“Senin ismin ne, aklına getir, ismini aklına getir! Senin ismin Mankurt değil, sen Colaman’sın! Ben senin annenim! Colaman oğlum, sen neredesin?”
Bu kitabı yazmak, bana hem kolay hem de çok zor oldu. Kolaydı çünkü ben bu konu için çok çaba sarf ettim. Zordu çünkü bütün bildiklerimi söyleyemiyorum, başkalarının aile sırlarını dünyaya açıklamak istemiyorum… Cengiz Aytmatov’un son yıllardaki eserlerini, özellikle de onun din-millet meselesi hakkındaki bazı felsefi görüşlerini de kabul edemiyorum. Bu konunun araştırılması ve açıklığa kavuşturulması gerekiyor; bu yüzden ben bu konunun üzerinde durmuyorum. Çünkü benim asıl maksadım, Cengiz Aytmatov hakkında değil, onun annesi Nagime Aytmatova-Gabdulvaliyeva hakkında kitap yazmak, onun kaderi örneğinde ülke dışında yaşayan ve başka milletlerin mensuplarıyla hayat kurmuş binlerce Tatar kadının kaderini yansıtmaktır. Kırgız halkına hizmet eden aydınlar, âlimler ve yazarlar, Nagime Hanım’ın çocuklarının ve torunlarının Kırgız olduğunu yazmış. Kırgızistan’da, Özbekistan’da, Kazakistan’da, Rusya’da da bunun gibi milyonlarca örnek vardır. Bunlar, Tatar halkı için kayıp olmuşsa da başka milletler için büyük kazançtır… Cengiz Aytmatov ise bütün insanlar için büyük bir kazanç ve zenginliktir.
Bu kitap, belgesel türünde yazılmalıydı. Ama ben resmîlikten biraz uzaklaşıp açıklamalarımı felsefî düşünceler üzerinden aktardım. Konuyu araştırırken belgeler meselesinde de epeyce karışıklıkların ve farklılıkların olduğunu açıkladım. Mesela Nagime Hanım’ın babası Hamza Gabdulvaliyev’in doğum yılı farklı kişilerin kayıtlarında 1840, 1850 gibi farklı yıllarda gösterilmiş. Ben bu doğum tarihini doğrulayabilmek için Kirov şehrine gidip bölgenin devlet arşivinden Vyatka eyaleti, Malmıj şehrine bağlı Meçkere köyünün 1850 ve 1858 yılındaki tapu kayıt belgelerini araştırdım. Ama bu yıllarda Hasan oğlu Hamza kaydedilmemiş, demek ki o, bu yıllarda doğmamış. Hamza Gabdulvaliyev’in doğum kâğıdı da hiçbir yerde bulunmadı. Aynı şekilde tanınan İşmen şeceresi ile tapu kayıt belgelerinde farklılıklar da var. Ne yazık ki bütün sorulara cevap vermesi gereken, 1897 yılındaki birinci nüfus sayımı belgeleri de bugünkü Kırgızistan’ın Karakol şehrinde korunmamış. Bu belge Malmıj ilçesinde de yok edilmiş; belki de bu bir siyasettir… Nagime Hanım’ın annesi Gazizebanu konusuna biraz açıklık getirebildim, bu konuyla ilgili ileride bilgi vereceğim. Ama şimdi Nagime Hanım’ın kendi kaderiyle ilgili birçok belge yok. Ya dönemleri karışık ya da tarihleri gösterilmemiş, karıştırılmıştır. Nagime Hanım’ın hizmet defteri ve bazı önemli belgeler de çocuklarında yok. Korunmamış. Böylelikle bazı tarihleri ya hatıralara ya da kocası Törekul’un biyografisine dayanarak açıklamak durumunda kaldık. Şunu da söylemek isterim, halk düşmanı olarak suçlanıp 1938 yılında öldürülen Törekul Aytmatov’un kronolojik otobiyografisi, çocukları tarafından epeyce çalışılmış ancak Nagime Hanım hakkında böyle bir çalışma yapılmamış. Aslında onlar bu zamana kadar Tatar kökleri hakkında da pek az bilgiye sahipti. Bunu anlamak mümkündür.
Söylediğim gibi, bu kitabı yazmak için ben Nagime Hanım’ın babasının doğup büyüdüğü Meçkere-Kukmara bölgelerinde, o zamanlar bu bölgenin merkezi olan Malmıj şehrinde, vilayet merkezi sayılan Vyatka (bugünkü Kirov) şehrinde, 19. asrın sonlarında buralara yerleşen Hamza Gabdulvaliyev’in akrabaları ile Nagime Hanım’ın doğup büyüdüğü bugünkü Kırgızistan’ın Karakol şehrinde, uzun yıllar yaşadığı ve mezarının olduğu Bişkek şehrinde de bulundum. Aynı şekilde Nagime Hanım’ın çocukları İlgiz Aytmatov ve Roza Aytmatova ile görüşüp konuştum. Roza Hanım’ın ana babası için topladığı arşivi ile tanıştım ve bu konuda yazdığı eserleri okudum. Nagime Hanım’ın ağabeyinin oğlu Rinat Gabdulvaliyev ile görüşüp ondan çok bilgi aldım. Allah’ın rahmeti onların üzerine olsun. Aynı şekilde Cengiz Aytmatov’un neredeyse bütün eserlerini yeniden okudum. Benim ilgimi en çok annesinin ölümünden sonraki eserleri çekti. Bütün Dünya Tatar Kongresi, Tatar yazarı Rkail Zaydullin’i ve beni, 2014 yılının Kasım ayında Nagime Aytmatova-Gabdulvaliyeva’nın doğumunun 110. yılı anma törenine katılmamız ve onun hakkında bir kitap yazmak için materyal toplamamız amacıyla Kırgızistan’a gönderdi. Bütün Dünya Tatar Kongresi yürütme kurul başkanı Rinat Zinnur oğlu Zakirov’a özel olarak teşekkür etmek istiyorum. Çünkü ben bu kitabı o önerdiği ve istediği için yazdım. Bu seferimizde bize, Kırgızistan’ın Tugan Til [Ana Dili] ve Tatar Kültür Merkezi çok yardım etti. Merkezin yöneticisi Gölsine Ülmeskulova’ya çok teşekkür ediyorum! Kırgızistan’da Nagime Aytmatova’yı tanıyan birçok kişi ile buluştuk, bu konuyu daha sonraki bölümlerde ele alacağım.
Aynı şekilde Kukmara ilçesinin bölge tarihini araştırma müzesi müdürü Lebüde Devletşina’ya, müze çalışanlarına, Meçkere köyü halkına, Kirov şehrinde yaşayan millettaşlarıma, Kazan âlimleri İpek Hadiyev’le Raif Merdanov’a da bu konu hakkındaki çalışmamda bana yardım ettikleri için teşekkür ediyorum.
Okunması rahat olsun diye eserimi birkaç bölüme ayırdım. Halka, Nagime Aytmatova ve onun nesli hakkında mümkün olduğu kadar çok bilgi ulaştırmaya çalıştım. Elbette bu kitap Nagime Hanım’ın babası Hamza’nın doğup büyüdüğü Kukmara-Meçkere yerlerinden, bu büyük soyu bir araya getiren İşmen şeceresinden başlayıp Karakol-Prjivalsk-Kırgız ili ile devam eder. Aytmatovların Pişpek-Frunze-Bişkek dönemini aydınlatır, onlarla birlikte Celalabad-Oş-Moskovalara ulaşır, halk düşmanı Nagime Hanım’ın dört yetimiyle birlikte kocasının ve Cengiz oğlunun doğduğu köy Şeker’de, Talas vadilerinde, Manas dağlarında ve bozkırlarında yaşar, meşhur yazar Cengiz Aytmatov’un aziz annesinin son günlerini tasvir eder…
Elinizdeki bu eserim, Nagime Hanım’ın anne ve babasının yanında hayatının en güzel çağlarını yaşadığını gösteriyor. Kocasının yanında ömrünün en mutlu vakitlerini geçirdi. Halk düşmanı olarak suçlanan kocasına rağmen hasta haliyle dört yetimini yetiştirmiş, büyütmüş ve onları bir yerlere getirmiştir. Bu eser, ömrünün sonlarında dünyaca tanınan çocuklarının mutluluğunu gören “Ana” hakkındadır. Tatar kadını Nagime Aytmatova-Gabdulvaliyeva’yı doğrudan aydınlatan hatıra kitabıdır, ruhuna bir dua olsun…
CENGİZ AYTMATOV’UN TATAR ATALARININ DOĞDUĞU YER
Daha önce söylediğimiz üzere, Cengiz Aytmatov’un dedesi, yani annesinin babası, Hamza Gabdulvaliyev bugünkü Tataristan Cumhuriyetinin Kukmara ilçesinin Meçkere köyünde doğup büyüdü. Eskiden bu Tatar köyü Malmıj ilçesine bağlıymış, Vyatka [Nokrat] eyaleti sınırları içindeymiş. Tarihçilerin fikrine göre, Meçkere köyünü esas olarak 16. asırda adı geçen Gabdulvaliyev-Ütemişevlerin neslinin başında bulunan İşmen Tuktargalioğlu kurmuş. Bizim fikrimize göre bu köy daha da eskidir, tarihi geçmişi Bulgar dönemlerine, 12-13. yüzyıllara hatta daha da eski dönemlere gider. Bizce Meçkere köyü, 16. yüzyıla kadarki dönemde de vardır ve bazı tarihçilerin yazılarına göre buralarda sadece Udmurtlar1 yaşamamış aynı zamanda Tatarlar da yaşamıştır. Genel olarak insanlar bu çevrelerde