• “Sırlar Hazinesi” mesnevisi (1174) Erzincan hükümdarı Davud oğlu Melik Fahreddin Behram Şah’a ithaf edilmiştir. Tezkirelerde Erzincan hakiminin bu esere çok değer verdiği, mesneviyi gerçekten zengin bir hazine olarak gördüğü ve şaire develere yüklenmiş hediyeler gönderdiği belirtilmektedir. Ancak bu hediyelerin şaire ulaşmadığı, yollarda yağmalandığı Nizâmî Gencevî’nin notlarından anlaşılmaktadır.
• “Hüsrev ve Şirin” (1180) mesnevisi Atabey hükümdarı Muhammed Cahan Pehlivan’a ithaf edilmiştir, ancak Cahan Pehlivan’ın ölümünden sonra Nizâmî Gencevî onun kardeşi Atabey Kızıl Arslan ile tanışmış ve Hamdünyan köyü kendisine verilmiştir.
• “Leylâ ve Mecnûn” (1188) mesnevisi Şirvanşah Ahsitan’ın ve oğlu Muhammed’in isteği üzerine yazılmıştır.
• “Yedi Güzel” (1197) mesnevisini Merağa hâkimi Alâeddin Körpearslan’a ithaf etmiştir.
• “Leylâ ve Mecnûn” (1197-1203) mesnevisi Atabey hükümdarı Nusreteddin Ebubekir’e sunulmuştur.
“Hamse”, Nizâmî Gencevî’nin yaşadığı dönemde el yazması olarak yayılmış ve şairin önde gelen bir sanatçı olarak tanınmasında büyük etken olmuştur.
Dâhice yazılmış ölümsüz eserleriyle büyük hürmet ve saygı kazanan Nizâmî Gencevî, hayatta birçok zorluklarla karşılaşmış ve vasat bir hayat sürmüştür. Ancak kişiliğine her zaman büyük saygı duyulmuş, gururlu ve merdane bir hayat yaşamıştır. “İskendername” mesnevisinde geçen aşağıdaki dizeler, Nizâmî Gencevî’nin kişiliğini ve ahlakını tüm görkemiyle yansıtmaktadır. Bu tür şiirler aynı zamanda Nizâmî Gencevî’nin bir otoportresini çizmektedir:
Niçin alçaklara boyun eğirsen?
Oyuncak olursan namertlere sen?
Niçin boynuna bin yük alırsın?
Zalımın zulmundan razı kalırsın?
Kalbi yumşaklığı bir defa unut,
Omzunu dağ gibi yücelikle tut!
Sen de süsen gibi ipekten olsan,
Seni saf toprak da yaralar, inan!
Zelillik yüreğe ağrılar salar,
Zulma dözenlerin 56 sonu olar har. 57
Diken tek çiyninde tut yarağını, 58
Araştırmacılar, Nizâmî’nin çağdaşlarından biri olan şair Hakani Şirvani ile arkadaş olduğunu belirtmişlerdir. Seid Nefisi, İran’da yayınladığı Nizâmî Gencevî Divanı’nda arkadaşı Hakani’nin ölümüne ithafen söylediği bir beytini örnek vermiştir ve sözkonusu beytin ünlü oryantalist ve Nizâmî eserlerinin araştırmacısı Mübariz Alizade tarafından Azerbaycan diline filolojik çevirisi yapılmıştır.
Hep diyordum ki, Hakani benim mersiyecim olsun,
Teessüf ki, şimdi ben Hakani`nin mersiyecisi oldum. 61
Nizâmî Gencevî, döneminin tanınmış aydınlarından Ebu Bekir İbn Hüsrev el Ustad (1145-1207) ile yakın arkadaş olmuştur. Ebu Bekir İbn Hüsrev Gence’de doğmuş ve eğitim görmüştür. Belki de Nizâmî Gencevî’nin medresedeki öğrenci arkadaşlarından birisi olmuştur. Önce Gence’de, ardından Nahçıvan’da Atabey Sarayı’nda bulunmuştur. O, Atabey hükümdarlarından Cihan Pehlivan, Kızıl Arslan ve Ebu Bekir Atabey’in adına eserler ithaf etmiştir.
Ebu Bekir İbn Hüsrev el Ustad lirik şiirlerin ve “Munis-name” adlı mesnevinin yazarıdır. “Munisname”nin el yazması British Museum’da korunmaktadır. Eserin bir fotokopisi merhum Prof. Dr. Ziya Bünyadov tarafından Azerbaycan’a getirilmiştir. “Munisname” eseri 1991 yılında Prof. Dr. Rüstem Aliyev tarafından Rusçaya çevrilmiş ve Bakü’de Yazıcı Yayınevi tarafından yayınlanmıştır. Son yıllarda “Munisname” Azerbaycan dilinde de okuyuculara ulaştırılmıştır.62
Nizâmî Gencevî’nin “Hüsrev ve Şirin” mesnevisindeki aşağıdaki satırlardan Nizâmî Gencevî ile Ebu Bekir İbn Hüsrev arasındaki ilişkilerin güvenilir dostluk ve gerçek işbirliği örneği olduğu belirmektedir:
Bir Allah bendesi dostum var idi,
Hatrımı sayardı, vefadar idi.
Teessüb çekerdi bana her zaman,
Düşmana kılıçtı, bana da kalkan
Bilikte, ilimde kazanmıştı ad,
Onunla yaşardı dünyada dilşad. 63
Nizami Gencevi, sadık arkadaşının kendisine edebi tavsiye ve yön verme düzeyinde yetenekli bir kişi olduğunu itiraf etmiştir. Nizami Gencevi gibi bir şair-düşünürünün onunla edebi tartışmalar bize Ebu Bekir ibn Khosrov El-Ustad’ın ne kadar yetenekli olduğunu düşünmek için sebep verir:
Bir gece kızgın, altın yalnız
O gümüş eliyle kapımı çaldı
Geldi ve beni azarlamaya başladı,
Öfkeyle, “Çok teşekkür ederim,” dedi.
Sen mânâlar âleminin sultanısın,
Sen kelimeler diyarının hükümdarısın.
Kırk yılda elli yıl harcadın,
Boş hikayelere aldanmasın.
Tohid’in kapısını çal, yüceliğin sesi,
Kullandığınız muğlar şarkısı nedir?.. 64
Araştırmacılar ayrıca Nizami Gencevi ile Ebu Bekir ibn Khosrov Al-Ustad arasındaki dostane ilişkileri de doğrulamaktadır: “Aynı şehirde yaşamış, eserlerini aynı hükümdarlara adamış, edebi ve estetik bir platforma sahip iki Gence bilgesinin birbirini iyi tanıdığını kesin olarak söyleyebiliriz.”65
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного