Tuzaktaki Özgürlük
UÇSUZ BUCAKSIZ
Uzanıyorum
Kurtar diyen yanına
Hadi diyorum
Zamanıdır, dön artık kıyılarıma.
Ortasında kıvrılıyor apak gerçekler
Uçurumun siyahına boyanır
– ken
-–Zaman uçsuz
Toplayıp çiçeklerden
Son olan nefesleri
Kurtul tuzağın dişlerinden
Zamanıdır, dön artık kıyılarıma.
Dalga sarıyor sarı kumlarımı
Gece siyah siyah mehtaplanır
-ken
-–Zaman bucaksız.
Dön artık.
Henüz ben genç
-ken.
ÇİNGENEM-I-
Geçmekte çingene arabaları
Tanın sırları süzülürken
Tekerler döndürerek düşünceleri
Ben de dönüyorum kendime
Geçip gidiyor çingene arabaları,
Allı ballı özgürlük sarılmışken hindibaya
Üflüyor rüzgârı denizin dalgaları
Fısıldıyor yüreğime bir martı
Ben özgürlük…
Uzaktaki ufuk
Ufuktaki martı
Martıdaki kanat gibi
Geçerken çingene arabaları
Çaındıl tanın sırları
Söylemeyin hindibaya
Darılırım sonra
Fısıldıyor yüreğime rüzgâr
Ben özgürlük…
Ey özgürlük
Gel yanı başıma
Ne renksin göremedim?
Şehri Kazanımda gürler misin işitemedim?
Atalarımın kanının renginde misin bilemedim?
Ey özgürlük
Tatlı bir sözsken dilimde
Sallan dur yüreğimde
Gitme bir yere.
ÇİNGENEM-II-
Bir türkü yaktın çingene kızı
Ve….
Sessiz kaldı acıyan gerçeğim
Ürktü rüyam
Ürktü bulutun mavisi
Kimsenin dokunamadığı sessizliğim
Bir türküsün çingenem
Sen bende.
Uyandı halsiz ellerim
Uyandı ufuk sesine
Uzandı yollar o yere
Doldu tan suları sarkan kirpiklerine
Bir bakışsın çingenem
Sen bende.
Fırtına gülüyor
Gönlüme ördüğüm ırmağa
Gözüme sürmelediğim toprağa
Gül vazgeçiyor dikeninden
Bir bülbülsün çingenem
Sen bende.
Sakın susma söyle
Ağlama gül de
Sensin sazımdaki tel de
Dilimdeki türkü de
Çiçekteki renk de
Kal gitme çingenem
Sen bende.
KADERimiz
Bir gecede
Bir karanlık içinde
Bir karayılan tıslıyor
Bu kader!
Bizim kaderimiz.
Bir ormanda
Bir ağaç gövdesinde
Bir Şüreli’nin parmakları kanıyor
Bu kader!
Bizim kaderimiz.
Bir denizde
Bir dalganın köpüğünde
Bir martı çırpınıyor
Bu kader!
Bizim kaderimiz.
Bizim kaderimiz Huda’nın elinde.
Örülmüş karışıp bin kör düğüme.
KUŞ MU?
Ben mi?
Ben mi?
Yarin yanağındaki ben mi?
Uzanıyor gönül gönüle
Söyleyin tutmasınlar beni.
Siz mi?
Siz mi?
Enginleri enlerde uçan siz mi?
Dönüyor başınız yükseklerde
Söyleyiniz tutsunlar elimi.
O mu?
O mu?
O kafesteki bir kuş mu?
Kırılıyor teller ellerde
Söyleyin tutunsun gönlüme.
Ben hep aynı yerde…
YOLDA
Cihan hareketsiz
Her şey nedir bekler,
Unutarak dünyanın ahu zarını.
Durmuş gidemiyor
Huzuru kaçan gönül durağımdan
Kederlerim bekler
Yarı yolda kesilmiş sözler
Kuğular da uçup gitmiş
Dönmüyor geri
Yolunu kaybetmiş yıllarım gibi
Solmuş mu bakışlar ne?
Gözler hem tanıdık hem yabancı.
Durmuş da mucizeyi bekler
Ayın geceyi beklediği gibi
Bekliyorum ümidi
Yarı yolda
Yol yarıda
SINIRLAR
Önünde
Özgürlüğü olmayanlar
Sallanıp
Serap olan
Eriyip
Kayıp olanlar
Gidip
Geri dönmeyen
Kirlenip
Arınamayanlar
Şu gürültülü dünyada
Vaktin sınırında
Geç sınırları,
Geç sen,
Geç geri adım atma!
Göğün