O eve dönünce nigaransınız23
Evde olunca da benim nigaran.
Bir ömür yaprağı uzun, ya kısa…
Aşk, sevgi, hayranlık – hangi daha eski?
O sizin yalnızca kızınızsa da,
O benim yegâne saadetimdir.
Siz de hayransınız, ben de bir kıza
Kimin kapısından o girmelidir?
Dünya öyle ki biri bulursa,
Öteki … mutlaka kaybetmelidir.
Duruluk simgesi sizin kızınız
Gözünden okunur kalbi, isteği
Sizin bu sevdada kaybetmeyiniz
Sizin borcunuzdur, benim kısmetim.
Sizin adınıza saygı, ihtiram
Kadın karşısında baş eğer âlem
Ben de baş eğerim, vedalaşırım –
Kızınız gelecek, ben gitmeliyim.
MERDİVEN
Bu dünya merdivendir.
Çıkınca cana yakın
İnince çok kötüdür.
Görüştük basamaklarda,
O çıkıyordu bu demde,
Ben iniyordum habersiz.
Onu arzularına
Çıkarırdı merdiven,
Beni hatıralara indirdi.
Bu zaman,
Birimiz – gün doğana,
Birimiz – gün batana…
Çıkamazdım bir daha,
Ne o güç, ne o takat.
O da inemezdi hiç.
Haklı – haksız, vermişti
Hükmünü zaten doğa.
Gerek ya inmeyeydi
Bu görüş hiç araya.
Ya o önce geleydi,
Ya ben sonra dünyaya.
NE TUHAF?!
Öyle durursun, öyle bakarsın,
Sanki karşındaki kuru bir taşım.
İpek saçını bir zaman okşayan.
Sanki hiç hiç ben olmamışım.
Seni dostlarımla, tanışlarımla,
Ben tanıştırırdım o zaman bir bir
Şimdi başkaları o ihtiramla,
Diyorlar tanış ol…
Ne tuhaf?!
Rüyada görürdün bir zaman her dem,
Yolumu beklerdin yollardan uzak.
Ben senin rüyandan çıkagelmişim,
Bu da bir rüyadır, gel tanışalım.
Koluna girerdim… bu hatırındadır,
Giderdik… yolumuz, arzumuz ortak.
Kolum kollarının hep yanındadır,
Dokunsa biz şimdi özür dileriz.
Nerde olduysam sabah, ya akşam,
Aradın sen beni, gördün sen beni.
Şimdi gözlerinin tam önündeyim,
Nerede durayım ki,
Göresin beni?
BEN DE YAĞMALIYIM
Zordur benimle beraber yaşamak,
Bazen gözlerimde değişir âlem.
Benimle bir ömür arkadaş olmak.
Bir azcık daha zor,
Ben anlıyorum.
Ne duman çekilir, başımdan ne çen24,
Tufanlı boranlı dağım ben, neyim?!
Ne bileyim,
Dünyada ben de kendimden
Belki de ilk şikâyetçiyim.
Bende bir “ben” de var…
Benden habersiz,
Ne duyar, ne sayar beni.
Yer var ki o beni hep rezil eyler,
Yer de var hep üne yetir beni.
Bir gamı bir yürek valla zor taşır,
Yüz yürek gamı var bu bir sinemde.
Ben yerden göklere baksam da eğer,
Gök yüreğimdedir…
Yer yüreğimde.
Bir insan olsaydım neydi derdim,
Yaşardım her mevsim bir libas giyip,
Evimde çay içip,
Yemek de yiyip
Bir insan gamını çekebilirdim.
Sinemde halkların bedbaht taliyi25,
Bazen de aldanmış kadın gileyi26
Bazen de toprağın batan çeşmesi,
Bazen de yüzsüzün yüze düşmesi,
Gönlümün yayını çekip kırdılar,
Senden dikkatimi çekindirdiler.
Öyle ki tutuldum, bekle bir kadar,
Biraz şefkatli ol, sen ana gibi
Yağmur yağan gibi açılır gökler,
Ben de yağmalıyım…
Yağana kadar.
MEHMET ARAZ
(1933-2004)
Halk Şairi, Azerbaycan edebiyatının ünlü temsilcisi, Emektar Kültür Adamı. Sevgi Nağmesi, Araz Akar, Ben Seni Bulurum, Annemden Yadigâr Nağmeler, Ömür Kervanı, Okura Mektup, Kayalara Yazılan Ses, Yol Ayrımında Sohbet vs. gibi yirmiden fazla kitabın şairidir. Eserleri dünyanın değişik halklarının dillerine çevrilerek yayınlanmıştır. Hacı ZeynalabdinTağıyev Ulusal Ödülü’nün sahibidir. Kendisine Azerbaycan SSC Yüksek Sovyeti Onur Belgeleri ve bağımsız Azerbaycan Cumhuriyetinin İstiklal Madalyası verilmiştir. 1957 yılında Azerbaycan Yazarlar Birliği üyeliğine seçilmiştir.
SEVGİ SINIRI
Boynumdan yukarı yüceliğim yok,
Gözüm ufka dek görmeye kadir,
Dağın o yüzünden umacağım yok,
Dağın bu yüzünde pınar benimdir.
Seven hem kaygılı, hem de kaygısız,
Sevin – seninkidir bu koca âlem.
Kalbine bulanık fikirler sızar:
“Seninle olsam da, senin değilim”.
“Hep aynı yerde durur vaatlerim,
Zaten