Kırgız Konar Göçerleri. Baktıbek İsakov. Читать онлайн. Newlib. NEWLIB.NET

Автор: Baktıbek İsakov
Издательство: Elips Kitap
Серия:
Жанр произведения:
Год издания: 0
isbn: 978-625-99795-9-5
Скачать книгу
bu kaynakta geçmesi, Sayak’ın, şahıs adı veya uruu adı olarak en azından XVI. yüzyılda bilindiğinin bir işareti olmalıdır64.

      Sayak adı, ilk olarak XVI. yüzyılın yazılı kaynaklarında görünmesine rağmen, bu konuda fikir ileri sürenlerin önemli bir kısmı, kelimenin veya bu adla bilinen kavmin daha önceki dönemlere kadar gittiğini belirtmektedirler. Bu konuda Sayak’ı en eski devirlere götüren görüşlerden biri, kelimenin Saka’dan geldiği veya eski devirlerde Merkezî Asya kavimlerinden olan Sakalar ile Sayaklar arasında bir ilişkinin bulunduğu şeklindedir65. Böyle bir fikrin ileri sürülmesinin daha çok Sayak ile Saka kelimeleri arasındaki ses benzerliğinden ileri geldiği ve bu bakımdan tarihî bir temele dayanmadığı âşikâr gözükmektedir. Sayak adı hakkındaki bir başka görüş ise kelimenin “Sarmak66 sözü ile ilgili olduğudur. Bilindiği gibi Sarmak, eskiden Sakalar gibi aynı coğrafyada varlıklarını sürdüren İskitlerin bir alt birimi idi. Bu görüşü ileri sürenler, Çinlilerde “r” harfi olmadığı için, Sarmak adının zamanla Sayak’a dönüştüğünü belirtmişlerdir67. Buna benzer şekildeki bir başka görüş, milattan sonra V. ve VI. yüzyıllarda Tanrı Dağları civarında yaşayan “Saksın” adlı kavmin adı ile Sayak adı arasında bir ilişkinin olduğudur. Ancak bu görüşlerin de çok sağlam bir temele dayandığını söylemek güçtür68. Buna benzer bir şekilde, XIII. yüzyılda Baykal Gölü civarında yaşayan “Sakayit” adlı kavmin adının dahi, ses benzerliğinden dolayı Sayak ile ilgili olduğu ileri sürülmüştür69. Burada ayrıca, Sayak adından başka Hakaslar içindeki “Sagay”, Kazaklardaki “Sakay” ve Yakutların bir adı olan “Saha” adlarının da Sakayit’den geldiği belirtilmiştir.

      Sayak adı ile ilgili ileri sürülen bu görüşlerin yanında, kelimenin anlamı ve ortaya çıkışı ile ilgili önemli bir hususa daha dikkati çekmek icap etmektedir. Kelime, “Sayak” veya “Sayëk” şeklinde Kazak, Özbek ve Uygur gibi diğer Türk topluluklarında görülmekte ve Arapça “Seyyah” ile ilişkilendirilerek “yolcu” ve “gezen” anlamında kullanılmaktadır. Aynı şekilde, Kırgızca’daki Arapça ve Farsça kökenli kelimeler arasında Sayak kelimesi de bulunmakta ve diğer Türk topluluklarındaki Sayak anlamına benzer bir şekilde “yolcu” veya “uzak sefere çıkmış kimse” anlamını taşımaktadır70. Bu durum, esasında Seyyah olan kelimenin Kırgızca’da “fukara”–“bukara”; “kitap”–“kitep”; “cumhuriyet”–“cumuryat”; “baht”–“bakıt”; “hürmet”–“urmatve “hükümet”–“ökmötörneklerinde olduğu gibi, ağızdan ağıza söylenerek “Sayak”a dönüştüğünü düşündürmektedir. Nitekim Kırgızlar arasındaki “Tentigen Sa-yak, temirden tayak” (Gezen Sayak, demirden dayak), Özbekler’deki “Sayak uçun, ikki dunye bir kadam” (Sayak için, iki dünya arası bir adım)71 ve Uygurlar arasındaki “Sayak yürsan dayak yersan” (Sayak gibi gezersen, herkesten dayak yersin)72 gibi yerleşmiş ifadeler, bu fikri desteklemekte ve ister istemez Sayak’ın, Arapça Seyyah kelimesinin halk ağzında söyleniş şekli olduğunu hatıra getirmektedir. Ancak Sayak adını alan uruunun, bahis konusu adı, konar-göçer bir hayat yaşamalarının bir karşılığı olarak mı, yoksa yine aynı anlama gelen Sayak adlı bir uruu başçısından dolayı mı aldıkları hususunda kesin bir şey söylemek mümkün olamamaktadır.

      Ortaya Çıkışları

      Sayak Uruu’nun erken dönem tarihi ile ilgili bilgilerimiz çok fazla değildir. Bu bakımdan Sayakların ortaya çıkışı ile ilgili çeşitli fikirler ve yorumlar ileri sürülmüştür. İleri sürülen bu fikirlerin pek çoğu, Sayakların menşeini, milattan önce I. yüzyıldan milattan sonra XIII. yüzyıla kadar olan devirlerde varlıklarını sürdürmüş olan “Saka”, “Sarmak”, “Saksın” “Sagay”, “Sakay”, “Saha” ve “Sakayit” gibi kavimlerle irtibatlandırmaktadır73. Ancak bu fikirlerin daha çok ses benzerliği dikkate alınarak ileri sürüldüğü ve bu bakımdan sağlam temellere dayanmadığı belirtilmelidir.

      Bu fikirlerin dışında Sayakların ortaya çıkışının Kazaklarla ilişkilendirildiğini belirten görüşler de bulunmaktadır. Bu bağlamda menkıbevî bir özellikte olan bir şecerede, “Sayak”ın Kazaklardan Şapıraştı adlı bir bahadırın oğlu olduğu ve bu oğuldan türeyen Sayakların daha Cengiz Han’dan önceki devirlerde (X. ve XI. yüzyıllar) Kazak uruuları içinde ve Sayan Dağları etrafında yaşadıkları ileri sürülmektedir74. Bunların yanında Katagan adlı bir urukun, Kazaklardan hem Çanışkılı (Şanışkılı), hem de Sayak uruusu içinde yer almasından dolayı Sayak uruusu’nun, Kazakların büyük uruularından olan Çanışkılı ile aynı uruu olduğu belirtilmektedir75. Ancak bu fikirler bir faraziyeden öteye gitmemektedir.

      Kırgız uruular hakkında bilgi veren şecereler ise Sayak Uruu’nun bir çok alt grup veya birimlerden meydana geldiğini; bu grup veya birimlerin hepsinin bir babanın çocukları olduğunu belirtmektedirler76. Ancak Sayak Uruu’nun cesameti ve pek çok alt birimden meydana geldiği dikkate alınacak olursa, bu uruunun sadece asıl çekirdek Sayak Uruu’nun içinden ayrılan alt bölmelerden değil, dışarıdan gelen bölmeleri de içinde barındırdığını düşündürmektedir. Nitekim Sayak uruusunu oluşturan “Sarık”, “Kaba”, “Çoro”, “Katagan” ve “Duulat” gibi bazı alt bölmeler veya birimler, muhtemelen dışarıdan gelen gruplar idiler. Bunlardan “Sarık” (Sarıg, Sarı, Sarıh), XI. yüzyılda Merkezî Asya’da varlıklarını sürdürmüş bir Türk kavmi idi77. Bugün Sarıklara ait bazı grupların, Kırgız ve Altay kavimleri arasında yer aldığı ve bu kavimlerin oluşmasında önemli bir rol oynadığı bilinmektedir. Bunun yanında, Sol Kanat Kırgız uruuları içinde yer alan “Saruu” Uruu’nun, Sarıklar ile bir bağının olabileceği ihtimali üzerinde de durulmaktadır. Aynı şekilde, Sayak içindeki “Kaba” urukunun, Altay kavimleri içinde yer alan “Kaba”, “Aba” ve “Havu” gibi alt birimler ile bir bağının olabileceği78 ve hatta bahis konusu Kaba’nın, Karakalpaklar arasından çıktığı görüşü dahi ileri sürülmektedir79. Kırgız şecerelerinde ise “Calduu Kaba” veya “Kaba” adıyla bilinen bu kimseyi, Kayduulat adlı kişinin evlat edindiği belirtilmektedir80. Sayakların bir başka alt birimi olan “Çoro” grubu ise daha çok Moğol kavimlerinin biri olan “Çoras” ile irtibatlandırılmaktadır81. Çorasların çok savaşçı bir kavim olması ve Sayak içindeki Çoroların da aynı özellikleri göstermesi, bu iki kavim arasında ister istemez bir ilişkinin olabileceğini hatıra getirmektedir.

      Yukarıda verilen bilgilerden anlaşılacağı üzere, Sayak uruusu Kırgız uruuları içinde büyük uruulardan biri olmasına rağmen, kaynakların


<p>64</p>

S. Abramzon-L. Potapov, “Narodnaya Etnogoniya kak Odin iz İstoçnikov dlya İzuçeniya Etniçeskoy i Sotsiyalnoy İstorii”, Sovetskaya Etnografiya, VI, Frunze 1975, s. 28-35; V. Propp, Folklor i Deystvitelnost, Moskva 1976, s. 121.

<p>65</p>

N. A. Aristov, “Opıt Vıyasneniya Etniçeskogo”, s. 379.

<p>66</p>

Burada belirtilen alt grubun adının “Sarmak” değil, “Sarmat” olması oldukça muhtemeldir.

<p>67</p>

B. Soltonoyev, a.g.e., s. 94.

<p>68</p>

S. Zakirov-T. Asanaliyev, a.g.e., s. 7.

<p>69</p>

V. Y. Butanayev, Proishojdeniye Hakasskih Rodov i Familiy, Abakan 1994, s. 14; N. V. Екeyev, “Narodı Altae-Sayan i Kırgızı”, Materiyalı Mejdunarodnoy Arheologo-Etnologiçeskoy Ekspeditsii Posvyaşennoy 2200-letiyu Kırgızskoy Gosudarstvennosti, Gorno-Altaysk 2003, s. 26-27.

<p>70</p>

H. Karasayev, Kamus-Nama, Bişkek 1995, s. 650.

<p>71</p>

Z. Magrufova, Uzbek Tilining İzohli Lugati, Moskva 1981, s. 10.

<p>72</p>

E. Nadcip, Uygursko-Russkiy Slovar, Moskva 1968, s. 63; N. Baskakova, Karakalpakso-Russkiy Slovar, Moskva 1958, s. 89.

<p>73</p>

N. A. Aristov, “Opıt Vıyasneniya Etniçeskogo”, s. 379; B. Soltonoyev, a.g.e., s. 94; S. Zakirov-T. Asanaliyev a.g.e., s. 7; Y. Butanayev, a.g.e., s. 14.

<p>74</p>

Tausar Uulu Kazıbek Bek, Tüp-Tükkanan Özime Şeyin, Almatı 1993, s. 80-87.

<p>75</p>

M. Mukanov-V. Vostrov, Rodoplemennoy Sostav i Rasseleniye Kazahov, Alma Ata 1974, s. 55; M. Kalkan, a.g.e., s. 56.

<p>76</p>

Togolok Moldo, a.g.m., 10-15.

<p>77</p>

O. Karatayev, Kırgız Etnonimder Sözdüğü, Bişkek 2003, s. 161-162.

<p>78</p>

V. Butanayev, a.g.e., s. 12.

<p>79</p>

S. Abramzon, Kirgizı i ih Etnogenetiçskiye, s. 77.

<p>80</p>

Kırgızlar arasında eskiden geyik derisine “Kaba” denirdi. Bu bağlamda çocuk ile geyik derisi ilişkilendirilerek çocuğa Kaba ismi verildiği ileri sürülmektedir (Geniş bilgi için bk. S. Zakirov-T. Asanaliyev, a.g.e., s. 9).

<p>81</p>

G. E. Grum-Grijimaylo, Zapadnaya Mongolya, s. 20; B. H. Karmışeva, “K Voprosu o Proishojdenii Lokaytsev”, Sovetskaya Etnografya, IV, Moskva 1952, s. 58.