Bir gece sokağın tam ortasında
ansızın vurdular beni,
içimde öldün sen…
«Geceler çıplak oluyor…»
Geceler çıplak oluyor
kadınların gölgesi…
Soğuk duvarlarda
titrek pencere
perdelerinde
Çıplak gölgeler kalıyor
sabaha gibi.
Sabah olunca
kadınlar elbiselerini geğiniyor
sokaklara çıkmak için…
Gündüzleri her kadının
çıplak gölgesi
saklanır vücüdunda,
gecelere çıkmak için…
Sokaklara kadınlar çıkıp…
Gecelere kadınlar çıkıp…
«Yaman garibsemişim…»
Yaman garibsemişim,
Bilmiyorum, ne yapayım?..
Bulutları yere dökeyim
Yağmurlar tersine yağsın
Ağaçlar kökünden bar versin
Dünyanı baş-ayak edeyim.
Yaman garibsemişim,
Bilmiyorum, ne yapayım?..
Bir hasret çekeyim
bir vüsal var, ona yeteyim
biraz delilik yapayım
civanlık edeyim
Örneyi
Gözümü kapatıp evleneyim.
Yaman garibsemişim,
Bilmiyorum, ne yapayım?..
Bir sigara yakayım
fikrim dumanlansın,
vakit geçsin
Bir az kültavlasıyla eğleneyim.
Yaman garibsemişim,
Bilmiyorum, ne yapayım?..
Şiir yazmaktan bir şey çıkmadı,
bu şiiri kimse okumadı,
Gideyim Allahın yanına
bir meslek öğreneyim…
«Daha civanım…»
Daha civanım,
günahlarım civanlık
günahı.
Sonrakı günahlarıma
darağacı
vermeyecekler.
Şimdi yakışıyorum, bakın-
Beni darağacından asın.
Bir az ağırım,
Beni o kendir saklamazsa,
belimdeki kara kemerimi
açın-
Beni darağacından asın.
Kimim, neçiyim?
Bir şeye sahip değilim.
Darağacını eyesi değilim.
Maaşımı yeni almış olsam
cepimdeki beş-üç lira
paramı alın
milyonlarınıza ekleyin,
Beni darağacından asın.
O günü, o vakiti tutun
Sonra kalbim gibi susdurup
kolumdakı saatı açın-
Beni darağacından asın.
Ne bakıp göreğim,
ne konuşayım.
Rüzgarlar esip geçsin
üstümden
Zamanın umutsuz eli gibi
yelleneğim
Heç kimseyi sevmeğeyim,
aşkım olmasın-
Beni darağacından asın.
ALİRZA HASRET
Celilabatta doğdu.
DGTYB üyesi olan şairin üç şiir kitabı yayımlanmıştır.
AHIMI DAĞLARIN DAHMASI SANDIM
Omuzuna atdı dağlar ahımı,
Ahımı dağların dahması sandım.
Odlu bakışları, süzgün gözleri, -
Bahar şimşeğinin çakması sandım.
Bitmeğen neğmedir vallah, Gu derdi,
Kanımda suya çek, bele yu derdi.
Kıymetden düşmesin deye bu derdi,-
Ömrümün en tatlı lokması sandım.
Sen de eteğinden döküb taşını,
Taşınla gatırsan hele başını.
Arkamca atdığın o göz yaşını, -
Aydınlıq suyunun akması sandım.
DUT AĞACI
Alem yığışardı temaşasına,
gönüller piriydi vallah, şu har dut.
Yalnız bir bağın yok, bütün şeherin, -
yakışık yeriydi şu bahtiyar dut.
Perdesi olardı her yay evimin
şu dut ağacının yeşil libası.
Asılıb, yellənib budaklarından3,
çocuklar at gibi onu “çapardı”.
Her yıl sine gerib tufana-kara,
armağan ederdi bize barını.
Şu ağaç kökünden kurudu bir gün,
kırdı umutumun kanadlarını.
Şimdi hemdemimdir hatirelerde,
nazını çekdiğim o yeşil