Araba Sevdası. Recaizade Mahmut Ekrem. Читать онлайн. Newlib. NEWLIB.NET

Автор: Recaizade Mahmut Ekrem
Издательство: Elips Kitap
Серия:
Жанр произведения:
Год издания: 0
isbn: 978-625-6485-36-5
Скачать книгу
sarkıntılık.

      40

      Rendez-vous: Buluşmak için verilen karar ve söz.

      41

      Au revoir: Tekrar görüşmek üzere Allah’a ısmarladık.

      42

      Diable; par hasard serai-je amoureux?: Vay canına; yoksa sevdalanıyor muyum?

      43

      Ordinaire: Bayağı, adi

      44

      C’est naturel: Tabii bir şey

      45

      Dommage! Voilà une beauté mal placée! Si c’est une beauté par exemple!: Yazık! İşte yerini bulamamış bir güzellik! Eğer buna bir güzellik demek caizse!

      46

      İndifférence: Kayıtsızlık, ilgisizlik

      47

      Ce n’est qu’une grisette!: Bu, ancak bir fındıkçıdır!

      48

      Cocotte: Hafifmeşrep, havai

      49

      Coureur: Kadın, kız peşinde dolaşan, çapkın

      50

      L’apparence est trompeuse: Görünüşe aldanmamalı.

      51

      “Sıçraya sıçraya koşarken bir şeyden ürkmüş gibi, birdenbire durmayı ve dönüp dönüp arkasına bakmayı ceylan senden öğrendi.”

      52

      İstanbul’da meşhur Kapalı Çarşı’nın Nuruosmaniye Camii tarafındaki kapısından Beyazıt tarafındaki kapısına kadar uzanan geniş caddesine eskiden “Kalpakçılarbaşı” denir ve paşaların, yüksek memurların, tanınmış zenginlerin terzileri filan hep orada bulunurdu.

      “Kalpakçılarbaşı’ndaki dükkânlardan çokça alışveriş etme”ye gelince: O devirde kaçgöç olduğu için kadınlar şimdiki gibi serbest serbest sokağa çıkamaz, bilhassa öyle kalabalık alışveriş yerlerine kolay kolay sokulamazlardı. Metinde bahsedilen sarışın yosmanın arkadaşı ise pek fingirdek bir şey olduğundan zannımca, yazar herhâlde onun çarşılarda, pazarlarda dolaşa dolaşa kabak çiçeği gibi açılmış olduğuna işaret etmek istiyor.

      53

      Karamandola ayakkabı: Yine o devirde bir nevi siyah deriden yahut rugandan yapılan bir çeşit kadın ayakkabısına bu isim verilirdi.

      Bana bu malumatı veren ve eski bir İstanbul efendisi olan kıymetli ağabeyim Hulusi Kocahârzem’e ve yine İstanbul’un köklü bir ailesine mensup bulunan arkadaşım ve meslektaşım Sayın Melek Topa’ya teşekkürlerimi sunarım. (s. n.)

      54

      Quel esprit!.. Quelle finesse!..: Ne zekâ!.. Ne incelik!..

      55

      Géranium: Sardunya çiçeği

      56

      Fanée: Solgun, pörsümüş

      57

      Admirateur: Hayran

      58

      Heureux: Bahtiyar, mesut

      59

      Droit: Hak

      60

      Rustique: Kır hayatına ait, kırsal.

      61

      Esprit: Zekâ, nükte

      62

      Éducation: Terbiye, görgü

      63

      Noble: Soylu

      64

      Mal élevé: Kötü eğitilmiş, fena yetiştirilmiş, terbiyesiz

      65

      Beauté: Güzellik

      66

      Poétique: Şairane

      67

      Conversation: Mükaleme, konuşma

      68

      Miroir terrestre: Yer aynası

      69

      Glace parterre: Yere döşenmiş ayna

      70

      Très belle comparaison pour un petit lac… C’est très joli!: Bu küçük göl (havuz) için çok güzel bir mukayese… Çok güzel!

      71

      Un peu trop flattant, mais ça ne fait rien: Fazlaca övücü amma zararı yok.

      72

      Accepter: Kabul

      73

      Jeune personne: Tazecik kişi, genç kimse

      74

      Ça va bien, ça n’est que de la pudeur, c’est de la candeur!: Pek âlâ bir şey, bu hâl sadece iffet ve masumluktan.

      75

      Emotion: Heyecan

      76

      Heureusement: Çok şükür, bereket versin.

      77

      Rencontre: Tesadüf, rastlama

      78

      Victoire!: Yaşasın!

      79

      Vers: Mısra

      80

      Quel drôle de nom!: Ne tuhaf isim!

      81

      Original!: Özgün, hiç kimsede olmayan şey, nevi şahsına mahsus!

      82

      Kalipso (Calypso): Eski Yunan mitolojisinde, güya Okyanus veya Atlas ile Tetis’in kızı olup Osisya yahut Ocicya Adası’nda otururdu.

      Truva (Troie) Muharebesi kahramanlarından Ülis (Odisseus), fırtınaya tutularak bu adaya düşmüş ve Kalipso’nun sevgisini kazanıp adada yedi yıl alıkonulmuş, bilahare Jüpiter’in (Tanrılar tanrısı Zeus) emriyle Kalipso’yu terk ederek karısının yanına dönmüştür.

      [Kamus-ul-a’lâm, cilt 5, sayfa 3561.]

      83

      A quelle heure?: Saat kaçta?

      84

      Adieu: