Kurnazlığı sayesinde etrafını aldatabilir, oyunu kazanabilir ama kazancı ancak Yengeç’in avladığı Turna’nınki kadar olur!”
Âşık Leyla
Evvel zaman içinde Kral Dantal isminde çok parası, sayısız asker ve atları olan bir hükümdar vardı. Bir de Prens Mecnun adında bir oğlu vardı. Bu çocuk, vezirin oğlu Hüseyin Mahamat ile birlikte Kral Dantal’ın bahçesinde oynamayı çok severdi. Burası leziz meyveler, kokulu çiçekler ve türlü ağaçlarla kaplı kocaman bir bahçeydi. Küçük çakılarını da yanlarına alıp meyveleri keser, doya doya yerlerdi. Kral Dantal, çocuklara okuma yazma öğretmesi için bir öğretmen tutmuştu.
Zaman su gibi akıp geçmişti. Artık iki genç, delikanlı olmuştu. Bir gün Prens Mecnun babasına şöyle dedi: “Hüseyin Mahamat ile birlikte ava çıkmak istiyoruz.” Babası gitmelerine izin verince iki genç, Falana ülkesine kadar yol aldılar ve yol boyunca avlandılar ama çakallar ve kuşlardan başka bir şey bulamadılar.
Falana ülkesinin rajası, Munsuk idi ve Leyla adında siyah saçlı, kahverengi gözlü, çok güzel bir kızı vardı.
Prens Mecnun babasının krallığına geri dönmeden evvel, kızın uykuda olduğu bir gece Tanrı, insan kılığında bir melek yolladı Leyla’ya. Prens Mecnun’dan başka kimseyle evlenmemesini, bunun Tanrı’nın emri olduğunu söyledi. Leyla uyanınca meleğin ziyaretini babasına anlattı ama babası bu hikâyeye hiç önem vermedi. O zamandan sonra Leyla, “Mecnun, Mecnun. Ben Mecnun’u istiyorum,” diye sayıklar oldu. Yemek yerken bile “Mecnun, Mecnun. Ben Mecnun’u istiyorum,” diyor, ağzından başka laf çıkmıyordu. Babası bu duruma çok kızdı. “Kimdir bu Mecnun? Bilen var mı?”
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.