“Geçen sefer She amcamın doğum gününe de gitmedim.” dedi Baoyu. “Şimdi gidersem ve She amcamınkilerden biriyle karşılaşırsam hiç hoş olmaz. Artık doğum günlerine katılmaktan tamamen vazgeçsem daha iyi olacak galiba. Hem bu sıcakta giyinip kuşanmak zorunda kalacağım. Gitmezsem teyzemin üzüleceğini sanmam.”
“O da ne demek!” dedi Xiren. “Amcan başka, o başka! Uzak bir yerde değilsin ki. Hem annenin kardeşi. Gitmezsen nedenini çok merak edeceğinden eminim. Sıcaktan korkuyorsan, sabah erkenden, hava serinken gidersin. Saygılarını sunar, bir fincan çay içip gelirsin. Böylesi daha iyi olur.”
“Tabii ki gitmen lazım!” dedi Daiyu, daha Baoyu cevap veremeden. “Seni sivrisineklerden koruyan kişiye bir ziyaret borçlusun!”
“Ne sivrisineği?” dedi Baoyu, afallamış bir şekilde. “Ne diyorsun sen?”
Xiren, o uyurken Baochai’in yanında sineklikle yatağının kenarında oturduğunu anlattı.
“Ne korkunç bir şey!” dedi Baoyu çok bozularak. “Onun yanında uyumam ne büyük kabalık! Neredeyse çıplaktım. Çok iğrenç!”
Bunun üzerine söylenecek bir şey yoktu. Kesinlikle Xue teyzenin doğum gününe gidecekti. Üçü böyle konuşurken, Xiangyun giyinip kuşanmış bir hâlde içeri girdi. Amcası onu aldırmak için adamlarını göndermişti, veda etmeye gelmişti. Baoyu ve Daiyu ayağa kalkıp onu buyur ettiler ama uzun kalamayacağını söyleyince kapıya kadar geçirdiler. Xiangyun gözyaşlarına hâkim olmaya çalışıyor; amcasının adamlarının yanında üzüntüsünü göstermek istemiyordu. Birkaç dakika sonra sevgili Baochai’in aceleyle onu yolcu etmeye gelişi, gidişini çok daha dayanılmaz bir hâle getirdi. Neyse ki her zaman diğerlerinden daha anlayışlı olan Baochai, onu almaya gelen adamlar eve döndükleri zaman halasına ağladığını söylerlerse başının derde gireceğini fark edip gidişini hızlandırmak için elinden geleni yaptı.
İki kız ve Baoyu Xiangyun’ü iç kapıya kadar geçirdiler. Baoyu daha da ileri gidecekti ama Xiangyun ona engel oldu. Arabasına doğru birkaç adım attıktan sonra vazgeçip geri döndü. Baoyu’yü yanına çağırdı.
“Büyük hanımefendiye beni sık sık hatırlat da unutmasın. O zaman belki birisini gönderip yine beni aldırır.” diye fısıldadı kulağına.
Baoyu öyle yapacağına söz verdi.
Arabasına binişini seyrettikten sonra hep beraber içeri girdiler.
Sonra olanları öğrenmek için gelecek bölümü okumalısın.
37. BÖLÜM
Bir gün güzel bir ilham sayesinde Tanchun Sonbahar
Tazeliği Stüdyosu’nda Begonya Kulübü’nü kurar.
Bir akşam Alpinia Parkı’nda kasımpatılar şiir teması olarak seçilir.
Hikâyemize devam edelim.
Shi Xiangyun gittikten sonra Baoyu ve diğer kızlar eskiden olduğu gibi zamanlarını Bahçe’de gezinerek ve şiirler mırıldanarak geçirdiler. Neler yaptıkları konusunda fazla ayrıntıya girmeden Jia Zheng’a dönelim.
İmparator Eşi’nin evine yaptığı ziyaretten sonra Jia Zheng, İmparator’un kendisine gösterdiği lütfun karşılığını verebilmek için resmî görevlerini daha büyük bir hevesle gerçekleştirmeye başladı. Düzgün tavırları ve lekesiz şöhreti Majestelerinin gözünden kaçmadı ve gerçek yeteneğini ortaya çıkarmak için onu vilayetlerden birinin Eğitim Müfettişi olarak atadı. Meslek hayatına kamu imtihanlarından geçerek başlamamıştı ama ne de olsa kuşaklardır edebiyata tutkun bir aileden geliyordu. Jia Zheng bu atama kararını alınca, yola çıkmak için sekizinci ayın yirmisini seçti. Yolculuk günü geldiğinde, aile tapınağında büyükleriyle vedalaştı; annesinin önünde secde etti. Baoyu ve ailenin diğer genç erkekleri ona ilk durağı olan Acıklı Ayrılık Hanı’na kadar eşlik ettiler. Evden ayrıldıktan sonra Jia Zheng’ın yaptıkları hikâyemizde yer almıyor.
Onun gidişiyle Baoyu herhangi bir kısıtlama ve ceza korkusu olmadan, Bahçe’de gönlünce aylaklık etme ve oynama özgürlüğüne kavuştu. Zamanını boşa geçirip, yıllarına verimsiz günler ve aylar ekledi.
Bir gün kendisini çok keyifsiz hissediyordu. Annesine ve büyükannesine formalite icabı olan sabah ziyaretlerini yapıp dönmüş ve üzerini henüz değiştirmişti ki Tanchun’ün hizmetçisi Cuimo ona hanımından bir mektup getirdi.
“Geldiğin iyi oldu.” dedi Baoyu, mektubu alırken. “Bu sabah hanımını ziyaret etmeye niyetliydim ama unutmuşum. Nasıl? Daha iyi mi?”
“Evet, gayet iyi.” dedi Cuimo. “Bugün ilacı bıraktı. Hafif bir soğuk algınlığı kaldı sadece.”
Baoyu zarif desenli mektubu açıp okudu.
Sevgili kardeşim,
Geçen gece, yağmurun ardından ay tüm berraklığıyla çıkınca, sanki bütün Bahçe’yi ışığıyla yıkadı. Böyle nadir bir manzara karşısında uyumak düşünülemezdi. Gece yarısını geçtiği hâlde ben hâlâ pavlonyaların altında geziniyordum, canım içeri girmek istemiyordu. Ama sonunda aldatıcı gece havası yapacağını yaptı ve sabah hastalandım. Dün gelip hasta yatağımda beni ziyaret etmen büyük incelikti! Hemen ardından hizmetçilerinle o lezzetli liçileri ve Yan Zhenqing’in kaligrafisini gönderip sağlığımı soracak kadar da düşüncelisin! Yalnız başıma yatağımda sessizce yatarken, eski günlerde hayatları para ve şöhret elde etmek için işin gücün velvelesi içinde geçen insanların bile, minik bir dağ ya da nehir kenarında dinlenecekleri sakin bir yerleri olduğunu; tatlı dil dökerek uzak ya da yakın dostlarını bir araya toplayıp neşelerini paylaştıklarını, şiir kulüpleri ya da edebiyat forumları kurduklarını düşündüm. Böylelikle aylak bir saatin geçici ilhamı ölümsüz şiir şaheserine dönüşebiliyordu. Bu toplantıların şöhreti yüzyıllar sonra bize kadar geldi.
Benim şairlik yönüm olmasa da kayalıklar ve dereler içinde, Baochai ve Daiyu gibi şiir yeteneği bahşedilmiş insanlar arasında yaşama ayrıcalığına sahibim. Bahçe’mizin romantik avlu ve kamelyalarının, bir araya toplanmış şairlerin neşeli âlemleriyle yankılanmaması, çiçekli korularının ve nehir kıyılarının şarap ve şarkı diyarı olmaması ne acı! Neden şiir kulüpleri kurmak sadece erkeklere özgü olsun; kadın şairler ancak saygın birisi uygun görüp davet ettiği zaman seslerini duyurabilsin? Eğer lütfedip gelirsen, yollarını temizleyip seni dört gözle bekliyorum.
Baoyu okumayı bitirince sevinçle ellerini çırptı.
“Sevgili Tanchun! Ne kadar da şairane bir ruhu var! Hemen gidip onunla bu konuyu görüşmeliyim!”
Peşinde Cuimo ile fırlayıp gitti. Ama daha İçe İşleyen Koku Kameriyesi’ne yeni gelmişti ki Bahçe’nin arka kapısında yaşlı dadılardan birini elinde bir notla hızla girerken gördü. Kadın Baoyu’yü görünce yanına gelip notu ona verdi.
“Efendi Yun’den, küçük bey. Arka kapıda bekliyor. Selamlarını iletip bu notu size vermemi istedi.”
Baoyu notu açıp okudu.
Sevgili Babacığım,
Saygılarımı sunarak size sonsuz bir mutluluk ve sağlık diliyorum. Büyük bir lütufta bulunup beni oğlunuz olarak kabul ettiğiniz günden beri, minnetimi göstermenin bir yolunu aradım durdum ama şu ana kadar hiç fırsat