Bu telgrafa orada verdiğim cevabı aynen arz edeceğim. Ertesi gün Heyetitemsiliye adına da aynı mahiyette uzun bir telgrafla Vali yatıştırılmaya ve ikna edilmeye çalışıldı (Ves. 43). Ayrıca Kadı Hasbi Efendi’ye de dolaylı yoldan bir telgraf çekildi (Ves. 44). Kolordu Komutanı’na da gerektiği gibi yazıldı (Ves. 45). Rasim Bey’e de endişelerini gidermek için bizzat yazdım (Ves. 46).
Sivas Valisi Reşit Paşa Hazretleri’ne,
Saat 1 sonra
Verdiğiniz bilgilere ve yüksek düşüncelerinize bilhassa teşekkürlerimizi arz ederim. Mösyö Brunot ve arkadaşlarının gözdağı vermek için söylediklerini tamamen blöf olarak sayarım. Sivas Kongresi’nin toplanması yeni bir mesele olmayıp aylarca önceden dünyaca bilinen bir teşebbüstür. Gariptir ki İstanbul’da bulunan yetkili Fransız siyaset adamlarının da âcizlerine gönderdikleri haberler, Anadolu’da millet tarafından girişilmekte olan teşebbüslerin pek haklı ve meşru olduğu ve milletimizin istekleri kendilerine açıkça bildirildiği takdirde, memnuniyetle kabul edeceklerine ve yerine getireceklerine dair şimdiden yazılı teminat vermeye hazır oldukları merkezindedir. Mösyö Brunot’nun ikinci görüşmede ağız değiştirmesi ve yumuşamaması âcizlerini kazanmak için olabilir. Binbaşı Brunot’nun dediği gibi Sivas’ın beş-on gün içinde Fransızlar tarafından işgali o kadar kolay değildir. Zatıdevletinizin hatırında olsa gerektir ki İngilizler, bu husustaki tehditlerinde daha ileri giderek Batum’daki askerlerinin Samsun’a çıkarılmasına karar verdiler ve hatta sırf bendenizi tehdit için bir tabur dahi çıkardılar. Fakat bu teşebbüse karşı milletin sarsılmaz bir azim, iman ve ateşle karşı koyacağı hakikati kendilerince iyice anlaşıldıktan sonra hem kararlarından vazgeçmeye hem de Samsun’a çıkarmış oldukları askerleriyle beraber orada bulunan taburu nakletmeye mecbur olmuşlardır. Sivas Kongresi’nde söz konusu olacak hususlar da Erzurum Kongresi Beyannamesi hükümlerinden kolayca anlaşılabilir. Kongrelerde İtilaf Devletleri aleyhinde tahriklerde bulunmak gibi maksatlar asla güdülmeyecektir. Burada şunu da arz edeyim ki bendeniz ne Fransızlardan ve ne de herhangi bir yabancı devletten yardım istemeye tenezzül eden şahsiyetlerden değilim. Benim için en büyük koruyucu kuvvet ve yardım kaynağı milletimin bağrıdır. Kongrenin lüzumu, zamanı ve toplanma yeri hakkında söz sahibi olmak bendenizin şahsi hükmümün pek çok üstünde tesirli olan millet kararına bağlı bir husustur. Yalnız tahmin buyrulduğu gibi Fransızların, kongre üyelerinin Sivas’ta toplanmasına taraftar görünerek, sonra da onları ele geçirmeye imkân bulması, âcizlerince pek uzak vehimlerdendir. Bütün bu arz ettiklerimi aynen Mösyö Brunot’ya söylemenizde hiçbir mahzur görmüyorum ve bu münasebetle Mösyö Brunot ve arkadaşlarına, milletimizin kendi haklarını korumak ve istiklalini savunmak için Erzurum Kongresi Beyannamesiyle bütün dünyaya olduğu gibi kendilerinin İstanbul’daki siyasi temsilcilerine de duyurmuş olduğu temel kararları uygulamakta hiçbir şekil ve sebeple tereddüte düşmesine imkân bulunmadığı bildirilmiş olur. Mösyö Brunot bilmelidir ki Fransızların Sivas’ı işgale karar vermeleri, kendilerine pek pahalıya mal olabilecek yeni kuvvetlerle ve çok paralarla yeni bir savaşa karar vermelerine bağlıdır. Böyle bir kararın, Jandarma Binbaşısı Mösyö Brunot ve arkadaşları arasında söz konusu edilse bile Fransız milletince tasvip görebileceğine ihtimal verilemez.
Mebus Rasim Bey’in, Raif Efendi hazretlerine olan telgrafını okudum. Korkmaya yer olmadığının kendilerine lütfen bildirilmesini rica ederim.
Gerek âcizlerine lütuf buyurmuş olduğunuz bilgi ve düşünceleri ve gerek Rasim Bey’in telgrafını, Heyetitemsiliyeye aynen takdim edeceğim. Fakat Sivas Kongresi hakkındaki kesin karar ancak Heyetitemsiliyenin görüşmeleri neticesinde belli olacaktır. Elbette ki karar verilecek şekil yüksek şahsiyetinize arz olunacaktır. Yalnız bugün için istirhamım, Brunot’nun tehditlerinin halk arasında yayılmasıyla maneviyatın bozulmasının önüne geçilmesidir. Samimi hürmetlerimin kabulünü ve Selahattin Beyefendilere selamımın iletilmesini istirham ederim, muhterem Paşa hazretleri.
(Verilen cevap üzerine Reşit Paşa’dan alınan ikinci telgraftır.)
Bendeniz, anlayabildiğim kadarını efendimize arz etmekle vicdani vazifemi yapmış oluyorum. İstanbul’daki Fransız siyaset ve ordu ileri gelenlerinin görüşlerinin ve zatıdevletlerine karşı, verdikleri sözlerin ne dereceye kadar güvenilir olduğunu kestirememekte mazurum. Şüphe götürmez vatanseverliğiniz yönünde vatanın selameti söz konusu olduğuna göre, iyice düşünerek, tutulması gereken yolun tayini, efendimizle yüksek kongre heyetinden orada bulunan muhterem şahsiyetlere aittir. Emirlerinizi yerine getireceğimi arz ile samimi hürmetlerimi sunarım, efendim.
Efendiler, Diyarbakır ve Bitlis dolaylarında, halkı aydınlatmak maksadıyla, oralarda, ordu komutanı olarak bulunduğum sıralarda, bir kısmını şahsen tanıdığım birtakım ileri gelen kimselere özel mektuplar yazdım ve Van, Bayazıt civarlarında bulunan bazı aşiret reisleriyle de temas ve bağlantılar kurdum (Ves. 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53).
Erzurum’dan Ayrılmak Lüzumu
Nihayet, efendiler, ağustos içinde her taraftan birtakım temsilcilerin Sivas’a hareket ettikleri ve bir kısmının Sivas’a gelmeye başladıkları anlaşıldı. Sivas’a gelen temsilciler tarafından,