Solon’un reformları sadece birkaç yıl yürürlükte kalmış olsa da Yunan anayasal sisteminin oluşmasında ilk adımı teşkil etmiştir. Solon’un ölümünden yıllar sonra MÖ 507’de bir asilzade olan Cleisthenes Atina’da iktidarı ele geçirdiğinde Solon kanunlarına dayanan demokratik bir yapı oluşturdu. Bu dönemde şehrin kültürel, felsefi ve askeri yapısında daha önce görülmemiş bir gelişme yaşandı.
1- Antik tarihçi Diogen Laertius’a göre Solon kendisinden iki yüzyıl sonra yaşayacak olan Yunan filozofu Platon’un (MÖ 429-347) uzak bir akrabasıydı.
2- Solon aynı zamanda şairdi. Yasal reformlarını destekleyen şiirler yayınlamıştı. Bunlar Yunan edebiyatının en eski şiir örnekleri arasında yer almaktadır.
3- Hem Solon hem de selefi Draco İngilizce’ye çok sayıda kelime kazandırmışlardır. “Solon” bilge bir kanun yapıcı anlamına gelirken “draconian” sözcüğü ise sert cezaları betimlemek için kullanılmaktadır.
Yeremya
Eski Ahit’teki büyük peygamberler arasında yer alan Yeremya (MÖ 627-586), “Yahudi İncili”nde adı geçen ve gerçek tarihi olaylarla bağlantılandırılabilecek birkaç kişiden biridir. Yeremya, Hilkiya adındaki bir Yahudi rahibin oğluydu. MÖ 627 yılında Kudüs yakınlarındaki bir köyde dünyaya geldi. Kuzey İsrail’de yaşadı ve büyük ihtimalle MÖ 586’da Mısır’da öldü.
Yeremya’nın yaşadığı dönemde antik Yahudi tarihinin en büyük felaketlerinden biri gerçekleşmişti. MÖ 587’de Kudüs yok edilmiş ve İsraillilerin Babil’e sürgün edilmeleriyle “Babil Esareti” olarak adlandırılan dönem başlamıştı. Yahudilerin anavatanlarından günümüz Irak’ına sürgünü elli yıl kadar sürmüştü. Bu dönemin Yahudi tarihinde çok önemli bir yeri bulunmaktadır.
Yeremya’ya göre yurtlarının işgali Yahudi toplumunun günahlarına karşı Tanrı tarafından verilen bir cezaydı. Çok daha önceleri Yeremya, halkını sebep oldukları sosyal adaletsizlikler ve din kurallarına gereğince riayet etmemeleri nedeniyle Tanrı’nın gazabını üzerlerine çekecekleri konusunda uyarmıştı. Buna rağmen Yahudilerin büyük bölümü Baal ve İştar gibi diğer tanrılara tapınmaya devam ettiler. Böylece atalarının tek tanrıcı geleneklerine karşı gelmiş oluyorlardı.
Yeremya’nın halkını uyardığı ateşli vaazı, “Eski Ahit”in “Yeremya Kitabı”nda yer almaktadır. Yahudiler eğer doğru yola gelmezlerse Tanrı onlardan intikamını alacaktı: “Kudüs’ün sokaklarından neşeli sesleri, mutluluğu, gelinlerin ve damatların coşkusunu söküp alacağım. Bu topraklar ıssızlaşacak.”
Yeremya’nın yaptığı sürekli uyarılar onu insanları arasında pek de sevilmeyen bir kişi haline getirmişti. Babil istilası sırasında asker kaçağı olduğu iddiasıyla bir zindana hapsedildi. İronik bir biçimde onu kurtaran Babilliler olmuştur. İşgalcilar ona saygı göstermiş ve onu diğer Yahudilerle birlikte sürgüne göndermek yerine Kudüs’te kalmasına izin vermişlerdir.
İstiladan sonra da Yeremya vaazına devam etmiştir. Eğer Yahudiler yeniden dinlerine bağlılık gösterirlerse Tanrı’nın onları affedeceğini söylemiştir. Bir yoruma göre, söylevlerinden yorulan İsrailliler tarafından taşlanarak öldürülmüştür.
1- “Yeremya” sözcüğü günümüzde, yaptıklarının sonuçları hakkında dinleyenleri uyarmak için verilen söylev anlamına gelmektedir.
2-Yeremya, rock grubu Three Dog Night’ın popüler şarkısında iddia edildiği gibi bir boğa kurbağası değildir. Ama İncil’e göre kaliteli, güzel şarapları vardır. Bir pasajda (Jeremiah 35:1–18), Tanrı Yeremya’ya Rechabitlere şarap getirmesini emreder. Oysa onların geleneğinde alkolden uzak durmak vardır. Yeremya şarap içmeleri için onları ikna etmeye çalışır. Rechabitler ise kendi yasalarına uyarlar ve şarap içmeyi reddederler. Tanrı bu örnekten yola çıkarak Yahudilerin de kendi yasalarına uymaları gerektiğini göstermek istemiştir.
3- “Yeremya Kitabı”nın yanı sıra, “Krallar 1”, “Krallar 2” ve “Feryatlar”ı da yazanın o olduğunu iddia edenler vardır.
Büyük Keyhüsrev
Büyük Keyhüsrev (MÖ 600-529) günümüz Türkiye’sinin, İran ve Irak’ın büyük bir bölümünü fethetmiş, antik dünyanın en büyük güçlerinden biri olan Pers İmparatorluğu’nu kurmuştur. İncil’de ondan Yahudileri Babil Esareti’nden kurtaran ve Kudüs’e dönmelerine izin veren kral olarak bahsedilir. Bu olayın MÖ 539’da gerçekleştiğine inanılmaktadır.
Babasının MÖ 552’de ölümünden sonra Keyhüsrev, Küçük Persis Krallığı’nın hükümdarı oldu. Hemen ardından fetih hareketlerine girişti. Med İmparatorluğu ve Lidya İmparatorluğu’nun da içlerinde bulunduğu komşu devletleri fethetti. Zengin Lidya Kralı Croesus’u (MÖ 595-547) esir aldı. Kralı canlı canlı yakacakken kulağına gelen bir kehanet onu bağışlamasına neden oldu.
İncil’de Keyhüsrev’den MÖ 539 yılında Babil’e saldırdığı için bahsedilir. Babil’in kontrolünü ele geçirir geçirmez Yahudiler’e elli yıl önce ayrılmak zorunda bırakıldıkları anavatanlarına dönmeleri için izin vermiştir.
Babil’in fethi Keyhüsrev’in son büyük toprak kazanımı oldu. Yirmi yıldan kısa bir süre içerisinde batıda İstanbul Boğazı’ndan doğuda Himalayalar’a kadar uzanan bir imparatorluk kurmuştur. Keyhüsrev aynı zamanda egemenliği altındaki halklara karşı gösterdiği dini hoşgörüyle de büyük bir üne kavuşmuştu.
Keyhüsrev MÖ 530’da öldü. Pers İmparatorluğu’nun o zamanki başkenti Pasargad’a gömüldü. Bu şehir günümüzde İran sınırları içinde yer almaktadır. Kurduğu hanedanlık, ölümünün ardından Büyük İskender (MÖ 356-323) tarafından fethedilene kadar (MÖ 330) Yunan şehir devletleri ile sayısız savaş yapmıştır.
1- Ölümünden yüzyıllar sonra Keyhüsrev’in hayatını anlatan tarihi bir kitap yazıldı: Cyropaedia. Bu kitap ABD’nin üçüncü başkanı Thomas Jefferson’ın (1743-1826) en sevdiği kitaplardan biridir.
2- Keyhüsrev’in adı “Eski Ahit”in üç kitabında anılmaktadır: “Ezra”, “Isaiah” ve “Daniel”. Söylendiğine göre Keyhüsrev’in Yahudileri kurtarışı Daniel peygamber tarafından önceden haber verilmiştir.
3- Davidian Tarikatı’nın lideri David Koresh (1959-1993) kendisinin Keyhüsrev’in reenkarnasyonu olduğuna inanıyordu. Kendisine verdiği isim Yahudi literatüründe Keyhüsrev’e verilen isimden geliyordu: “Koresh”. Koresh ve takipçileri 1993 yılında ABD hükümetinin yaşadıkları yere düzenlediği bir baskın sırasında öldürüldüler.
Elealı Zeno
Bir tavuk neden karşıdan karşıya geçmez? Çünkü antik çağ filozof ve mantıkçılarından Zeno’ya (MÖ 495-430) göre, tavuk yolun diğer tarafına geçebileceğinin mümkün olduğuna inanmamaktadır.
İşte nedeni: Tavuğun yolun diğer tarafına geçebilmesi için öncelikle yolu yarılaması gerekmektedir. İlk bakışta bu kolay gözükür. Ne var ki mesele bununla bitmez. Daha sonra yolun üçüncü çeyreğine ulaşabilmesi için, önce aradaki mesafenin yarısını gitmelidir. Onun yarısına ulaşabilmesi içinse yeniden kalan yolu yarılamalıdır. Gittiği yolun uzunluğundan bağımsız olarak her seferinde kalan yolun yarısını daha küçük dilimler halinde kat etmek zorunda olduğuna ve bu bölümlenme