“İyi ya! Bu da Michelangelo’nun daha ucuza çalışabileceğini gösterir,” diye araya girdi Granacci.
Giuseppe Vitelli, aniden ilgili görünerek “Ne kadar ucuza?” diye sordu.
“Herhalde,” dedi Leonardo, heykeltıraşın çizimlerini geri vererek, “birkaç kuruş uğruna benim tecrübemi bu saygısız ve yeteneği belirsiz gence değişmeyeceksiniz.”
Michelangelo karşısında dimdik duruyordu. Leonardo o anda yetenek kelimesini kullandığına pişman oldu.
Michelangelo çizimleri Giuseppe Vitelli’ye uzatarak “Granacci haklı,” dedi. “Benim için atölye parası ödemeniz gerekmiyor. Zaten atölyeye ihtiyacım yok.”
Leonardo kollarını açarak “Çalışmanı nerede yapacaksın? Dışarıda mı?” diye sordu.
Michelangelo başıyla onaylayarak “Açık havayı severim. Ailemle birlikte yaşadığım için barınma gereksinimim de yok.”
Leonardo’nun omuzları kasıldı. Bu tanınmamış heykeltıraş, her şeyi berbat edip geleceğini elinden çalamazdı. Değil mi?
Michelangelo, tüm ciddiyetiyle “Aletlerimi kendim imal ederim, böylece onlar için de para ödemeniz gerekmeyecek,” diye devam etti. “Fazladan mermer ve yardımcılar için de para ödemeniz gerekmiyor…”
Leonardo “İnanamıyorum!” diye haykırdı. “Bırakın tek başına yapmayı, bu genç adam yirmi tane asistanın yardımıyla bile o devasa taş levhaya şekil veremez.”
Giuseppe Vitelli, Michelangelo’nun çizimlerini yakından incelerken “Üstat Leonardo,” diye seslendi, “bu genç adamla rekabet edebilmek için aylık talebinizi düşürmeyi düşünmez miydiniz?”
“Asla!” dedi Leonardo, çenesini kaldırarak. “Özgürlüğümü kaybetmektense ölmeyi tercih ederim.”
Michelangelo “Ayda birkaç florinle yaşayabilirim,” dedi.
“Paranızın karşılığını alacaksınız,” dedi Leonardo.
“Burada blok mermerden dev bir heykel çıkartan tek kişi benim,” dedi Michelangelo. “On yedi yaşındayken bundan daha küçük ama yaklaşık bu uzunlukta -elini başının üzerine koydu- bir Herkül heykeli ve Roma’da da yetişkin bir adamdan daha uzun bir Bacchus heykeli yaptım. Sizin için başka bir mermer heykel yapabilecek tek sanatçı benim burada.”
Leonardo gözlerinin kuşkuyla büyüdüğünü hissetti. “Seni doğru mu duydum? Dev bir heykel? Duccio Taşı’ndan herhangi bir mermer ilavesiz bir heykel çıkarmayı mı umuyorsun?” Delikanlının çizimleri güzeldi ama kafası belli ki çalışmıyordu.
“Evet,” dedi Michelangelo, hiçbir alaycı ifade takınmadan.
Giuseppe Vitelli “Bu cesur bir iddia genç adam,” dedi. Leonardo adamın sesindeki sinir bozucu hayranlık ifadesini hissedebiliyordu.
Leonardo, Giuseppe’nin suratına bakarak “Pekâlâ, bu sözde dev heykelin boyunun ne kadar olmasını umuyorsun?” diye sordu. Yüzünde takdir ifadesinin oluşmasını bekliyordu.
Michelangelo omuzlarını silkerek “Taş bloğun boyunda,” dedi.
Salonda mırıldanmalar yükselmeye başladı.
Michelangelo “Ne? Taş bloğun boyu ne kadar?” diye sordu.
“Altı metre,” diye cevapladı Leonardo.
Michelangelo, yüksekliği düşünüyormuşçasına başını yukarıya kaldırdı. Taşın yüksekliği, sıradan bir adam boyunun üç misliydi. Yavaşça başıyla onayladı. “Tamam. Bu kusursuz olacak.”
Seyirciler nefeslerini tuttu.
Leonardo’nun kaşları çatıldı. Binlerce yıl öncesindeki Roma İmparatorluğu’ndan beri tek parça mermerden bu boyutta bir heykel yapılmamıştı. Çok az heykeltıraş böyle bir şeye teşebbüs etmişti. Bu genç heykeltıraş, içerisi aslanlarla dolu bir ahıra dalan bir eşekten daha cesurdu. “Bu kayalardan hangisinin Duccio Taşı olduğunu biliyor musun?” diye sordu Leonardo.
Michelangelo atölyenin etrafında göz gezdirip başıyla hayır cevabını verdi.
“O zaman taşı hiç görmedin, öyle mi?” diye bastırdı Leonardo.
Michelangelo kaşlarını çatarak “Hayır, görmedim,” dedi.
Leonardo, sevimli bir yüz ifadesiyle “Pekâlâ öyleyse,” dedi. Bunun gibi düzinelerce genç, cahil ve kibirli sanatçının hiçbir iz bırakmadan yok olup gidişlerini görmüştü. Bu da diğerlerinden farklı olmayacaktı. “İzin verirsen onu gösterme şerefine nail olayım.”
Michelangelo
Michelangelo, Leonardo’nun rehberliğinde katedral atölyesini dolduran mermer parçaları deryası üzerinde gözlerini dolaştırdı. Devasa boyutta, el değmemiş beyazlıkta ve kelimelerle tarif edilmez parlaklıkta bir taş arıyordu, ancak bu yığın arasında hayal ettiği Duccio Taşı’na rastlayamadı. Leonardo yana bir adım atarak parmağıyla yeri gösterdi. Michelangelo’nun gördüğü sadece bir moloz yığınıydı.
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.