Kar yaÄıÅını ilk görüÅümüz benim için ilginç olmuÅtu, söylenebileceÄinden daha az. Bu Taraânın bana elinde iyi bilenmiÅ bir bıçaÄı tutup bir dakika boyunca hiçbir Åey demeden durarak ilk « Dexter » bakıÅını attıÄı zamandı. Uykumda bile bunu aklımdan çıkarmayarak, her Åeyin tadını çıkaran ve görünmez bir duvarın arkasındaki gölgede çürüyen kiÅiler arasındaki farkı görerek öfke nöbetleri geçiriyordum. Cazibeli karımın vaazlarımdan ve küresel sosyo-politik-ekonomik hastalıkla ilgili Åikâyetlerimden ve dahası en çok da dünyaya sunarak çare olacaÄına inandıÄım planlarımdan bıktıÄının farkına varmıÅtım. Tabii ki büromuzun döÅemesinde ölü yapraklar gibi duran yüzlerce kâÄıt parçasına notlar aldım ama bir el yazısını bitirmek için gereken enerji ve disiplini toplayamadan. Hatta bir aile dostu, müritlerimi bir araya getirebilmem için fikirlerimi bir kitapta toplamamı önerdi, bir ayin? O dönem için gülünç bir fikir. Kabul etmekte zorlanmama raÄmen Tara haklıydı. Yıllar boyunca mızıldanmaktan baÅka bir Åey yapmamıÅtım, yazmaya baÅlamamın zamanı gelmiÅti.
Bu kitabın adı neden « Ekonominin Åeytan Ä°ncili » olmasındı ? Nassau Senior ekonominin Åeytan incilini yazmada beni alt etmiÅti. Cehennem Oâdur? Kim? Tembel zihniniz hemen Åu anda belli bir sonuca varmak için acele edebilir. Bu yolculuk esnasında yavaÅ Türk müziÄi ve eÅsiz bir sabır faydalı olabilir; bu kitap iki yüzyıl boyunca iktisatçı nesiller, uyuÅuk siyasetçiler ve bunların topluluklarının mahvettiÄi veya yanlıŠyöne sevk ettiÄi uzun süreli meydan okumalarını bir çukura gömüyor. Bu ne gizli bir parodi ne de acımasız bir yiÄitlik gösterisi, sadece dünyamız ve kapitalizmin gerçek ve kıÅkırtıcı bir açımlaması.
Ãfke ve endiÅem dıÅında, sık ve yorucu yolculuklarım esnasında otobüslerde yanımda oturan ve hayatım boyunca en çok aklımda kalacak belli tartıÅmaları yaptıÄım insanlara teÅekkür etmeliyim. Bunların arasında, New Yorkâlu orta sınıf Yahudi bir aileden gelip « bir pisliÄe dönüÅen » (onun sözleriyle) Nobel ekonomi ödüllü Milton Friedman için çok aÄır sözler sarf eden bir üniversite dekanı da vardı. Ãzel içindekiler sosunda ayrıca arkadaÅlar ve fikirlerimin çılgınca olduÄunu kanıtlamak için doyumsuz bir iÅtahla harekete geçen düÅmanlar da vardı; bana iddia ve kanaatlerimi kuvvetlendirmemde yardım ettiniz, sizleri seviyorum hanımlar ve beyler.
Ãzellikle de, bu kitabı yazmak gibi çetin bir göreve giriÅmeye beni zorlamak adına kullandıÄı aÅırı ama etkili taktikler için bu suçtaki ortaÄıma, karıma çok daha fazla minnettarım.
Heterodoks ekonominin uygunluÄu hiçbir zaman olmadıÄı kadar tehdit altında. Belli sayıdaki heterodoks ekonomik program Åimdiden daÄılmıŠdurumda. Bu ekonomik düÅünce okulunda ortaya çıkan kurumlar aynı yolda gider ve baÅarılı teorisyenler, düÅünürler yetiÅtirme amaçlarını, baÅarılı pragmatistlere, karÅı düÅünce üreten insanlara dönüÅtürecek Åekilde yetiÅtirmeye uyarlamazlarsa bu küresel pazardaki rolleri iÅe yaramaz hale gelecek. Heterodoks ekonominin sonu aynı zamanda kurumsallıÄın yenilenmesi adına en iyi Åey veya kurumlar tarafından benimsenme ve daha açık ve yerinde bir manevi akıÅın, Ethosizmin yayılması için daha iyidir.
Ara I
« En büyük korkumuz yetersiz olmamız deÄildir. En büyük korkumuz ölçüsüz derecede güçlü olmamızdır. Bu bizim ıÅıÄımızdır, bizi en çok korkutan karanlık tarafımız deÄil. Kendimize sorarız, olaÄanüstü, yetenekli ve rüya gibi biri olmak için kimim ben? Aslında ne deÄilsiniz ki? Siz tanrının bir çocuÄusunuz. Kendinizi küçültmenin dünyaya bir faydası olmayacak. BaÅkaları sizinle temas kurduÄunda güvende hissetsinler diye kendini alçaltmanın hiçbir parlak tarafı yok. Hepimiz çocuklar gibi parlamak istiyoruz. Tanrının bize sunduÄu ihtiÅamı güpegündüz parlatmak için doÄduk. Bu yalnızca belirli kiÅilere sunulmadı; hepimizin içinde mevcut. Ve kendi ıÅıÄımızı parlatarak, bilinçsiz bir Åekilde aynısını yapma iznini baÅkalarına da veriyoruz. Kendimizi kendi korkularımızdan kurtarırken varlıÄımız baÅkalarını da kendiliÄinden özgür bırakıyor. »
Marianne Williamsonâın ilham verici bu alıntısı A Return To Love : Reflections on the Principles of a Course in Miracles, Harper Collins, 1992 adlı kitabının özü. Bu 7. Kısım, 3. Bölümden alınmıÅtır (Sayfa 190-191). Nelson Mandela 1994âteki açılıŠkonuÅmasında bu alıntıdan hiç bahsetmemiÅ olsa da, benim neslim için o hala bu adama baÄlıydı. EÄer Güney Afrikaâdaki baÅkanlık vekaletiyle ilgili tarafsız tek bir Åey söylemek gerekseydi bu ırkçılıÄı yok etmek için olan korkak gökkuÅaÄı yaklaÅımının, onu Güney Afrika'nın burjuva beyazlarının Åampiyonu yaptıÄı olurdu. Ve tabii ki, onu gardiyanlarından bir özür talep etmeden veya baÅka bir mahkûmun kafatasını çatlatmadan hapishanede yirmi yedi yıl geçiren bir adam olduÄu baÄlamında basitçe analiz etmeyi denersek, özetle mahkûm olmanın verdiÄi gücün efsanevi figürlerinden ve toplumsal, politik ve ekonomik adaletsizliklere karÅı savaÅta gerekli karakter gücünü resmeden biri olarak görülmeye deÄer. Buradan bir sonraki evreye geçmenin daha iyi bir yolu var mı?
BÃLÃM I
GiriÅ
« Sanat, kötülüÄü tamamlama denemesidir. »
Simone de Beauvoir
CD kullanmıyorum. Eski Åarkıları plaktan dinliyorum. Sam Cooke, Wendo Kolosoy, Thelonious Monk, Eduardo Sanchez de Fuentes, Jimmie Rodgers, Notorious B.I.G, Mikhail Glinka, Mariam Makeba, Nana Mouskouri, Fela Kuti, ya da Beethoven aramak için eski dükkânları dolaÅmak yoga yapmak kadar huzur verici. Otantik Peru halk müziklerinin ritimleri ve MoÄol müzik enstrümanlarına bir pop starın