O gün bir soru aklıma takılmıÅtı ; dünyanın sadece bunun çok fazla olduÄunu söylemesi için Demokratik Kongo Cumhuriyetinin daha kaç nefes ve hayatı kaybetmesi gerekiyordu ? Sorusuna hırçın bir tonla, basitçe ve çekinmeden cevap verdim : « Demokratik Kongo Cumhuriyetiânin kâbusuna bir son vereceÄim. » Gülmesine engel olmaya çalıÅarak bana Kongo için çözümümün ne olacaÄını sordu. Her Åeyden öte, doÄduÄum ülke yarım yüzyıldan uzun süredir ekonomik ve toplumsal bir karmaÅadan geçiyordu. Ä°lk baÅta fikirlerimi neÅeyle formülleÅtirdim. Gözlüklerini çıkardı ve planımı derinleÅtirmemi istedi. KonuÅtukça daha aptal ve saf göründüÄümü söylememin lüzumu yok. Nihayetinde, bunları daha önce ayrıntılı bir Åekilde hiç düÅünmediÄimden görüÅlerimi açıkça ifade etmeyi baÅaramadım. Tasarımın tamamı derinlemesine bir araÅtırmayı saÄlayamazdı. Gündelik konuÅma küçük düÅürücü bir deneyime dönüÅmüÅtü ve bu beni gösteriÅsiz biri haline getirmiÅti.
Bu kitap, yüzyıldan uzun süredir kaçıÅın kralları ve matematikçiler tarafından tekel haline getirilen ekonomi dallarından ortaya çıktı. BildiÄimiz tüm kötü yönlerinden dolayı, iktisatçılar çalıÅmanın klasik deÄeri olan Kutsal Kâseâyi milyonlarca küçük parçaya indirgedi ve teorik temellerini insanlık ile gerçek dünya seviyesine taÅıdı. Ardından, pansuman gibi aptalca varsayımları kullanarak bazı parçaları tekrar bir araya getirme zahmetine katlandılar. Karantinaya alınan Marksist Fred Moseleyâin, küresel ekonomik sistemin hâkim iÅleyiÅte kalanları ödüllendirmeye yönelik tarzda inÅa edildiÄine dair suçlamalarında bir haklılık payı var. Bu erdemli adam ekonominin, Massachusettsâteki South Hudley ormanlarında saklanarak ün ve zenginlikten mahrum kalan Shoichi Yokoiâsi.
Bir gün eski yoldaÅlarının kendisini aramaya geleceÄine ve birlikte kapitalizme karÅı son bir saldırı gerçekleÅtireceklerine ciddi biçimde inanıyordu. Yazık ki sadece teorileri doÄru çıkmadıÄı için ortodoksluÄu suçlamak etkili bir pazar için klasik bir vizyon kurmaya veya bizi vaat edilen topraklara götürmeye yeterli olmayacak.
Bu kitaba anne Vincentâa kiÅisel bir notla baÅladım. O, Kenyaâda Nairobiânin merkezinde karımla beraber rastladıÄım, oÄlunu tek baÅına yetiÅtirmiÅ genç bir kız. Bir an geldiÄinde, polisleri uzaklaÅtırmak için Vincentâı kollarımda tutmam gerekti. Kenyaâdaki turist Åöhretim Vincent ve annesini polisten gelebilecek her türlü zarardan korumuÅtu. Nairobi Åehri, eÅitsizliklere karÅı savaÅ açmak yerine yoksulluÄu suç haline getiren bir düzenleme geçirmiÅti. Bu modern çaÄ Ä±rkçılıÄı, baskı görenler ve baskıcılar aynı ten rengine sahip olduÄundan uluslararası toplumun dikkatini çekmiyordu. Ãok sayıdaki diÄer Åehirde de aynı çılgın yaklaÅım benimsenmiÅti ve çizdikleri çizgi ırksal tartıÅmaları meydana çıkarmadıÄı sürece endiÅelenmiyorlardı.
ÃocukluÄum boyunca sosyo-politik-ekonomik uyumsuzlukların doÄanın kanunları tarafından benimsetildiÄi düÅüncesini kafama sokmuÅlardı; birilerinin, zenginlerin uÅaÄı olması için yoksul olması gerekiyordu! 90âlı yıllarda iç savaÅ boyunca, zengin Kongolular Batıâya sıÄınmaya çalıÅmıÅtı. Göz açıp kapayıncaya kadar bu ailelerin çoÄunun alıÅık oldukları lüks hayat tarzını nasıl kaybettiklerine Åahit olmuÅtum. YaklaÅık yirmi yıl sürgünde yaÅadıktan sonra en güçlü generaller ve eski baÅkanın akrabaları bile sefaletin felç etmesiyle yavaÅ yavaÅ tükenmiÅti. Bu kadar çok sayıdaki baron ve eski resim destekçisinin sürünerek evlerine dönmesi ve yeni asalak sisteme faal biçimde yatırım yapması ÅaÅırtıcı deÄil. Güney Afrikalı bilge bir arkadaÅım bu dönüÅümü açıklamak için bir doÄa kanununa atıfta bulunuyor : « Bir kez yılanlık yapan her zaman yılandır ! »
Bu kiÅisel ÅahitliÄim, insanların da tıpkı milletler gibi, Åansları dönene kadar, kendileriyle daha fazla ilgilendiklerine dair bunaltıcı bir evrensel gerçekliÄini göstermeye yarıyor. Bu, Amerikalılar hayallerindeki çitleri olan eve ulaÅamadıklarını veya aÄır Åartlarda çalıÅan sıradan Amerikalılar emekliliklerinin birkaç açgözlü serseri tarafından tamamen yok edildiÄini fark ettikten sonra « Wall Streetâi iÅgal et » hareketi için de geçerli. Ä°Äneleyici bir diÄer örnek de, artık Vladimir Putinâin yanında yeri olmayan ve Londra'daki altın sürgünlerinden beri kendilerini saÄlam adalet ve eÅitlik vaazları vermekten alıkoyamayan, Rus oligarÅisini oluÅturan küçük topluluk. Gayri sarfi milli hâsılalarından daha yüksek olan olaÄanüstü borçlarıyla soytarılık yapan Avrupa ülkeleriyle ilgili söyleyecek ne var? Bu tabloya Brezilyaâyı, Rusyaâyı, Hindistanâı ve Ãinâi, ekonomik büyümelerini doÄa ana tehlikesine karÅı patlatan BRIC ülkelerini ekleyin. Bu karıÅıma ayrıca, azınlık kalanları harcarken milli zenginliÄin küçük bir parçasıyla artık tatmin olmayan Arap çoÄunluÄu da eklemek gerekir.
Kaynayan bu son volkanlar dikkatimizi, statükoyu kırmak için önleyici tedbirler aramamız gerektiÄi gerçeÄine çevirmeli. Yirmi birinci yüzyılda iktisatçıların "güncel evrimi takip ettiÄimiz ve eski kapitalizmin çarkına biraz daha uyduÄumuz sürece her Åeyin iyi gideceÄine" dair duygusuz söylemi gücünü ve yerindeliÄini uzun zamandır kaybetti. Bir kültür devrimine giriÅmek ve Åu anda hâkim olan kapitalizm ve onun kavgacı versiyonu islam ülkelerindeki