Şöminenin üzerinde
Bir Bufalo gördüğünü sandı:
Bir daha dönüp baktığında,
Kız Kardeşinin Kocasının Yeğeni olduğunu anladı.
“Eğer bu evi terk etmezsen.” dedi.
“Çağıracağım Polisi!”
Biz yolda beklerken, kapı aralığından bize bakarak “O bendim!” diye ekledi. “Ben de olsam öyle yapardım – patatesin turp olmadığı kadar kesin – eğer o kendi çıkmamış olsaydı! Ama ben ebeveynlerimi daima her şeyden çok severim.”
“Kim ki senin ebeveynin?” diye sordu Bruno.
“Benim velinimetim tabii ki!” diye cevap verdi Bahçıvan. “İsterseniz içeri gelebilirsiniz.”
Bunu söylerken kapıyı açtı, biz de dışarı çıktık; biraz sersemlemiş ve aptallaşmış (en azından ben öyle hissediyordum) hâlde birden, demir yolu vagonunun yarı karanlığından Elveston İstasyonu’nun ışıl ışıl aydınlatılmış platformuna geçtik
Oldukça şık giyinmiş bir uşak gelip şapkasıyla selam verdi. Elindeki paketleri alıp, “Araba burada Leydim.” dedi. Leydi Muriel yüzünde tatlı bir gülümseme ile “İyi geceler!” deyip elimi sıktı ve adamı takip etti.
Boşluk ve yalnızlık duyguları içinde eşyamı taşıyacak olan arabaya doğru gittim. Paketlerimin benim arkamdan gönderilmesi talimatını verdikten sonra Arthur’un dairesinin yolunu tuttum. Sevgili arkadaşımın beni dostane karşılaması ve küçük oturma odasının rahat sıcaklığı ve ışığıyla içimdeki yalnızlık duygusunu kısa sürede unuttum.
Evinin loş ışıklı oturma odasına doğru yürürken “Gördüğün gibi oldukça küçük bir yer ama ikimiz için yeterli.” dedi. “Şöyle rahat bir koltuğa geç sevgili dostum. Dur sana bir bakayım. Biraz keyifsiz görünüyorsun.” deyip ağırbaşlı, profesyonel bir hava takındı ve “Sana ozon yazıyorum; yet. mikt. Toplumsallaşma, enerji kaybı için fiant pilulae quam plurimae: günde üç kere yemeklerde almalısın.”
Ben de hemen “İyi de doktor, Toplum günde üç kere alınmaz ki!” diyerek itiraz ettim.
Genç doktor umursamaz bir şekilde “Sen öyle san. Evde çim tenisi, öğleden sonra 3’te. Evde davul, öğleden sonra 5’te. Evde müzik (Elveston akşam yemeği vermiyor.) akşam 8’de. Arabalar saat 10’da. İşte bu kadar!” diye neşeyle cevap verdi.
Kulağa gerçekten de çok hoş geldiğini kabul etmek zorundaydım. “Buralı bazı bayanları şimdiden tanıyorum. Hatta içlerinden biri benimle aynı kompartımanda geldi.” dedim.
“Nasıl görünüyordu? Belki onu tanıyorumdur.”
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.