“Bundan emin misin?” Genç adamın dudakları çapkın bir gülümsemeyle kıvrıldı. “Dükkânda durmak zorunda mısın? Birlikte biraz dolaşmak ister misin? Buranın sahibi nerede?” Genç adam dükkânın içerisine bakındı. “Onlardan mola vermek veya erken paydos etmek için izin iste.”
Genç kadın evet demek istedi, ama Ivy’i tek başına bırakamazdı. Ayrıca genç adamın dükkânın sahibi olduğunu düşünememesinden rahatsız olmuştu. Sadece yirmi üç yaşındaydı, ama bu bir işletme sahibi olmanın sorumluluğunu üstlenemeyeceği anlamına gelmiyordu. Genç adam ondan dört veya beş yaş büyük olmalıydı. Yaşı Gabriel’in yaşına yakın gibiydi.
“Sanırım imkânsız.” Holly başını salladı. “O bizi köle gibi çalıştırır.”
“Bu çok kötü. Birlikte güzel vakit geçirebilirdik.” Genç adam gülümsemeyi bıraktı. “Eğer bana nerede olduğunu gösterirsen, belki seni bırakması için onu ikna edebilirim.”
“Bu mümkün değil.” dedi Holly. “Öyle olsaydı, zaten evet derdim.”
“Ne?” Kafası karışmış bir şekilde genç kadına baktı ve sonra kafasını salladı “Anlıyorum. Dükkânın sahibi sensin.”
Genç kadın başıyla onayladı. “Kız kardeşim ve ben.” Genç kadın dükkânın diğer ucunu işaret etti. Ivy sonunda geri dönmüştü ve çok da mutlu görünmüyordu. “Ivy.”
“Belki daha sonra.” Genç adam Ivy’e doğru baktı. Onun ilgisinin kız kardeşine kaymasından bir an huzursuzluk duydu. Genç adam hercai bir tip miydi? İşin geçeği, genç kadının ona hiç ihtiyacı yoktu… Genç adamı yalnız bırakarak tezgâhın arkasında çalışmaya başladı. Holly’nin sahip olamayacağı bir adam ile ilgili hayaller kurmaktan daha önemli işleri vardı.
BÖLÜM DÖRT
Nicholas, Holly ile konuşurken büyük bir pot kırmıştı. Genç kadınla zaman geçirmek istiyordu. Bu sebeple Hoş Tesadüfler Yolu günü sonlandırıncaya kadar beklemeye karar verdi. Çalışma saatleri dükkânın camında yazıyordu. Saat beşten sonra açık olmayacaklardı. Bu da öldürmesi için birkaç saatlik zamanı olduğu anlamına geliyordu. Genç adam bu zamanı akıllıca kullanmalıydı. Yerel çiçekçi dükkânına giderek genç kadını tanıyıp tanımadıklarını sordu. Tabii ki onu tanıyorlardı. Gabriel haklıydı. Kasaba Strange ailesinin üyeleriyle doluydu. Holly’nin ailesinden oldukları için genç kadının en sevdiği çiçekleri bulup, onlardan birkaç demet sipariş etmesi çok kolay oldu. Daha sonra bir şişe şarap için Üzüm Aromaları dükkânına gitti. Şansı burada da yaver gitti ve genç kadının en beğendiklerinden satın aldı. Cadı Kazanı’na giderek Holly'nin kuzeni Esmeralda ile birlikte kahve dükkânının sahibi olan Tristan Scott ile bir anlaşma yaptı. Cadı Kazanı, Hoş Tesadüfler Yolu kapanmadan bir saat önce günü sonlandırıyordu. Genç adam kahve dükkânını özel olarak kullanmak üzere bir ödeme yaptı. Nicholas, genç kadına sürpriz yapmak için her şeyi ayarlamıştı. Tek ihtiyacı olan onu buraya getirecek birini bulmasıydı. Bu yardım çok şaşırtıcı birinden geldi.
“Hoş Tesadüflere uğrar ve ona Esmeralda’nın yardıma ihtiyacı olduğunu söylerim.” Tristan, Nicholas’a göz kırptı. “Konu Strange ailesinin kadınlarına geldiğinde, alabildiğin tüm yardımı alman gerekir. Esme günün geri kalanı için çoktan dükkândan ayrıldı. Sonrası için ateşli bir randevusu var.”
“Bu randevu seni rahatsız mı ediyor?” diye sordu Nicholas.
“Hayır” diyerek başını salladı Tristan. “Biz sadece arkadaşız. Kalbim bir başka Strange kadınına ait. Bir gün o geri dönecek. Her zaman dönerler.”
Nicholas kaşlarını çattı. “Nasıl bu kadar emin olabilirsin?”
“Bu kasaba onları çağırır. Bu her neyse hep aynı şeyi yaparlar. Bunu tam olarak açıklayamıyorum.” Bir anlığına sustu ve sonra devam etti, “Bir sihir gibi. Her şey olabilir, hem de en beklemediğin anda. Aşk böceğinin burada kaç kişinin üzerine konduğunu bir bilsen? Kasaba sanki sevgilileri bir araya getirmek için yaratılmış gibi.” Genç adam kafasını salladı, “Belki bu sadece benim hüsnü kuruntumdur. Buna inanmak zorundayım, yoksa sevdiğimi sonsuza kadar kaybederim.”
“O kim?” Bu kişinin Holly olduğunu düşünmedi genç adam, aksi halde Tristan ona yardımcı olmazdı. Nicholas geçen birkaç saat içerisinde birden fazla Strange kadını ile tanışmıştı. Hiçbiri Tristan’ın aşkı olamazdı. Hepsinin kasabada kendi iş yerleri vardı. Aşık olduğu kadın kasabadan arkasına bakmadan ayrılmış gibi konuşmuştu Tristan.
“Holly’nin ikiz kız kardeşi Sage.”
Bu cevapta Nicholas’ı rahatsız eden bir şey vardı. Eğer Sage’i elde edemez ise Holly’nin dikkatini çekmeye çalışabilir miydi? Eğer ikizlerse… “Nereye gitti?”
“Büyük şehirde bir organizasyon planlama şirketi var. Orada kendi adını duyurmaya çalışıyor. Sage, Kısmet Koyu kasabasına damgasını vurmak istemeyen tek Strange ailesi üyesi. Onlarla ortak olan tek yanı saçlarının rengi. Başka hiçbir şeyi benzemez.”
“O ve Holly birbirlerine benzemiyor mu?”
Tristan kafasını salladı. “Hayır, çift yumurta ikizi değiller.”
Bir sebeple Nicholas’ın içi rahatladı. Holly’i tamamen kendine istiyordu ve onun başka birine benzediği düşüncesi hiç hoşuna gitmemişti. Sahiplenme düşüncesi kafasında şekillenirken, kaşlarını çattı. O anda Holly ile ilgili aklına tek bir kelime vardı. Benim.
“Bana çok yardımcı oldun. Teşekkür ederim.”
“Önemli değil.” Tristan kasayı kapatıp, her şeyi toparlayıp düzenledi. Nicholas’a bir tomar anahtar verdi. “İşin bittiğinde, dükkânı kapadığından emin ol. Anahtarları Holly’e ver. Onları Hoş Tesadüflerden alırım. Yarın dükkânı Esmeralda açacak, bu yüzden anahtarlara yarına kadar ihtiyacım yok.”
Nicholas şimdiye kadar karşısındakine bu kadar güvenen insanlarla karşılaşmamıştı. Belki bu küçük kasaba hayatına özgü bir şeydi... Tristan onu neredeyse hiç tanımıyordu ama ona dükkânın anahtarlarını veriyordu. Neden tamamen yabancı birine bunu yapıyordu ki? “Bana güvenebilirsin.”
“Biliyorum.” dedi esrarengiz bir sesle. “Aksi halde, yardımımı istediğin anda seni dışarı atardım. Dediğim gibi… Kısmet sihirli bir yerdir. Bunu göreceksin.”
Bu sözlerle Tristan, Cadı Kazanı’ndan çıktı ve Holly'yi beklemesi için Nicholas'ı yalnız bıraktı. Genç kadının sürprizden hoşlanmasını ve daha önceki kabalığı için onu affetmesini umuyordu. Nicholas, nadiren dürtüleriyle hareket ederdi, ama Holly onun bir şeyler istemesine neden olmuştu. Genç kadını istiyordu.
BÖLÜM BEŞ
Tristan genç kadından Cadı Kazanı’na uğramasını istemişti. Esmeralda’nın ne için ona ihtiyacı olabilirdi