Biz İstanbul’da, kendimiz için bütün eski ve yeni Türkiye sınırlarını içine almak üzere geçici bir Amerika mandasını “ehven-i şer” olarak görüyoruz. Sebeplerimiz şunlardır:
1- Aramızda, hangi şartlar altında olursa olsun Hristiyan azınlıklar kalacaktır. Bunlar hem Osmanlı vatandaşlık haklarından faydalanacaklar hem de dışarıda bir Avrupa devletine dayanarak karışıklık çıkaracaklar, devamlı müdahaleye yol açacaklar, zaten görünüşten ibaret olan istiklalimizden azınlıklar adına her yıl bir parça daha kaybedeceğiz.
Sağlam bir hükûmet ve çağdaş bir idare kurulması için Patrikhanenin siyasi imtiyazları, azınlıkların kuvvetli devletler vasıtasıyla devamlı tehdidi ortadan kalkmalıdır. Küçük ve zayıf bir Türkiye bunu yapamayacaktır.
2- Birbirini yok eden, menfaat, hırsızlık veyahut macera ve şiddet uğruna yaşayanların hırsını tatmin eden hükûmet nazariyesi yerine, milletin refah ve kalkınmasını sağlamak, halkı, köyleri, sıhhati ve zihniyetiyle çağdaş bir halk hâline koyabilecek bir hükûmet nazariyesine ve uygulamasına ihtiyacımız var. Bunda gereken para, ihtisas ve kudrete sahip değiliz. Siyasi dış borçlar, siyasi esareti artırıyor. Taraf tutma, cahillik ve çok konuşmaktan başka müspet bir netice veren yeni bir hayat yaratamıyoruz.
Bugünkü hükûmet adamlarını takdir etmese bile, halkı ve halk hükûmeti kurulmasını faydalı bilen Filipin gibi vahşi bir memleketi, bugün kendi kendini idareye muktedir çağdaş bir makine hâline getiren Amerika, bu hususta çok işimize geliyor. Onbeş-yirmi sene zahmet çektikten sonra yeni bir Türkiye ve her ferdi, tahsili, zihniyetiyle hakiki istiklali kafasında ve cebinde taşıyan bir Türkiye’yi ancak yeni dünyanın kabiliyeti yaratabilir.
3- Yabancı devletlerin Türkiye üzerindeki rekabetlerini ve kuvvetlerini memleketimizden uzaklaştırabilecek bir yardımcıya ihtiyacımız var. Bunu ancak Avrupa dışında ve Avrupa’dan kuvvetli bir elde bulabiliriz.
4- Bugünkü oldubittileri kaldırmak ve bir an önce davamızı dünyaya karşı savunmak için gerekli kuvveti haiz bir devletin yardımını istemek lazımdır. İstilacı Avrupa’nın binbir vasıtasına ve melun siyasetine karşı böyle bir vekil sıfatıyla Amerika’yı kendimize kazanarak ortaya atabilirsek, şark meselesini de Türk meselesini de gelecek için kendimiz halletmiş olacağız.
Bu sebeplerden dolayı, bir an önce istememiz lazım gelen Amerika mandası da tabii mahzursuz değildir. Gururumuzdan epeyce fedakârlık etmek mecburiyetinde bulunuyoruz. Yalnız bazılarının düşündüğü gibi Amerika’nın resmî sıfatında, dinî temayül ve taraf tutma yoktur. Hristiyanlara para verecek misyoner kadını Amerika’sı, Amerika’nın idare makinesinde bir mevki tutmaz. Amerika’nın idare makinesi, dinsiz ve milliyetsizdir. O, çok ahenkli, farklı cins ve mezhepte adamları, çok kaynaşmış bir hâlde bir arada tutmanın yolunu biliyor.
Amerika, doğuda mandaterliğe ve Avrupa’da gaile yüklenmeye taraftar değildir. Fakat onların gurur meselesi yaptıkları Avrupa’ya, usulleri ve idealleriyle üstün bir millet olmak iddiasındalardır. Bir millet samimiyetle Amerika milletine başvurursa, Avrupa’ya, girdikleri memleket ve milletin hayrına nasıl bir idare kurduklarını göstermek isterler.
Resmî Amerika’nın önemli şahsiyetleri arasında lehimize epeyce bir temayül meydana geldi. İstanbul’a Ermeni dostu olarak gelen birçok mühim Amerikalılar, Türk dostu ve Türk propagandacısı olarak döndüler.
Bu akımı temsil eden resmî ve gayriresmî Amerika’nın fikri, gizli olarak şudur: Türkiye’yi, olduğu gibi hiçbir parçaya ayırmamak, eski sınırları içinde bütün hâlinde muhafaza etmek şartıyla umumi ve bir tek manda almak istiyorlar. Suriye, Amerika komisyonu oradayken, umumi bir kongre yaparak Amerika’yı istemiştir. Amerika’da, Suriye’nin bu arzusu pek hararetle karşılanmıştır.
Resmî Amerika bizim topraklarımız üzerinde Ermenistan kurmaya niyetli görünmüyor. Eğer manda alırlarsa, bütün milletleri eşit şartlar altında bir memleket evladı olarak kabul edip alacaklarını, en önemli çevrelerden haber aldım. Fakat Avrupa, mutlak bir Ermenistan meselesi yapmak -bilhassa İngiltere Ermenilere tavizler vermek istiyor, Amerika umumi efkârında zulüm görmüş Ermeniler adına bir oyun oynamaya çalışıyor. Avrupa korkusu, bizim fikir adamlarımızı düşündürüyor. Reşat Hikmet Bey gibi Cami Bey gibi hatta millî birliğe şekil veren diplomatlarımızın Ermeni meselesi için bir çözüm yolu tavsiyeleri var. Resmen size yazılıyor.
Çok tehlikeli anlar geçiriyoruz. Anadolu’daki mücadeleyi dikkat ve sevgiyle takip eden bir Amerika var. Hükûmet ve İngilizler bunun Hristiyanları öldürmek, ittihatçıları getirmek için bir hareket olduğunu, Amerika’ya telkine el birliğiyle çalışıyorlar.
Her an bu Millî Mücadele’yi durdurmak için kuvvet gönderilmesi düşünülüyor, bunun için İngilizleri kandırmaya çalışıyorlar. Millî Mücadele süratle ve müspet arzularla hemen meydana çıkarsa ve Hristiyan düşmanlığı gibi bir rengi de olmazsa Amerika’da hemen yardımcı bulacağını, yine çok önemli çevreler garanti ediyorlar.
Sivas Kongresi toplanıncaya kadar Amerika komisyonunu alıkoymaya çalışıyoruz. Hatta kongreye Amerikalı bir gazeteci göndermeye de belki muvaffak olabileceğiz.
İşte bütün bunlar karşısında, davamızda yardımcı olabilmesi için bu fırsat dakikalarını kaybetmeden, bölüşülme ve çökme korkusu karşısında kendimizi Amerika’ya başvurmaya mecbur görüyoruz.
Vasıf Bey kardeşimizle bu hususta ortak olan noktaları, kendisi de ayrıca yazacaktır.
Türkiye’yi azim ve irade sahibi, geniş kafalı bir iki kişi belki kurtarabilir.
Macera ve boğuşma devri artık geçmiştir. Gelecek için kalkınma ve birlik savaşı açmaya mecburuz. Sınırlarında bu kadar çok evladı ölen zavallı memleketimizin, fikir ve medeniyet savaşında kaç tane şehidi var? Biz Türkiye’nin hayırlı evlatlarından yarının kurucuları olmalarını istiyoruz. Rauf Bey kardeşimizle sizin birlikte, temelleri bile çöken zavallı memleketimiz için uzakları görerek düşünüp çalışmanızı bekliyoruz.
Hürmetlerimi gönderir, başarılarınıza dua ederim. Millî davada canıyla ve başıyla çalışanlar arasında, sade bir Türk askeri tevazuyla sizinle beraber olduğumu ifade ederim.
15’inci Kolordu Komutanlığına,
Mustafa Kemal Paşa içindir: İstanbul’daki çeşitli partilerin birleşerek Amerika heyetine bildirilmek üzere aldıkları kararlar aşağıda arz olunur:
1- Ermenistan için Türkiye’nin doğu sınırları üzerinde Ermenilerin işine yarayacak bir toprak parçası vermeye, doğu vilayetlerindeki Türklerin ve orada iş başında bulunan büyüklerin, buranın gelecekte refahını ve serbestçe gelişmesini düşünerek razı olabilecekleri fikrinde bulundukları, yalnız bu fikirlerini oradaki Kürtler ile iş birliği yapmış olmaları ve Kürtlerin de Ermenilere toprak verme fikrine kesinlikle karşı bulunmaları dolayısıyla açığa vurmak istemedikleri ve hatta açığa vursalar bile oradaki Türk çoğunluğunun, aşağıdaki şartların yerine getirileceği konusunda kendilerine teminat verilmedikçe bu fikirde Kürtlerden ayrılmayacaklarını zannettikleri tespit edilmiştir. Şöyle ki: Birincisi, Türk ve Kürt çoğunluğunun ve aralarındaki diğer azınlıkların yaşadıkları toprakların bütünlüğü; ikincisi Türk istiklalinin tam olarak tanınması ve fiilen garanti edilmesi; üçüncüsü, Türkiye’nin çağdaş medeniyete ulaşabilmesi için serbestçe