Kazımın kanadı selki
Dişi koyun emmiş tilki
Nuh Nebi’den kalmış belki
Kırk gün oldu kaynatırım kaynamaz
Kazımın kanadı sarı
Kemiği etinden iri
Sağlık ile satma karı
Kırk gün oldu kaynatırım kaynamaz
Kazımın kanadı ala
Var yürü git güle güle
Başımıza kalma bela
Kırk gün oldu kaynatırım kaynamaz
Suyuna biz saldık bulgur
Bulgur Allah deyü kalgır
Be yârenler bu ne haldur
Kırk gün oldu kaynatırım kaynamaz
Kaygusuz Abdal n’idelim
Ahd ile vefa güdelim
Kaldırıp postu gidelim
Kırk gün oldu kaynatırım kaynamaz
Âdem’i balçıktan yuğurdun yaptın
Yapıp da n’eylersin bundan sana ne
Halk ettin insanı cihana saldın
Salıp da neylersin bundan sana ne
Bakkal mısın terazuyu n’eylersin
İşin gücün yoktur gönül eğlersin
Kulun günahını tartıp n’eylersin
Geçiver suçundan bundan sana ne
Katran kazanını döküver gitsin
Mümin olan kullar didara yetsin
Emreyle yılana tamuyu yutsun
Söndürsün tamuyu bundan sana ne
Kaygusuz Abdal’ım sözümüz budur
Her nerde çağırsam Hak onda hazır
Hep dûzaha bastırırsın kim ne der
Yakma kullarını bundan sana ne
Eşrefoğlu
Yücelerden döndüreyim
Alçaklara gönül seni
Alçaklardan alçaklara
İndireyim gönül seni
Başımın terkin urayım
Başımı yolda koyayım
Ne kim olursam olayım
Koymayayım gönül seni
Yürüyeyim yana yana
Aşk odun urayım cana
Bakmayayım masivaya
Geçireyim gönül seni
Dost gamın alayım başa
Yürüyeyim kalka düşe
Vasfı dile gelmez işe
Uğradayım gönül seni
Hayatî
Vardım kırklar yaylasına
Gel beri ey can dediler
İzzet ile selam verdim
Gir işte meydan dediler
Yerli yerinde durdular
Yerlerinden yer verdiler
Ortaya sofra serdiler
Lokmamıza ban dediler
Erenler kalbi ganidir
Yuduğu kalbi arıdır
Gelişin kandan beridir
Gel söyle ihvan dediler
Gördüğünü gözün ile
Beyan etme sözün ile
Ondan sonra bizim ile
Ol sen de mihman dediler
Şah Hayatî’m nedir hâlin
Dua edip kaldır elin
Kesegör gıybetten dilin
Cümlemiz yeksan dediler
Köroğlu
Tan yeri atmadan şafak sökende
Düşmanın üstüne hörelenmeli
Yerden kalkan alıp kılınç çekende
Yiğit on beş yerden yaralanmalı
Haber aldım ihvanından kulundan
Doyuk olduk akçasından pulundan
Hey ağalar kızıl kanın alından
Altımızda kır at kınalanmalı
Köroğlu’m der Mirza gele Han gele
Ben isterim günde yüz tufan gele
Derelerden oluk oluk kan gele
Sele düşüp gövde kürelenmeli
Mert dayanır namert kaçar
Meydan gümbür gümbürlenir
Şahlar şahı divan açar
Divan gümbür gümbürlenir
Yiğit kendini öğende
Oklar menzili döğende
Şeşber kalkana değende
Kalkan gümbür gümbürlenir
Ok atılır kal’asından
Hak saklasın belasından
Köroğlu’nun narasından
Her yan gümbür gümbürlenir
Yiğitler silkinip ata binende
Derelerde boz kurtlara ün olur
Yiğit olan döne döne döğüşür
Kötüler kavgadan kaçar don olur
Yiğit cidasını almış atıyor
Ak elleri kızıl kana batıyor
Bir kötü kavgadan dönmüş kaçıyor
Kaçma kötü kaçma şimdi hun olur
Bir yiğit cidasını almış eline
Başını koymuş da mertlik yoluna
Kalkan parelene zırhlar deline
Kanlı gömlek koç yiğide don olur
Köroğlu çağırır figan ağıtlar
İman ehli birbirini öğütler
Boydan boya demir donlu yiğitler
Çalan cidasını kahraman olur
İki koçak bir meydana koşanda
Ağzı gemli küheylanlar coşanda
Gün batarken kan gövdeyi aşanda
Titreşir yerle gök er savaşından
Cenk gününde döğüş olur can kokar
Şehitlerden ılgıt ılgıt kan akar
Muhannet de gelmiş duldadan bakar
Utanmaz