“Aşağı eğil! Aşağı!” diye bağırdı Genç Dick.
Ama maalesef o fırsatı kaçırmıştı. Son sürat yokuş aşağı giden motor hızlanarak trene yetişti. Arkasında hava boşluğu ve altında uçurum, Tim hareket eden vagonları karşısına alarak elleri ve dizleri üzerine çömelmeye çabaladı. Vagonla ilk teması omuzlarında bükülmeye neden oldu ve bu yüzden neredeyse dengesini kaybedecekti. Şans eseri dengesini yeniden sağlayabildi. Dik durdu ama tren gitgide daha da hızlanıyordu çömelmesi artık imkânsızdı.
Genç Dick çömelmiş ve tutunarak onu izliyordu. Tren bayağı yol almaya başlamıştı. Vagonlar süratleniyorlardı. Tim serinkanlılıkla arkası uçuruma, yüzü geçen vagonlara dönük hâlde, kolları yanlarında, onu ayakta tutan sadece ufak bir alan ayaklarının altında, kâh dengesini sağlıyor kâh sallanıyordu. Tren daha da hızlı hareket ettikçe o da daha çok sallanıyordu, ta ki bütün gücünü harcayarak kendisini kontrol altına alana dek. Nihayet sallanması son buldu.
Ve her şey iyi ve hoş olacaktı eğer o tek vagon olmasaydı. Genç Dick onun hızla geldiğini gördü ve ne olacağını biliyordu. Diğer tren vagonlarından daha geniş on beş santimlik bir çıkıntı oluşturuyordu. Adı saray at arabasıydı. Tim’in o vagonu gördüğünü fark etti Dick. Tim’in kendisini olumsuz bir şeye hazırlamak üzere dengesini kurmaya çalıştığı dar alandan o, on beş santimlik beklenmedik çıkıntıyı karşılamak üzere olduğunu gördü. Tim’in yavaş yavaş ve ne yaptığını bilerek dışarı doğru uzandığını, uzanabileceği en uzak noktaya ulaşmaya çalıştığını gördü. Ama bu yeterli değildi. Sonuç fiziksel olarak kaçınılmazdı. İki buçuk santim, sadece iki buçuk santim daha gidebilseydi Tim kurtulacaktı. İki buçuk santim daha uzanabilseydi vagondan darbe almadan düşecekti. İşte o iki buçuk santimlik aralıkta onu yakaladı ölüm ve gerisin geriye fırlatarak yan döndürdü. Başını ve boynunu kayalıklara çarpmadan önce iki defa fırıl fırıl dönerek yana doğru fırlatıldı.
Çarpmadan sonra bir daha hiç hareket etmedi. Yirmi metre yükseklikten düşmesiyle boynu kırıldı, kafatası ezildi. İşte tam bu sırada Genç Dick ölümün ne olduğunu öğrendi. Uygarlığın getirdiği, doğru düzgün olmayan ölümler; doktorların hemşirelerin ve anestezi uzmanlarının acı çekeni karanlığa doğru uğurlarken rahatlatması ve merasim, görevler, çiçekler, cenaze işleri kurumunun hepsinin iş birliği ile mutlu bir veda ve öleni onun için ayrılmış alana göndermesi… İşte bu şekilde ölümün ne olduğunu öğrenmeliydi Dick. Ama ani ölümler, ilkel ölümler, çirkin ve sade ölümler -mezbahada bir dananın katledilmesi ya da şişman bir domuzun şah damarının kesilmesi gibi- olmamalıydı. Genç Dick, daha da fazlasını öğrendi: Yaşam ve kaderin aksi rastlantıları, insanoğluna düşman olan evreni, ayrımsamayı harekete geçmeyi, görmeyi ve öğrenmeyi, emin ve hızlı olmayı, canlıları ilgilendiren güçler dengesinin aniden değişebileceğini ve ona uyum göstermeyi. Ve tam oradayken, bir dakika önce arkadaşı olan o tuhaf büzülmüş ve küçülmüş kalıntının yanında duran Genç Dick yalanı hiçe saymayı ve gerçeğin asla yalan olmadığını öğrendi.
Meksika’da Rosewell’in kuzeyinde Pecos Vadisi’nde Genç Dick amaçsızca dolaşırken kendisini Jingle Bob Çiftliği’nde buldu. Henüz on dördünde bile değildi ve çiftliğin maskotu oluvermişti. Yasal evraklarda meşru imzalarıyla Wild Horse, Willie Buck, Boomer Deacon ve High Pockets gibi gerçek kovboylar tarafından “sahici” bir kovboya dönüştürülmüştü.
Yumuşak mizaçlı kolay kolay kırılmayan Genç Dick, bu çiftlikte kaldığı altı aylık dönem sırasında atlar, binicilik ve aynı zamanda kaba saba, terbiye görmemiş erkekler konularında epey bilgi sahibi oldu. İşte bu dönem ona hayat tecrübesi kazandırdı. Örneğin Bosque Grande de Jingle Bob’un sahibi John Chisum vardı ve uzakta Black River ve onun da ötesindeki diğer sığır çiftlikleri de vardı. Çiftliğin gelişeceğini öngören John Chisum sığır kralıydı. Dağlık alanlar yerine dikenli teller ile çevreledi çiftliğini ve bunu yapmaya yönelik olarak içinde su bulunan her biri yüz altmış bin metrekarelik alanlar satın aldı. Ayrıca milyonlarca akre bitişik alanları da avanta olarak aldı çünkü sulama sistemleri kendi kontrolünde olmazsa bu arazilerin değeri yoktu. Kamp ateşi ve yük arabalarının etrafında toplanıp yaptıkları sohbetler sırasında John Chisum’un öngördüğü ama ayda kırk dolara razı olan kovboyların öngöremediği şeyleri öğrendi. Binlerce yaşıtı John Chisum için düşük maaşla çalışırken onun neden ve nasıl sığır kralı olduğunu da öğrendi Genç Dick.
Ne var ki Genç Dick soğukkanlı değildi. Onun kanı kaynıyordu. Tutkuları vardı. İçindeki ateş yanıp tutuşuyordu ve erkeklik gururu vardı. Yirmi saat eyer üzerinde kalmaktan neredeyse ağlayacak hâle gelmişti. Vücudunun her köşesindeki ağrıları görmezden gelmeyi öğrendi, akşam olup da battaniyelerin altına girdiğinde sessizce acıya katlanabildiği ve dayanabildiği için kendisiyle övünüyordu ta ki aynı yolları tekrar aşındırmak zorunda kalıncaya kadar. Ona dayatılan atın üzerine bindi -gece sürüsüyle çıkmak konusunda ısrar etmişti- üzerinde uçuşan muşamba yağmurluğu ile panikle bir yere kaçışan sürüsünü doğru yola çevirirken Genç Dick de kararsız kalmanın en ufak bir izi dahi yoktu. Risk alabilirdi. Risk almaya bayılıyordu. Ne var ki böyle zamanlarda yerine getirmesi gereken sorumlulukları asla yapmamazlık etmedi. Erkeklerin narin olduklarını ve sert kayalıklarda kolayca bir yerlerini yaralayabileceklerinin ya da tepinen toynakların altında kalabileceklerinin farkındaydı. Bir gün bir at binmeyi reddetti ama hayvanın bacakları aniden ona bir şekilde dolandı ve Genç Dick tökezledi. Vücudunun herhangi bir yerinin çatlamasından korktuğundan değil, sadece bir yerine zarar gelecekse daha sonraları John Chisuma’nın da söylediği gibi “masrafların karşılanmasını” istediğini açıklamıştı.
Jingle Bob’da ikamet ederken Genç Dick korumalarına bir mektup yazdı. Şikagolu bir sığır yetiştirici tarafından postaya verilmişti. Çok dikkatli davranarak zarfın üzerine “Ah Singe” diye yazmıştı. Sahibi olduğu yirmi milyon dolar onun pek derdi olmadığı hâlde Genç Dick bu paraları hiç unutmadı ve arazilerinin İngiltere’ye yerleşme kararı alan uzak akrabaları tarafından paylaşılmasından korktuğu için korumalarına hâlâ hayatta olduğunu ve birkaç yıl içinde evine döneceğini haber verdi. Ayrıca Bayan Summerstone’a maaşını düzenli ödemeleri için talimat verdi.
Ama Genç Dick bulunduğu yerden uzaklaşmak istedi. Altı aydır Jingle Bob’daydı ve bu sürenin gereğinden fazla olduğuna karar verdi. Boş gezenin boş kalfası olarak Amerika’da oradan oraya sürüklendi. Güvenlik görevlilerini, polis hâkimlerini, göçebe kanunlarını ve hapishaneleri öğrendi. Ve birinci elden serseriler, gezgin işçiler ve adi suçlular ile tanıştı. Bütün bunların yanı sıra çiftlikler gördü, çiftçiler ile tanıştı. Hatta bir keresinde New York’tayken Amerika’da ilk defa kurulan siloları yaşama geçiren Hollandalı bir çiftçi için bir hafta boyunca böğürtlen topladı. Edindiği bilgilerin hiçbiri araştırma ruhuyla öğrenilmemişti. Onda sadece küçük bir oğlan çocuğunun merakı vardı ve kafasının içinde insan doğası ile sosyal yaşam hakkında