3. Eğlenceli hale getirin.
Geceyi, ergeninizle ilişkinizi nasıl daha iyi bir hale getirebileceğinizi konuşarak geçirmeyin. Pek bir faydası olmaz. Bunun yerine ikinizin de keyif aldığı bir şey yapın. Böyle yaparak aslında ilişkiyi daha iyi bir hale getirmiş olursunuz. Yapmayı gerçekten sevdiğiniz şeylerin bir listesini yapın ve sonra ergen çocuğunuzdan da aynısını yapmasını isteyin. Broadway müzikalleri, çevrenizdeki spor etkinlikleri, ilginç yerlere günübirlik geziler, sevdikleri havalı ya da eğlenceli restoranlar – her ne olursa. Listeyi karşılaştırın, sonra bu aktiviteleri birlikte geçireceğiniz zamanda yapmayı planlayın.
Uzman Tavsiyesi: Detaylara özen gösterin.
Siz yetişkinsiniz. Proaktif davranıp biletleri alın ya da yapılması gereken her neyse onu yapın.
4. Kolay olmayacağını bilin.
Bunu yapmak için tüm olgunluğunuzu ortaya koymanız gerekecek çünkü ergeninizin damarınıza basma ihtimali var. Hayatta hiçbir iyi ya da önemli şey, çaba ve direnç göstermeden başarılamaz. Herhangi bir insani çaba gerektirmeyen ya da dirençle karşılaşmadan öylece kendiliğinden gerçekleşiveren şeyler küf, yabani ot ve kilo almaktır. Bu yüzden, zorlanması gerekecek bir duvarla karşılaşmaya hazır olun. Ergeniniz saygısız, soğuk, mesafeli ya da tek heceli kelimelerle konuşuyor olabilir. Tebrikler! Ergen bir çocuğunuz var. Zorlayın. Birlikte geçirilen bu zamanın tohumlar ektiğine inanın. Pratiğini yapın. Başka herhangi bir şeyde olacağınız gibi, bunda da gittikçe daha iyi olacaksınız. Cesaretinizi kaybetmeyin. Hiçbir şey olmuyor gibi hissediyorsanız, inanın bu iyiye işaret!
Uzman tavsiyesi: İdman yapın, deneme değil.
Şimdi sizden bir maraton koşmanız istense, bunu yapabilme ihtimaliniz hayli düşük olur (dayanıklılık gerektiren sporlar yapan bir atlet değilseniz). Peki ya size o maratonu koşmanızın gerçekten, ama gerçekten çok önemli olduğunu söylersem? Bunun maratonu tamamlamanıza faydası dokunur mu? Şimdi sizi “varını yoğunu ortaya koy” ve “gerçekten, tüm gücünle dene” diye cesaretlendirsem ne olur? Bu sizin 42 kilometreyi tamamlamanıza yardım eder mi? Hayır. Çünkü maraton koşmayı denemezsiniz, onun için idman yaparsınız. Geçen her ay size daha iyi olmak ve ergen çocuğunuzla ilişki kurmak için bir şans verir. Bunlar idman adımlarıdır. Bu yüzden bir sonraki adımı atın. Ve idman yapmaya başlayın.
Umutsuz görünen bazı son derece yıkıcı durumlarda ebeveynlerle ve ergenlerle çalıştım. Gördüğüm şu oldu: Ergen çocuklarını isteyerek bir öncelik haline getiren ebeveynler –hem zamanlarını hem dikkatlerini ergenlerine yöneltenler– daima bu yatırımın somut bir karşılığını alıyor.
Her şeyin mükemmel olacağı vaadinde bulunmuyorum. Ama daha iyi olabilir.
Ebeveynlere en çok musallat olan şeylerden biri, daha fazlasını yapabileceklerine dair çok rahatsız edici bir his. Pişmanlık güçlü bir şey. Zamanınızı ve dikkatinizi ergeninize yönelttiğinizde düşüncelerinizle baş başa kalıp dürüst bir değerlendirme yapabilirsiniz: “Elimden gelenin en iyisini yaptım.”
Sonucun ne olacağından emin değilim. Medyumluk güçlerim ya da bir 1985 DeLorean’ım16 yok. Ama iki seçeneğiniz olduğunu biliyorum.
1. Amaca uygun, planlı hareket etmek için elinizden geleni yapın, veya
2. Ağır ağır geri çekilin ve yenilgiyi kabul edin.
Bence ikincisi bir seçenek değil. Sizin de böyle düşündüğünüzü sanıyorum.
Ergen çocuğunuz zamanınıza değer. Ama zor olabilir, özellikle de yaptığınız şeyin fark yaratıp yaratmadığına dair herhangi bir anlık geribildirim almıyorsanız. Bazen kimse farkına varmıyor gibi gelir. Bu doğru değildir ama öyleymiş gibi gelebilir.
Yaptığınız şey için kimse ödül dağıtmaz. Bir hız treninde güvenlik çubuğu olmak sanki karşılıksız bir iştir, değil mi? Ama gerçek insanların selameti söz konusu olduğunda o devasa, karmaşık hız treninin tüm parçaları arasında en önemlisi o güvenlik çubuğudur.
Güvenlik çubuğu olun.
Bir hız trenindeki güvenlik çubuğunu sınadığımız gibi, ergenler de dayanıp dayanmayacağınızı görmek için sizi sınar.
DÜŞÜNCE YAPISI 2
Oyunun Kuralları Değişti, Siz de Değişmelisiniz
Beklentilerimizin seviyesine yükselmez, eğitimimizin seviyesine düşeriz.
Birinin dikkatini çekmek istiyorsanız, ölü bir Yunanlı şairden alıntı yaparak başlayın.
Çocukken tekrar tekrar izlemekten en çok keyif aldıklarımdan biri Gilligan’s Island adında bir diziydi. Bu dizi, tropik bir limandan yelken açıp bir kasırganın içinden geçen ve sonunda ıssız bir adaya çıkan yedi kişilik bir turist grubunun maceralarından oluşuyordu. Diziyi ilgi çekici kılan, bu yedi kazazedenin birbirinden tamamen farklı oluşuydu.
• Hindistancevizleri ve bir parça telden telsiz yapabilen ama gemideki küçücük bir deliği tamir edemeyen çok zeki bir profesör vardı.
• Sinirlendiği zaman insanlara şapkasıyla vurup duran ve “ahbap” kelimesini tarihteki herhangi bir insandan daha fazla kullanan bir kaptan vardı.
• Kusursuz güzelliği kimin temsil ettiği konusunda gezegenin her yanındaki erkekler arasında bitmek tükenmek bilmez tartışmalara sebep olan Ginger Grant ile Mary Ann Summers vardı.17
• İyi kalpli ama safdil, ikinci kaptan Gilligan vardı, nedense adaya onun ismi verilmişti.
Ama en etkileyici iki karakter, kendilerini birdenbire çok rahatsız bir durumda bulan milyarderler III. Thurston Howell ile karısı Eunice’ti. Bu ikisi dizinin komedi malzemesiydi çünkü adada mahsur kaldıkları tüm süre boyunca müsrif, lüks yaşam biçimlerinin aldatıcı görünümünü korumaya çalışıyorlardı. İzleyici de gülüyordu çünkü Howell’lar tüm oyunun değiştiğinin farkında değildi. Bu, Howell’ların komedisiydi. Etraflarında her şey değişmiş olsa da onlar hiçbir şeyin değişmesini istemiyordu. Bu yüzden inkâr içinde yaşıyorlardı.
İşte mesele bu. Bence pek çoğumuz III. Thurston Howell ve Eunice’le ilişkilendirilebiliriz. Pek çok ebeveyn bir noktada onlar için oyunun değiştiğini ve eski oyunu daha fazla sevdiklerini hisseder. Bir gün uyanırsınız ve o tatlı, masum, basit çocuğunuz resmen bir gecede çok karmaşık, tamamen farklı ve zaman zaman düpedüz kafa karıştırıcı bir ergene dönüşmüş gibi hissedersiniz.
Salı günü yattınız ve çarşamba günü kalktığınızda oyunu tamamen değişmiş buldunuz. Bir dakika önce hoş bir teknede seyahat etmekteydiniz ve bir dakika sonra ıssız bir adada mahsur kaldınız.
Böyle hissediyorsunuz, çünkü bu pek çok bakımdan doğru.
Çocuklar ergenliğe geçerken fiziksel, bilişsel, duygusal ve sosyal dünyaları çarpıcı biçimde değişir. Ergenlerin ebeveynlerinden ihtiyaç duydukları şeyler de değişir.
Hayattaki pek çok büyük değişim, aslında kendinizi hiç