117
Parlons d’amour s’il vous plaît!: Aşktan bahsedelim, lütfen!
118
Intrigues: Romanlarda ve piyeslerde konuya canlılık ve hareket vermek için icat edilen olaylar.
119
Par malheur: Kazara, nasılsa
120
Parlons d’amour s’il vous plaît!: Aşktan bahsedelim, lütfen!
121
De quel amour voulez-vous que je parle?: Aşkın hangi nevinden bahsetmek istiyorsunuz?
122
De l’amour de femme!: Kadın aşkından!
123
Fatalité: Kader
124
À mardi, n’est-ce pas?: Salıya, değil mi?
125
Saat 16.30’dan beri.
126
“Boccacio’nun Hikâyeleri”: İtalyan yazarı Boccacio’nun (1313-1375) eseri.
127
İstavroz: Beylerbeyi’nde şimdiki adıyla Abdullahağa Mahallesi’nin eski adı. (Şimdi “Çayırbaşı” denilen yere de evvelce “İstavroz Çayırı” denirdi.)
128
Robe de chambre: Gecelik hırka
129
Qu’est-ce que c’est que l’amour? C’est un tambour! C’est un tambour!.. Mais mon cher cavalier! J’avoue enfin que le beau sexe vaut mieux qu’un lapin: Aşk da nedir ki? Bir trampet! Bir trampet!.. Aziz binici arkadaşım, sana şunu itiraf edeyim ki; kadın kısmı bir tavşandan yeğdir.
130
Jean-Jacques Rousseau (1712-1778): XVIII. yüzyılın büyük Fransız edibi. Siyasette, pedagojide, Fransız Devrimi çığırını açmıştır. Hepsi birbirinden değerli birçok eserleri vardır. “Nouvelle Héloise” (“Yeni Heloyiz”) bunlardan biridir.
131
“Secrétaire des Amants”: “Âşıklara Mahsus Kılavuz”
132
Noble: Soylu
133
Sentiments: Duygular
134
Philosophique: Felsefi
135
Conseil: Öğüt
136
Maison des aliénés: Tımarhane
137
Moment: An
138
Heureux: Mesut
139
Malheureux: Talihsiz
140
Noblesse: Soyluluk
141
Qualificatif: Tavsif için kullanılan kelime, sıfat
142
Géranium: Sardunya çiçeği
143
Par gentillesse: Nezaket olarak
144
Corsage: Kadınların üste giydikleri
145
Fanée: Solgun
146
Importance: Önem
147
Talents: Meziyetler, istidatlar
148
Cultiver (etmek): Yetiştirmek
149
Insulte: Tahkir
150
Quelle divine beauté que vous êtes!: Ne ilahi güzelliğiniz var!
151
Plaisir: Haz
152
Reine: Kraliçe
153
Embarras: Sıkıntı
154
Ensemble: Heyeti mecmua
155
Commun: Alelade
156
Fade: Tatsız
157
Insipide: Yavan
158
Représenté: Gösterilmiş
159
Züppe oğlan, yarım yamalak Fransızcası ve ondan daha düzgün olmayan Türkçesiyle, romantik veya romanesk (romantique, romanesque: masalımsı, hayalî) deyimini herhâlde kendi kıt aklınca “romanî” diye uyduruvermiş olsa gerek.
160
Étude: Tetkik, inceleme
161
Nature: Tabiat
162
Admirer: Hayrete değer bulmak
163
Küstahça
164
Hatalı
165
İmkânsız
166
Sabırlıca
167
Gönül avlayan
168
Görünerek
169
Alay
170
Sujet: Şahıs
171
Passion: İhtiras
172
Ansızın, birdenbire
173
Yaralar
174
Güzel yaratık
175
Gerçi
176
Concours: El birliği, yardım
177
Méprisé: Küçümsenmiş
178
İlahi Bihruz Bey, sen de bizleri bitirdin!
179
Şimdi
180
Accueil: Kabul
181
Temiz ayak tozunuza
182
Perişan hâlimi
183
Sincère: Candan, samimi
184
Mektubumun
185
Bulunan
186
İntizar eden, bekleyen
187
Sözü bitiririm
188
Poésie: Şiir
189
Couplet: Kıta
190
Chanson: Şarkı
191
En vers: Manzum olarak
192
En prose: Nesir olarak
193
Sentiment: Duygu
194
Fransız şairinin
195
“Langage des Fleurs”: “Çiçeklerin Dili”
196
“Histoire Naturelle”: “Tabiat Bilgisi”, “Tarih-i Tabii”
197
Raison: Mantık, sebep
198
Tous les poètes sont fous!: Bütün şairler delidir!
199
Vâsıf Bey: Enderunlu Osman Vâsıf (? – 1824). Bilhassa şuh şarkılarıyla tanınmış son divan şairlerindendir. Divanı basılmıştır. Çocukluğunda Enderun’a alınarak sarayda anahtar ağalığı, kiler kethüdalığı gibi bazı sıra hizmetlerinde bulunmuştur. Bir atasözü gibi hatırlarda kalan:
“Âteş kenarı kış gününün lâlezarıdır.” mısrası onundur ki halk arasında:
“Mangal başı kış gününün lâlezarıdır.” diye söylenmektedir.
200
Chansonnette: Şarkı
201
Molière (1622-1673): Fransız komedi yazarı. Eserlerinde yaşattığı ka