Henüz yetişkinlerden darbe almamış,
Yeni doğmuş, saf bir bebeğe!
Hayır, eğer şaşırıp da yolumu kaybetsem
Bileyim ki, çıkmak için bir yolum daha var.
Ama senin bir parçan her insanda var…
GÖZLERİM KÖR OLMUŞ
Gözlerim kör olmuş,
Bir şey görmüyorum.
Siyahları beyazdan ayırmıyor onlar.
Ben körüm…
Körlerden nefret etmezler,
Aksine, merhamet edip el uzatırlar.
Körüm,
Ne korkum var ne çekincem,
Neden korkmalıyım?
Hadi söyle neden?
Beni görenlere acıyasım gelir.
Kalplerinin gözü kör imiş meğer.
Hayatın hiçliğinde gül gibi azanlar,
Ne hakkı duyarlar, ne saf arzuyu.
Ben körüm!
Körlerden nefret etmezler!
Yalan da söylemezler, kötü olur sonu.
Tutuldu gözlerim,
Ama görüyorum,
İnsanlar can atıyor boş faniliğe.
Herkes bekliyor, bir şey olacak,
Ama var olanı görmüyorlar…
Neden?
Tutuldu gözlerim…
Ama duyuyorum,
Hangisi parlak renktir, hangisi siyah.
Görüyorum…
Hem de çok acıyorum,
Kalpleri kör olmuş bu insanlara.
Onlar hissetmezler, asla duymazlar
Aşk nefesinin uyanışı.
Kör oldu gözlerim ama nedense
Görüyorum dünyanın öteki başını.
Tanrı’ya yakın olduğum anlarda,
Gökleri avucumla okşuyorum.
O anda unutuyorum duyguyu, heyecanı
Mucize olanı ben anlıyorum.
Her türlü küskünlüğü unutuyorum ben,
İçi boş kıskançlığı, aptal faniliği…
Birini beladan kurtarmak için,
Bana kalp gereklidir,
Göz değil.
Ben körüm…
Gözlerim hiçbir şey görmüyor
Sonunda ölümlü her bir canlı gibi.
Kurtuluş budur ki, yaratılan insan
Karanlıkta olanı görsün,
Tüm körler gibi…
İŞTE YİNE YALNIZIM
İşte yine yalnızım, vefasız dostum,
Yine ay doğmuş, rüzgâr esiyor.
Sarhoş oldu hayattan aklım, düşüncem
Yalnızım…
Gece uzun, yüreğimin acelesi var.
Sadece gözlerim dalmıyor uykuya
Gün mutluluğun sonuna mı geldi?
Bu ıssız odada yine yalnızım…
Yalnızlar kimler için dualar ediyor?
İşte hala yalnızım.
Yalnızım, yalnız…
Ümitle beklediğim, belki bu değil.
Beni terk etti, uyudu güneş,
Gökte, gökkuşağı karardı aniden.
Güneş uyumuştu…
Yine rüyâyla
Söz bulamıyorum hiçbir şekilde şimdi.
Gündüz tuval üzerine çizdiğim renkler
Bir uçtan süzülür, şimdi sonsuzluğa,
İşte hâlâ yalnızım.
Şimdi siz söyleyin,
Kimin kudreti var böyle yalnızlığa?
İnsanlar gözlerinde korkuyu sevmez,
Sevmezler silahsızlar,
Gizli olanları.
Hiç kimseye hoş gelmiyor,
Hıçkırık sesi.
Özlem, umutsuzluk, güçsüzlük, veda…
Hatta melekler de dönüyor cellada,
Mazlum insanların başlarının üstünde.
Ne bileyim belki de kendi hayatımı
Bu küçük fırçayla çizip boyadım.
Resmime o kadar boya vurdum ki
Aldatıp, şaşırtayım kendi talihimi
Belki gerçekten de beni görmeyi
Haksız yere herkese yasak ettim.
Gerçekten böyle mi,
Var mı böyle yürek?
Hem gerçekten sevsin hem de ebedî…
İşte hâlâ yalnızım ama korkuyorum
Bu yalnızlıkla kalmaktan, yine baş başa.
Güya duymuşum ağlayan kalbimi,
Güya bilerek dönmüyorum taşa.
Yine de yalnızım…
İlacım ancak
Gamın kılığına girmektir bence…
Ya da pencereye beyaz bir tuval koymak…
GECE
Gece, beni affet ama sevmiyorum seni
Senden güzel olduğum için değil
Gündüz gizli olan bütün sırları
Karanlık düşünce, görüp seziyorum.
Gece beni affet, arkadaşım değilsin.
Gerçeği söyler dost olan insanlar.
Acıyla doludur gerçekler ama
Gecenin sahte rengi olanları gizler.
Gece söyle bakayım, neden geliyorsun?
Akıldan çıkan ne varsa hatırlatıyorsun
Sen gel, uyandırma hayallerimi,
Hayalden mi doğar güneş dünyada?
Gece, neden karanlığınla üzüyorsun beni?
Bu kadar da kin, nefret mi olur?
İnsanlar dahi olsun ve yahut aptal,
Gündüz bilinmez, bu gizli kalır.
Gece, geçici bir rahatlık ver bana,
Yüreğime merhem et sabah ışığını.
Neşemi geri ver, öfkeyi gizle,
Senin karanlığında gam ortaya çıkar.
Ne ağla ne bana acı,
Ya