9
Müfredat: Bir bütünü meydana getiren şeylerin her biri. (e.n.)
10
Matematik kastediliyor. (e.n.)
11
Kıyye: Okka. Eskiden kullanılan bir ağırlık ölçüsü. Kıyye-i atika da denir. Şimdiki 1282 gram. (e.n.)
12
Cenab-ı Halik-ı Mutlak ve Sani-i Azam: Mutlak yaratıcı ve ulu sanatkâr (Allah). (e.n.)
13
“Yed-i tula” kelimesi hem “en uzun el” hem de “geniş nüfuz” manasına gelmektedir.
14
Keşkül: Gezici bazı dervişlerin ve dilencilerin ellerinde tuttukları, Hindistan cevizi kabuğundan, metalden veya abanozdan yapılmış dilenci çanağı. (e.n.)
15
Mümeyyiz: İyiyi kötüyü, doğruyu yanlışı ayıracak durumda olan. (e.n.)
16
Fayrap: 1. Bir istim kazanının, istim oluşturacak biçimdeki yanar durumu. 2. Gemilerde ateşçiye, ateşi hızlandırması, harlı duruma getirmesi için verilen komut. (e.n.)
17
Teşyici: Uğurlayıcı. (e.n.)
18
Mütehassın: Kaleye veya istihkâmlı bir yere kapanmış. (e.n.)
19
Voyageur: Yolcu (Fransızca). (e.n.)