Senin bin kuşkunu koysak bir göze,
Benim bir güvenim ağır gelecek.
Yürek de tuhaf hilkattir diyen,
Bazen bu isteği kendine yüktür.
Dün sevdiğini bugün sevmeyen
Sevginin özünden şartı büyüktür.
Demem ki emretsen, gözümü kapar
Göğün yakasını kapattırırım.
Demem ki bir gece kesilse uykun
Sabahın yolunu kapattırırım.
Yok, Şirin şartların,
Yok buna şüphem!
Ben ne hükümdarım, ne kulum sana,
Yok Ferhat külüngü hükmünde rütbem
Deniz kucağında ev kuram sana.
Şimdi moda değil Mecnun gözyaşı,
Leyla talebine ne tedbir kılsak?
Borcunu veririz Nofel kardeşin,
Leyla ne ister? – mücevher – bir tabak!
Dilenci aşkları sınırlar aşar;
Sen benim aşkımın hudut direği.
Senden o tarafa sonsuzluk yaşar,
Senden o tarafa yer de görünmez.
UNUT BENİ
Dilim dinmez27, kirpiklerim ses eyler,
Nasıl hoşsa – yüreğimi kes öyle…
Kalan ömre yarım yürek bes28 eyler,
Unut beni, aldat beni, at beni.
İnişi kar, yokuşu kar bu yolun,
Yad nefesten buz kayası su oldu…
Yalan yolu beş adımlık suyolu,
Aldat beni, unut beni, at beni.
Sen ömrünün ateşinde yananda,
Gölgenden de gereksizdim yanında.
Kıymetli bir kayıp tut aklında,
Unut beni, aldat beni, at beni.
Gözden göze köprü kurmak zor iştir,
Bakışların yönünü çok değişti.
Yeni adım zaten yeni dövüştü,
Aldat beni, unut beni, at beni.
Bu sevdaya ne ulaştık, ne yüzdük?!
Dalgasında ne kaybolduk, ne yüzdük.
İşte seni düzde koydu bu düzlük…
Unut beni, aldat beni, at beni.
BENDEN GEÇTİ, KARDEŞİME DEĞDİ
Ey taşlaşan, topraklaşan,
Ulu dedem!
Bugünümden dünüme uzaklaşan
Ulu dedem!
Rüzgârlaşan, dumanlaşan ruhumla sen
Ayağa kalk, seninleyim!
Ses gitmeyen,
el yetmeyen
Eski tarih deresinden
Ses benin sesime son: –
Sese gelen, senden
Geçen
Neydi böyle? –
Senden geçip kardeşine değdi böyle?
Bununla mı, de kaç defa
Baba – oğul, kardeş hissi ikilendi,
Bir şehrin
Beş kardeşin hanlığına parçalandı?
O zaman mı bitti bizim
dilimizin
“senin”, “benim” gabarı29 da?..
O zamandan bitti bizim
dilimizin
“nerelisin” damarı da?..
Seninleyim, ulu atam!
Bu meseli kimdir yazan?
Hangi soysuz baba şimdi
Ataların imzasını
Çekip, ona mühür basan?!
Adınızı destanlardan alırım
Ruhunuzu kıyma kıyma koparırım.
Kara Çoban,
Ey Han Ayvaz,
Kiziroğlu Mustafa Bey,
Eğer ki siz
Bu konuya imza koydunuz!
Sonra, sonra hanginizse
Halka gelen bir kazadan
Hep başını yana eğdi.
Settar Hanın ocağına
fena değdi.
Benden geçti!..
Benden geçti!..
Sevince bak, gayrete bak!
Bunu yazan hilkate bak!
Benden geçti!..
Kulağımdan gitmez bu ses,
Darbeleri kardeşine,
Sırdaşına geçiren kes
Şimdi sanki bak bu gece
Kulağımın tam debinde
Hep ben dedi bir ülkede
ne kadar han,
Onların hep “ben” dediği yerde
Sen olmadın, Azerbaycan!
Seni senden alıp böyle
Yüz yıllarla uyuttular.
Seni senden eylediler,
Seni senden öğüttüler.
Havan oldun hep tuzunla,
kendi taşınla.
Üvey oldun
öz, yakın ikiz kardeşinle –
Benden geçti diyenlerin gayretinden,
Namusunu yiyenlerin gayretinden!
Benden geçti…
Benden geçti!
Ey taşlaşan, topraklaşan,
ulu atam!
Bugünümden, dünümden uzaklaşan
ulu atam!
Ayağa kalk!
Defnettiğin meselenin
mezar taşına
Bir teessüf hatırası yazıp, yont:
Senden geçen bana değdi,
Benden geçen sana değdi.
Senden, benden geçen darbe
Vatan, Vatan, sana değdi.
CABIR NEVRUZ
(1933-2002)
Halk Şairi, Azerbaycan Sanat Adamı. Bizim Yüzyıl, Sıradan Gerçekler, Talihin Armağanı, Ne Kadar ki Hayattayım, Kendini Koru, Halkım ve benzeri çok sayıda şiir kitabı yayımlandı. Eserleri İngiliz, Fars, Türk, Polonya, İspanyol,