Halk Şiirinden Seçmeler. Неизвестный автор. Читать онлайн. Newlib. NEWLIB.NET

Автор: Неизвестный автор
Издательство: Elips Kitap
Серия:
Жанр произведения:
Год издания: 0
isbn: 978-605-121-342-2
Скачать книгу
olup dost gölüne

      Dalam hey dost deyu deyu

VI

      Ben dervişim diyene

      Bir ün edesim gelir

      Tanıyuben şimdiden

      Varıp yetesim gelir

      Sırat kıldan incedir

      Kılıçtan keskincedir

      Varıp anın üstüne

      Evler yapasım gelir

      Altında Gayya vardır

      İçi nâr ile pürdür

      Varuben ol duldada

      Biraz yatasım gelir

      Ta’neylemen hocalar

      Hatırınız hoş olsun

      Varuben ol tamuda

      Biraz yanasım gelir

      Andan cennete varam

      Cennette Hakk’ı görem

      Huri ile gılmanı

      Bir bir kucasım gelir

      Derviş Yunus bu sözü

      Eğri büğrü söyleme

      Seni sigaya çeker

      Bir Molla Kasım gelir

VII

      Taştın yine deli gönül

      Sular gibi çağlar mısın

      Aktın yine kanlı yaşım

      Yollarımı bağlar mısın

      Nidem elim ermez yâre

      Bulunmaz derdime çare

      Oldum ilimden avare

      Beni bunda eğler misin

      Yavu kıldım ben yoldaşı

      Onulmaz bağrımın başı

      Gözlerimin kanlı yaşı

      Irmak olup çağlar mısın

      Karlı dağların başında

      Salkım salkım olan bulut

      Saçın çözüp benim için

      Yaşın yaşın ağlar mısın

      Esridi Yunus’un canı

      Yoldayım illerim kanı

      Yunus düşte gördü seni

      Sayru mısın sağlar mısın

VIII

      Yalancı dünyaya konup göçenler

      Ne söylerler ne bir haber verirler

      Üzerinde türlü otlar bitenler

      Ne söylerler ne bir haber verirler

      Kimisinin üstünde biter otlar

      Kiminin başında sıra serviler

      Kimi masum kimi güzel yiğitler

      Ne söylerler ne bir haber verirler

      Toprağa gark olmuş nazik tenleri

      Söylemeden kalmış tatlı dilleri

      Gelin duadan unutmadan bunları

      Ne söylerler ne bir haber verirler

      Yunus der ki gör takdirin işleri

      Dökülmüştür kirpikleri kaşları

      Başları ucunda hece taşları

      Ne söylerler ne bir haber verirler

      Hacı Bayram Veli

I

      N’oldu bu gönlüm n’oldu bu gönlüm

      Derd ü gam ile doldu bu gönlüm

      Yandı bu gönlüm yandı bu gönlüm

      Yanmada derman buldu bu gönlüm

      Yan ey gönül yan yan ey gönül yan

      Yanmadan oldu derdine derman

      Pervane gibi pervane gibi

      Şem’ine aşkın yandı bu gönlüm

      Gerçi ki yandı gerçi ki yandı

      Rengine aşkın cümle boyandı

      Kendinde buldu kendinde buldu

      Matlubunu hoş buldu bu gönlüm

      Bayram’ım imdi Bayram’ım imdi

      Bayram ederler yâr ile şimdi

      Hamd ü senalar hamd ü senalar

      Yâr ile bayram kıldı bu gönlüm

      Âşık Paşa

I

      Benden mi bana bu elem

      Aşktan mı yoksa derd ü gam

      Bunca bela cevr ü sitem

      Bilsem nedendir bilmezem

      Canan olursa ger nihan

      Kalmaya canda zerre can

      Buluban bu sözü iyan

      Bilsem nedendir bilmezem

      Aşkın yürekte yâresi

      Pes olmuşum avaresi

      Ya Rab bu derdin çaresi

      Bilsem nedendir bilmezem

      Daima dilefkâr olduğum

      Şuride vü zâr olduğum

      Talibi dîdar olduğum

      Bilsem nedendir bilmezem

      Âşıkta bu hayret nedir

      Maşuktaki şevket nedir

      Derviş buna hikmet nedir

      Bilsem nedendir bilmezem

      Kaygusuz Abdal

I

      Yucalardan yuca gördüm

      Erbabsın sen koca Tanrı

      Âlem okur kelam ile

      Sen okursun hece Tanrı

      Asi kullar yaratmışsın

      Varsın şöyle dursun deyu

      Anları koymuş orada

      Sen çıkmışsın uca Tanrı

      Kıldan köprü yaratmışsın

      Gelsün kullar geçsin deyu

      Hele biz şöyle duralım

      Yiğit isen geç a Tanrı

II

      Bir kaz aldım ben karıdan

      Boynu da uzun borudan

      Kırk abdal kanın kurutan

      Kırk gün oldu kaynatırım kaynamaz

      Sekizimiz odun çeker

      Dokuzumuz ateş yakar

      Kaz kaldırmış başın bakar

      Kırk gün oldu kaynatırım kaynamaz

      Kaza verdim birçok akçe

      Eti kemiğinden pekçe

      Ne kazan kaldı ne kepçe

      Kırk gün oldu kaynatırım kaynamaz

      Kaz değilmiş be bu azmış

      Kırk yıl Kaf Dağı’nı gezmiş

      Kanadın kuyruğun