Турецкий язык. Перевод прозы на примере романа «Kürk Mantolu Madonna. Часть 1». Практикум с заданиями (В2–С1). Татьяна Олива Моралес. Читать онлайн. Newlib. NEWLIB.NET

Автор: Татьяна Олива Моралес
Издательство: Издательские решения
Серия:
Жанр произведения:
Год издания: 0
isbn: 9785006084858
Скачать книгу
Расплюсуйте все слова на которых есть какие-либо аффиксы и опишите их.

      Пример расплюсовок предложения с описанием:

      Fakat bunu düşünürken yalnız o adamların dışlarına bakarız.

      bunu – bu (это) +n (буфер между гласных) +u (винит. пад.)

      düşünürken – düşün (düşün+mek – думать) +ür+ken (прич. «Когда?»)

      adamların – adam (человек) +lar (мн. ч.) +ın (род. пад.)

      dışlarına – dış (внешний) +lar (мн. ч.) +ı (прит. афф. 3 л. ед. ч.) +n (буфер перехода в падежи из притяжательности 3-х лиц) +a (дательный пад.)

      bakarız – bak (bak+mak – смотреть) +ar (афф. широкости) +ız (личн. афф. 1-го типа) – настоящее-будущее широкое вр.

      3. Переведите предложение на русский язык.

      4. Отработайте в упражнении 2 все предлагаемые в нём задания к данному предложению. Проверьте правильность перевода по упражнению 2 (задание «Переведите на турецкий язык.» в самом конце всех заданий к каждому предложению).

      5. Прослушайте данное предложение (вместе со всеми ранее переведенными, если такие есть) в записи по ссылке, которая находится в разделе «Ссылки», в подразделе «Ссылка на аудиозапись KÜRK MANTOLU MADONNA. BÖLÜM 1» в конце данного учебника.

      * Ваша цель добиться полного понимания при сопоставлении слов из текста с их соответствиями в аудиозаписи.

      Автор: Сабахаттин Али

      KÜRK MANTOLU MADONNA. BÖLÜM 1

      1. Şimdiye kadar tesadüf ettiğim insanlardan bir tanesi benim üzerimde belki en büyük tesiri yapmıştır.

      2. Aradan aylar geçtiği halde bir türlü bu tesirden kurtulamadım.

      3. Ne zaman kendimle baş başa kalsam, Raif efendinin saf yüzü, biraz dünyadan uzak, buna rağmen bir insana tesadüf ettikleri zaman tebessüm etmek etmek isteyen bakışları gözlerimin önünde canlanıyor.

      4. Halbuki o hiç de fevkalade bir adam değildi.

      5. Hatta pek alelade, hiçbir hususiyeti olmayan, her gün etrafımızda yüzlercesini görüp de bakmadan geçtiğimiz insanlardan biriydi.

      6. Hayatının bildiğimiz ve bilmediğimiz taraflarında insana merak verecek bir cihet olmadığı muhakkaktı.

      7. Böyle kimseleri gördüğümüz zaman çok kere kendi kendimize sorarız: «Acaba bunlar neden yaşıyorlar? Yaşamakta ne buluyorlar?

      8. Hangi mantık, hangi hikmet bunların yeryüzünde dolaşıp nefes almalarını emrediyor?»

      9. Fakat bunu düşünürken yalnız o adamların dışlarına bakarız;

      10. onların da birer kafaları, bunun içinde, isteseler de istemeseler de işlemeye mahkûm birer dimağları bulunduğunu, bunun neticesi olarak kendilerine göre bir iç âlemleri olacağını hiç aklımıza getirmeyiz.

      11. Bu âlemin tezahürlerini dışarı vermediklerine bakıp onların mânen yaşamadıklarına hükmedecek yerde, en basit bir beşer tecessüsü ile, bu meçhul âlemi merak etsek, belki hiç ummadığımız şeyler görmemiz, beklemediğimiz zenginliklerle karşılaşmamız mümkün olur.

      12. Fakat insanlar nedense daha ziyade ne bulacaklarını tahmin ettikleri şeyleri araştırmayı tercih ediyorlar.

      13. Dibinde bir ejderhanın yaşadığı bilinen bir kuyuya inecek bir kahraman bulmak, muhakkak ki, dibinde ne olduğu hiç bilinmeyen bir kuyuya inmek cesaretini gösterecek bir insan bulmaktan daha kolaydır.

      14. Benim de Raif efendiyi daha yakından tanımam sadece bir tesadüf eseridir.

      15. Bir bankadaki küçük memuriyetimden çıkarıldıktan sonra -neden çıkarıldığımı hâlâ bilemiyorum, bana sadece tasarruf için dediler, fakat haftasına yerime adam aldılar- Ankara’da uzun müddet iş aradım.

      16. Beş on kuruş param, yaz aylarını sürünmeden geçirmemi temin etti, fakat yaklaşan kış, arkadaş odalarında, sedir üzerinde yatmanın sonu gelmesini icap ettiriyordu.

      17. Bir hafta sonra bitecek olan lokanta karnesini yenileyecek kadar bile param kalmamıştı.

      18.1. Sonu çıkmayacağını bile bile girdiğim birçok kabul imtihanlarının hakikaten sonu çıkmayınca nedense gene üzülüyor;

      18.2. arkadaşlardan habersiz olarak, tezgâhtarlık için müracaat ettiğim mağazalardan ret cevabı alınca yeis içinde gece yarılarına kadar dolaşıyordum.

      19. Birkaç tanıdık tarafından ara sıra davet edildiğim içki sofralarında dahi vaziyetimin ümitsizliğini unutamıyordum.

      20. İşin garibi, sıkıntımın arttığı ve ihtiyaçlarımın beni bugünden yarma çıkarması bile imkânsız hale geldiği nispette, benim de çekingenliğim, mahcupluğum artıyordu.

      21.1. Evvelce bana iş bulmaları için müracaat ettiğim ve hiç de fena muamele görmediğim bazı tanıdıklara sokakta rastladığım zaman başımı önüme eğip hızla geçiyordum;

      21.2.