Eğri Ağaç. Muhtar Magavin. Читать онлайн. Newlib. NEWLIB.NET

Автор: Muhtar Magavin
Издательство: Elips Kitap
Серия:
Жанр произведения:
Год издания: 0
isbn: 978-625-6981-37-9
Скачать книгу
Äni “Mağjan’ın Şarkısı”, büyük şair Mağjan Jumabayev ile ilgili yazısıdır. Egemen Qazaqstan gazetesi, 30 Temmuz 2011, s. 4.

      Şäkärimge Qatıstı Üş Derek “Şakarim’le İlgili Üç Belge”, büyük şair Şakarim’le ilgili yazısıdır. Juldız dergisi, S. 4 (2011), s. 130-144.

      Qazaq Xandığı “Kazak Hanlığı”, Taŋ-Şolpan dergisi, Almatı, S. 1 (2013), s. 189-190; S. 2 (2013), s. 189-190.

      Qazaq Ädebiyetiniŋ Xal-Axuwalı “Kazak Edebiyatının Durumu”, Parasat dergisi, S. 9 (2013), s. 4-5, 14-15.

      Qazaq Ordasınıŋ Xan Saylaw Dästüri “Kazak Ordası’nda Han Seçme Ritüeli”, Dästür dergisi, S. 5 (2013), s. 6-7.

      Qazaqsız Qazaqstan “Kazaksız Kazakistan”, günümüz Kazakistan’ın siyasi, sosyo-kültürel durumunu ele aldığı ve hükûmeti eleştirdiği yazısıdır. Karlovy Vary, 16-20 Eylül 2013.

      7. Çevirileri

      Rus yazarı N. Pogodin’den Kreml’ Kuranttarı “Kremlin Kuleleri” (Almatı 1968) adlı dört perdeli piyesi, İngiliz yazarı W. Somerset Maugham’in öykü kitabını Kazak Türkçesine çevirmiştir. 1968 yılında Maugham’dan çevirdiği dokuz öykü şunlardır: Sarı “Sarı”, Qarasuw “Karasu”, Yel Şetinde “Ülkenin Sınırında”, Mister Bilgir “Mister Bilgiç”, Material İzdew Jolında “Materyal Peşinde”, Xat “Mektup”, Bolmaşı Oqiyğa “Küçük Olay”, Oraluw “Dönüş”, Tilenşi “Dilenci”. 1973 yılında İngiliz yazarı Henry Rider Haggard’ın Süleymen Patşanıŋ Kenişi “Hz. Süleyman’ın Hazineleri” romanını Kazak Türkçesine çevirmiştir (Amantay, 2020).

      Kaynaklar

      Baltabayeva, G. S. (2012a). “Qazirgi Qazaq Prozasında Ağaş Toteminiŋ Qoldanısı”, İzvestiya Natsional’noy Akademii Nauk Respubliki Kazahstan, S. 6, s. 40-42.

      Baltabayeva, G. S. (2012b). Täwelsizdik Kezeŋindegi Qazaq Prozası. Almatı: Kazak Memlekettik Kızdar Pedagogikalık Universiteti.

      Kınacı, C. (2016). Kazak Edebiyatında İmaj ve Kimlik. Ankara: Bengü Yayınları.

      Magavin, M. (2004). Kökbalaq. Almatı: Atamura.

      Magavin, M. (2007). Qıpşaq Aruwı. Almatı: Atamura.

      Magavin, M. (2007). Şığarmalar Jiynağı. Äŋgimeler. Almatı: Jazuvşı.

      Toksambayeva, A. O. (2015). “M. Mağawin Xiykayattarındağı Ulttıq Harakter”, Ewraziya Gumanitarlıq İnstitutınıŋ Xabarşısı, Astana, S. 1, s. 250-254.

      İnternet Kaynakları

      Amanjol, Korganbek (02.02.2010). “Klassik nemese Muxtar Mağawinniŋ Mäŋgilik Küyi”, https://egemen.kz/article/1619- klassik-nemese-mukhtar-maghauinninh-manhgilik-kuyi, Erişim Tarihi 03.07.2020.

      Amantay, Didar (05.01.2020). “Muqtar Mağawin: Titan Tulğa”, https:// adebiportal.kz/kz/news/view/22441, Erişim Tarihi 03.07.2020.

      Hasan, Serikkali (21.01.2016). “Muxtar Mağawin: Meni Jazuwşılıq Yeŋbekke Jetelegen – 32-Jılğı Azap”, http://anatili.kazgazeta. kz/?p=34987, Erişim Tarihi 03.07.2020.

      Jurtbay, Tursın (28.09.2017). “Qos Qayırım”, https://adebiportal.kz/kz/ news/view/19376, Erişim Tarihi 09.01.2021.

      “Qazirgi Qazaq Prozası: M. Mağawin ‘Qıpşaq Aruwı’”, http://www.elarna.net/koru_kk.php?tur=30&id=383968, Erişim Tarihi 03.07.2020.

      Korgasbek, Jüsipbek (02.02.2020). “Mağawin Mifi”, https://egemen.kz/ article/218796-maghauin-mifi, Erişim Tarihi 03.07.2020.

      “Mağawin Muxtar Muqanulı (1940 j.) – jazuwşı, jurnalist, qoğam qayratkeri, awdarmaşı”, (30.01.2020), http://imena.pushkinlibrary.kz/ kz/pisateli-i-poetykz/764-.html, Erişim Tarihi 03.07.2020.

      “Muxtar Mağawin”, https://adebiportal.kz/kz/authors/view/1181, Erişim Tarihi 03.07.2020.

      “Muxtar Mağawin 80 Jasqa Toldı”, (02.02.2020), https://ult.kz/post/ mukhtar-magauin, Erişim Tarihi 03.07.2020.

      “Ruwxaniy Jaŋğıruw: Mäŋgilik Yel Alıptarı” Jobası: Muxtar Mağawin”, (07.02.2018), http://www.presidentlibrary.kz/kk/news/ruhanizhangyru-mngilik-el-alyptary-zhobasy-muhtar-magauin, Erişim Tarihi 03.07.2020.

      Toyşanulı, Akyedil (30.01.2012). “Mağawinniŋ Jaŋa Prozasınıŋ Altın Özegi”, https://abai.kz/post/12393, Erişim Tarihi 21.12.2020.

      HALKLARARASI SKANDAL

      Almatı’nın batı yönünde, şehrin bu ucundan pek uzak olmayan bir yerinde Rahman Ata köyü var. Aladağ’ın dümdüz eteğinde çukur, bataklık bir yer. Havası hoş, suyu bol, toprağı bereketli… Kışın ılık, temiz havalı; yazın serin rüzgârlı, sineksiz böceksiz. En önemlisi de sakin. Nereden bakarsan bak. Gürültülü şehirden güney bölgesine doğru uzanan Taraz, Çimkent güzergâhındaki kara yolu, iki buçuk kilometre kadar uzakta, aşağıdan geçiyor. Aladağ’ın yamacından köylere giden yol yukarıda, o da epey uzak. Rahman Ata köyü; gürültü patırtıdan, çer çöpten, dumandan uzakta sükûnete bürünmüş durumda. Bazen içi geçmiş, uyukluyor gibi. Çıt yok. Bu köyün sakinleri, sokağa da pek çıkmaz. Çıkmak için işi, fazla bir eğlencesi yok. Yalnızca arada sırada bir evden ötekine gidip gelen tek tük insanlar göze çarpar. Uzaktan dört beş karaltı belirirse, bil ki şehre giden arabayı bekleyenlerdir. Günde sadece iki ya da üç kez şehir seferi yapan, iyice yıpranmış olan eski model otobüs genellikle vaktinde gelmez, bazen hiç uğramaz. Bu yüzden sebatkâr kimseler hariç çoğunluk tabana kuvvet, ya yukarıdaki ya da aşağıdaki büyük yola doğru yaz kış demeden yaya gidip geliyor. Buna kimsenin aldırış ettiği de yok. Sağlığa faydalı. Yaya gidip gelmenin avantajlarını kabul etmek istemeyen yaşlı ve uyuşuk, tembel bazı vatandaşlar oraya buraya dilekçe gönderdilerse de, bundan bir sonuç elde edemediler. Nedeni şu anki pazar ekonomisi, maddi sıkıntılarmış. Bundan işkillenen köy sakinleri, imza toplayarak “Yakınımızdaki Drujba, Enternasyonal, İvanovka gibi köylere otobüs düzenli gidip geliyor da bize niye gelmiyor?” şeklinde ve daha nice şikâyette bulunmuşlar. Hiç cevap alamamışlar. Bunun nedenini, birazdan anlayacaksınız, açıkça söylenmese de anlayan Rahman Ata torunları, boş verip kendi yaya yürüyüşlerini daha da geliştirmişler.

      Bu köy, eskiden hayvancılıkla uğraşırdı. Kendi malına da sovhoz7 malına da bakardı. Şimdi ise bakmıyor. Sovhozun malı, prihvatizatsiya8 esnasında yitip gitti. Köylünün malı ise serbest ekonomiye geçiş döneminde azala azala tükenmek üzereydi. Malın yerinde yeller esiyor. Olsa da bakamazlardı. Otlaklar yok. Köyün toprakları etraftan sarılmış, iyice küçülmüş durumda. Meçhul kimseler, arazileri kendi mülkiyetine geçirerek çitlerle ayırmışlar. Yalnız köyün kendisi paylaşılıp dağılmadan ayakta duruyor.

      Eskiden ekin ekerler, patates yetiştirirlerdi. Sovhozun ekini, sovhozun patatesi… Artık sovhoz yok. Herkes kendi evinin hemen bitişiğindeki toprağı kazıp eşelemeye başladı. Hiç uğraşmayıp arazisini yabani yoncalara terk edenler de var.

      Eskiden her hafta düğün dernek, bir ay geçmeden kökpar9 veya at yarışı yapılırdı. Artık at yarışı da yok, kökpar da. Bunun yerine her gün ziyafet var. Kalabalığa özel gösterişli toylar değil, sınırlı ailelerin ve insanların ziyafetleri. Gündüzleri tek tük mutlu, çakırkeyf, sallanarak yürüyenler, güneşin batışıyla birlikte ikişer üçer şekilde


<p>7</p>

Rusçada sovhoz sözcüğü, ‘sovyet çiftliği’ anlamına gelen sovetskoye hozyaystvo şeklindeki iki kelimenin kısaltmasından oluşan ve devlete ait sovyet tipi köye, çiftliğe verilen bir isimdir (Ç.n.).

<p>8</p>

Rusçada privatizatsiya ‘özelleştirme’ demektir. Prihvatizatsiya ise bu sözcüğe benzetilerek ‘kapmak, ele geçirmek’ anlamına gelen prihvat sözcüğünden türetilmiştir. ‘Devlet mallarını çok düşük değer karşılığında ve yasadışı özelleştirme’ anlamında kullanılan ironik bir sözcüktür (Ç.n.).

<p>9</p>

Kökpar, at üstünde, iki grup hâlinde, iç organları çıkarılmış oğlak veya keçiyi çekiştirerek oynanan geleneksel bir oyundur (Ç.n.).