Leyla Aliyeva
Sanki Bir Alevsin
TÜRK ŞİİRİNDE YENİ BİR SOLUK…
Şiire ve sanata saygı, Azerbaycan halkının geçmişinde derin kökleri bulunan millî bir özelliktir. Ayrıca şiir sanatı, halkımızın sevdiği ve eğimli olduğu alandır. Acı, tatlı tarihimizde, şiir ve sanat diliyle günümüze kadar gelen çok önemli anlar ve olayların olması tesadüf değildir. Bu gerçek, bir yandan sözlü halk edebiyatımızın gücü, diğer yandan ulusal sanat yeteneğinin zaferi, kalbimizde yerleşen millî şiirimizin gücüdür. Burada şiirimizle ilgili tarihsel bir ifadeyi hatırlamak gerekir: “Şairin sözleri gerçeğin sesidir!”
Bu bağlamda, şaire Leyla Aliyeva’nın sanatsal yaratıcılığından söz ediyoruz. Şairenin şiirsel dünyasına baktığımızda, ele aldığı konular ile şiirleri için seçtiği isimler arasında zengin bir uyum olduğunu görüyoruz. Leyla Hanım’ın şiirlerine, saf bir samimiyet ve asil bir yardımseverlik kokusu sinmiştir.
Nobel ödüllü ünlü Amerikalı yazar William Falkner şöyle yazıyor: “Sakin ruh ve rahat bir günlük yaşam, sanatçı için önemli değil. Yazarın maddî özgürlük ve bağımsızlıktan çok, kâğıt ve kaleme ihtiyacı vardır!” Leyla Aliyeva’nın, yaşamı ve faaliyetlerinde, bu bilge fikirlerin realitesini ve reddedilemez gerçekliğini, toplumsal bakış açısı ve yaratıcılığında açıkça görüyoruz.
Leyla Aliyeva’nın eserinde gözlemlenen bu nadir özellikler, sanatsal yeteneği, halkla ilişkilerdeki tükenmez enerjisi; vatan, ülke ve millet sevgisi ve doğa aşkı ile yakından ilgilidir. Şairenin tablolarındaki renk çeşitliliği, şiir örneklerinde de dikkati çekmektedir. Aynı zamanda Leyla Hanım’ın sosyal faaliyetlerinde çok yönlü olması, şiirlerinin konusu üzerinde de etkili olmuştur. Leyla Hanım’ın günümüz dünyasının canlı bir parçası olan Wi-fi, YouTube vb. gibi konularda yazdıkları şiirleri okuduğumuzda, günlük yaşamımızda meydana gelen olaylar bir film şeridi gibi gözümüzün önünden geçer. Şairinin “Gidip Biraz Ağlayayım”, şiirinde sekiz kez kullandığı “Kalbim ve yüreğim” sözü, şaire ile onun ince kalbinin yüz-yüze, göz-göze, gönül-gönüle samimi olarak sohbetinin açıklamasıdır:
Hayır, iyisi bu ki
Saksıya diktiğim,
Çiçek yeşersin yerden.
Ya da bala bandırıp,
Acısını unutturayım,
Gördüğünüz gibi, şiirin yalnızca bu kıtasında bile şairenin halk edebiyatını, ulusal ifade tarzını ne kadar iyi anlayabildiğini gösterir. Burada “bala bandırmak” ifadesini başka bir kelime veya cümle birleşimi ile değiştirmek mümkün değildir.
Leyla Hanım, hem resim hem de edebî eserlerinde doğa olaylarıyla duygusal hisler arasında uyumlu bir armoni yatarmıştır. Şairenin tüm şiirleri okuyucuyu duygulandırır. Onun “Neredesin, Dünyanın İyi Adamı?” şiiri şöyle başlar:
Neredesin dünyanın iyi adamı?
Acaba hangi uzak kıtalardasın?
Bütün denizlerden, nehirlerden geçip
Seni görmek için acele ediyorum!
Şaire, iki soru etrafında şiir becerileri ile tüm kıtaların, ormanların, dağların ve nehirlerin üstesinden gelerek ve duygularını içtenlikle ifade etme yeteneğini arar. Okuyucu ile samimi bir ilişki kurar. Genel olarak, idealizm ve sadelik arayışı şairenin şiir için tasarladığı ışıklı bir yoludur ki onun tüm yaratıcılığından geçmektedir.
Leyla Aliyeva’nın aşkı, güzelliği ve insanî duyguları her zaman okuyucunun kalbini okşar. Büyük şairimiz Hüseyin Cavid’in tabiri ile: “Benim Tanrım, güzelliktir, sevgidir!” diyebiliriz.
Şairenin eserlerinin nadir özelliklerinden birisi de okuyuculara sürekli iyimserlik aşılamasıdır. Hatta, gamdan, kederin ve hüzünden yazdığı şiirin sonu bile okuyucuda iyimser bir hava yaratıyor. Tıpkı “Keder Geçip Gidecek” şiirindeki gibi:
“Üzülme! Gam keder
birgün geçip gidecek!”
diye, ümit verir.
Gönül, zaman, aşk, güzellik, sevgi vb. konularında yazdığı şiirler, şaireyi şiir yolculuğunda sonsuzluğa doğru götürür. Leyla Hanım, şiir dilinde duygu ve düşüncelerini tereddüt etmeden ifade eder. Şairin her bir şiirindeki samimiyet, bir sonraki ifadenin ışık saçan şafağıdır. Leyla Hanım “Bakü” şiirinde şöyle yazıyor:
Garip ülkelerde hatırlarken seni,
Bazen gözyaşlarımı döküyorum sessiz.
Seni anlamadan, hayran kalıyorum
Anlarsam eğer, dayanamam sensiz.
Veya her mısrasında özgürlüğe aşık olduğunu cesaretle ilan eden Leyla Hanım’ın kaleminin gücü, büyük filozof İmadeddin Nesimi’nin duygusallığı ile benzerlik kurar. Şaire “Hapsetmeyin Beni Tablolara” şiirinde şöyle yazıyor:
Hapsetmeyin beni tablolara!
Bu kaygı, bu dikkat gerekli değil.
Eğer ruhuma merhamet gösterecekseniz,
Siz ona sadece özgürlük verin.
Leyla Aliyeva’nın edebî eserlerinde, düşündürücü ve örnek ifadeler ile karşılaşırız. Evet, “Zaman her şeye egemendir. O, sanki kendi geçiciliği ve insanın aceleciliği arasında bir dengeleme kuvvetidir. İnsanın tüm emeli zamana bağlıdır ve zaman geri gelmediği gibi, emel de silinmez ve geri dönmez. Onu değiştirme fırsatı yoktur. Zaman hiçbir şeye boyun eğmez, hiç kimseden çekinmez, kimseye ihtiyacı yoktur!” Zamanın egemenliğine karşı çıkmak ise, her sanatçının yaratıcılığındaki kararlılık ve yenilmezlik belirtisidir. Leyla Hanım, zarif ve sağlam kalbi ile zamanın yetersizliğine ve geri dönmezliğine karşı isyan eder ve bu isyanını şiir dili konusundaki yeteneği ile dile getirir. Genel olarak Leyla Hanım’ın yaratıcılığında zamana bağlı konular özel bir üstünlük oluşturur.
Zaman nereye aktı, acaba böyle?
Ben “dur” dedim, o durmadı.
Yola, karanlık çöktü saat altıda,
Elim güneşe uzana kaldı…
Görüldüğü gibi, bu şiirde, zamanın hızına dair düşüncelerini, naif ve renkli kelimelerle tanımlayabilmiştir. Afgan asıllı ABD’li yazar Halid Huseyin, dünyaca ünlü “Uçurtma Uçuran” eserinde, zamanın hızlı aktığından şikayet ederek şu sözleri kaleme alıyor: “Keşke zamanı durdurabilseydim.” Leyla Aliyeva, örnekte de belirttiğimiz gibi, zamanın hızlı akmasından ve yaşamın hızlı değişmesinden duyduğu endişeyi ifade ediyor:
– Zaman, bekle biraz, dur bir anlığına,
Dur, bekle beni, sözümü dinle.
Neden acele edersin, gizleme, konuş,
Paylaşırım sırrımı ben de seninle.
Şaire ayrıca mısralarındaki bilgeliğe dayanarak bir şekilde zamana ve kadere meydan okuyor. O, her durumda mücadelesini şiirsel bir üslup ile ortaya koyabiliyor.
Aliyeva, anavatanına, halkına olduğu gibi kendi İslam dinine de kalben inanıyor ve gerçek anlamda Allah’ını seviyor. Onun büyük Yaratan’a, Allah’a olan inancını ve itikadını “Bana Güç Ver Allah’ım!”, “Benim Allah Vergim!”, “Hayat Nedir, Ölüm Ne?”, “Cennetle Aramda Bir Basamak Kaldı!” gibi şiirlerinde gözlemlemek mümkündür.
Şunu söylemeliyim ki, son yıllarda Haydar Aliyev Vakfı Başkan Yardımcısı şaire Leyla Aliyeva’nın şiir kitapları, Kaspi Eğitim Merkezi ve Kaspi Gazetesi’nin “Azerbaycan’ın Klasik Şair ve Yazarlarını ve Genç Yeteneklerini Yurtdışında Tanıtalım!” projesi çerçevesinde “Farsça olarak Tahran’da ve Özbek dilinde Taşkent’te yayınlandığı belirtilmelidir. Şairenin “Sanki Bir Alevsin” isimli bu kitabı, Türkiye’de şiir severlerle buluştuğu tek kitabıdır.
Bizce Leyla Aliyeva’nın resimlerinin sanat severlerin kalbini okşadığı gibi şiirleri de şiir severlerin