yıla yaklaşan süre içinde, gelmediği görüş günü yok. Karda kışta, ayazda, temmuzun sıcağında zorla okutulan İstiklal Marşlarından sonra yüzünü tel kafeslerin ve kirli kalın camların arkasından seçmeye çalıştığım annem için…

<p>17</p>

İstanbul’a tayin olmuştuk. Yıl 1968. 68 kuşağında ilkokul sıralarındayım. Kadıköy Ziverbey’de evimiz. Sabah vakti. Dört bir yandan sabah ezanı duyuluyor. Gurbetteki çocuk, elemle uyanıyor. Annesi de… Onun kucağında ezanı dinliyorum. Erzincan’dan İstanbul’a gelmiş ve koca şehre alışmaya çalışan küçük kalp titriyor…