Belki tamu
Son altın balık
Ne olursun tez elden gitmeli
Açmalı yelkeni hemen bugün
Vakit altın.
Arınarak gidilmiyor
Geçmişin ağır yükünden.
Açılmalı
Varmalı
Ümitsizliğin sis perdesini yırtarak.
Geçmiş geç değildir
Geç kalırız
Nedir coşturtuyor.
Su üstüne
Rüzgar yazıp geçmiş
Gecikme
SEVDİĞİM
Güneşten aydınlık
Saf, sade olur gün.
Utanarak bize doğru
Elini uzatır tün
Ayın gümüş nurunu çalarak
Hüzünlü türküler söyler rüzgâr
Sallanır hüzün beşiğinde
Gökleri aşar samyeli
Döner ilkbaharlar
Bakmaksızın kışa güze
Ebedi baharı görürsün
Bakarak gözlerime
Cihanın parlamasını.
Türkü yakar gölcükler
Seni sevdiğim için
O tanda leylaklar
Beş taçlı çiçek açar
Beyaz bulut, beyaz kundakta
Sallanır yalnız başına
“Bin bir gece”yi anlatır
Sönene dek son yıldıza
Tutunarak benim aşkıma.
SEN
Sen beni yeniden doğurdun
Sen bana taktın kanat
Buza dönüşen canımı
Şefkatinle sardın
Yüzüyorum baharda da
Kışın da
Yazın da
Zincirlenmiş bir kulun da
Hür azat kuşun da benim
Gönlümün nehri de
Arayıp buldu kıyısını.
Ebediyete dek döndü
Çoktan unutulmuş türküm.
Bir anda sanki ben
Alemi kulakucakladım
Çünkü sen bana yeniden
Dünyayı bağışladın.
HER TARAFTA MUTLULUK
Her tarafta
Mutluluk nefes alıyordu
Sevgi bekliyordu
Düşüncelerimin uzak mesafelerini
Gidip gidip dönüyordum kaç defa.
Kaç defa volta atıyordum
Aşkın masmavi gökyüzünde.
Masmavi gökyüzünde aşkın
Kaç defa şimşek gibi çakıp kaç defa gök gürültüsü
gibi kükredim.
Hepsi söndü… Senin haberini
Büyük gökler mi verdi?
Gece rüzgarı mı yoksa kader mi
Üfleyerek sevgi mumunu söndürdü?
Göz yaşları dökerek söndü mumum,
Açar mı tekrar kirpiklerini?
Kirpik uçlarında asılı kalmış
Göz yaşının son damlası.
Bakmış da melül melül gözlerime
Ne demek istiyor ıstırap içinde?
Ya göklerde… şimşeğin kucağında
Yalnız bulut ağlıyor hüngür hüngür…
Şimşeklerde umut. Sevgi mumum
Yanar yine parlayıp.
Mutluluk nefes alır, mutluluk her tarafta,
Sevgi bekleyerek atar her bir sokak.
CEVAPSIZ AŞK
Affet, dedim
Affet
Üzerini çizelim ayrılığın
Kırmızı çizgilerden geçelim
O tan vaktinde anladım
Sen bendeymişsin aşk
Affet
Aklım başımda değildi
Giderken sen
Tüm menekşeler önünde eğildi
Kalbim azat
Arasatlı buzat
Bin bir gece masallarından döküldüm aşk
Günahım boynuna
Kalbimi ister at
İster sat
Ben aşkı gördüm
Bir kış ortası idi
Ak boranlarla karşıladılar
Ben kucakladım ayrılığı
Eridim kucağında
Affet
SESSİZLİK
Uyuyorsun
Canıma sinmiş
Gönülde bir gamsın
Hem fa hem lâ’sın
Bense sonsuzluğa denk düşmüş bir nokta
Beklemişsin beni duydum
Unutmuşsun eşi dostu
Tutmamış gözlerin uykuyu
Her daim açık kalmış sarı kapı
Tutunmuş hazana bahçendeki yaprak
Fark etmemişsin serçeyi
Geri çevirmişsin uzak seferleri
Bense bir yudum içmeye gitmiştim
Gözlerinin kahvesinden
Dönüp de gelemedim
Kaldım
İşittin mi?
Bülbül uzanmış da gülün dikenine
Aşk figân olmuş
Bulutlar pespaye olmuş pencerende
Şafak sökmez oldu bende
Uyuyordun
Canıma sinmiş
Şimdi bildin mi?
GÜZ OLMUŞ GİDİYORSUN
Bahar olup gelmiştin
Güz olmuş gidiyorsun
Son yaprak gibi
Göçmen kuşlar gibi
Sönen umutlar gibi
Kırılan