13
Veyl: Yazık, vah vah. (e.n.)
14
Sultan Süleyman şiirlerinde Muhibbi mahlasını kullanırdı. Harp yolculuklarında beyler, paşalar tarafından çekilen peşkeşleri iade etmeyi de âdet edinmişti. Bu işi ilkin, Belgrat seferine giderken Edirne’de yaptı, orada Rumeli beylerbeyiyle sancak beyleri tarafından sunulan armağanları geri verdi ve bütün hayatında âdetini bozmadı.
15
İlk Rodos muhasarasında Türkler şanlı bayraklarını mazgallar üzerine dikmişlerdi. Hatta kalenin iç tarafında da merdivenler kurmuşlardı. Mesih Paşa işte bu nazik dakikada “Yağma yoktur!” diye tellallar haykırttığından asker kızdı ve avuçlarında bulunan zafer kuşunu bıraktı.
16
Hammer, Rodos muharebelerinde bizzat hazır bulunan Mühendis Constanus’un eserinden iktibasla bu vakıayı yazarsa da Rum kızının âşığı olan İngiliz şövalyesini kaybetmekten müteessir olan çocuklarına ve nefsine kıydığını söyler.
17
Bu hadiseyi Spandoçino adlı İtalyan tarihçi yazar Hammer da, Türk ordusunun silahsız olarak şehre girişini yağmacılığa atfederek ulvi kıymetinden tecrit etmeye yeltenir. Yağmaya silahsız mı gidilir?
18
Mütavaat: İtaat, baş eğme. (e.n.)
19
Bu gazel, Bursalı Veliyeddinzade Ahmet Paşa’nındır.
20
Caus de la creation.
21
Philosophie mystique.
22
Piri Paşa şiirlerinde “Remzi” mahlasını kullanırdı.