Namazım da, niyazım da yetmiyor
Sözüm yaprağın kulağına gitmiyor.
Bağdat’ta, İstanbul’da nice kaldım.
Mekke’de Kabe taşına secde kıldım.
Döndüğüm vakit zavallı yurduma
Sanki ben dünyaya yeniden doğdum.
Halk için mutluluk nerde bilseydim
Bacaklarımı at kılar uçardım.
Aramızda kan selleri aksa da,
Yüreğimi kayık yapar geçerdim.
Gemi ile nice denizler aştım.
Türk’ün de Arap’ın da halkına şaştım.
Fakir her yerde fakirce yaşıyor,
Kuvvetli kuvvetsizin etini yiyor.
SAİD ŞAHMURZAEV
En yaşlı Balkar şairlerden Said Şahmurzaev, Oğarı Çegem köyünde doğdu. Balkar edebiyatı çalışmalarını Meçiev ile birlikte ilk başlatanlardan (1916) biridir. 1925’te Şahmurzaev, Simferopol Pedagoji Enstitisüıne kaydını yaptırır. Enstitüyü bitirdikten sonra Nalçik’te Balkar Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak uzun yıllar çalışır. Aynı zamanda aydınlatma işlevi de üstlenen öğretmen ve şair Şahmurzaev, okullar için hazırlanan ilk Balkar ders kitaplarının da yazarıdır. Şiirlerinin birçoğu bestelenmiş olup halk arasında yaygın olarak söylenmektedir.
En ünlü şiiri “Kaya Kızı Kırlangıç” 8mart 1944’te Balkarların Orta Asyaıya sürüldüğü günlerde bu vesileyle yazılır ve yasak olduğu halde halk içinde ağızdan ağza dolaşmaya başlar. Şair bundan dolayı baskılara uğrar. 1974’te hayata gözlerini yuman şair, vasiyeti gereği Oğarı Çegemıde gömülüdür.
Başlıca kitapları: Sırıyna (1957, Kaval), Bitkileri Biliğiz (1960, Bitkileri Biliniz), Nazmula (1961, Şiirler), Jemişle (1961, Meyvalar), Şuyohlağa (1966, Balkarca ve Kabartayca, Dostlara), Tanğ Alada (1967, Tan Vakti), Zaman Jeli (1967, Zaman Rüzgârı), Taulunu Kalendarı (1970, 1986, Balkar Takvimi).
KAYA KIZI KIRLANGIÇ
Kaya kızı kırlangıç,
Kayalarda uçardı.
Konardı kenarına,
Orda yuvası vardı.
Kayalarda öterdi,
Şiirler söyleyerek.
Yüksek gökte oynardı,
Bizleri terk ederek.
Meskenin kaya iken
Kim dağıttı yuvanı?
Niçin kalkıp gidersin,
Öksüz kılıp kayanı?
Kaya kızı kırlangıç,
Gittiğin yer neresi?
Mağaralar boş kaldı,
Yok mu emanetçisi?
Kaya kızı kırlangıç,
Kayadan niçin kaçtın?
Dağı, taşı ağlatıp
Ovaya niye uçtun?
Ne var bu ovalarda,
Size kim bakar, tanır?
Bilmediğin ovada,
Size kimler yaranır?
Ovada rüzgâr eser,
Kayalık, mağara nerde?
Soğuk meyve bile yok,
Yazın sıcak günlerde. .
Kışlar da soğuk geçer,
Ne çok titretir seni.
Odun, dal bulamazsın,
İncitir bedenini.
Soğuk yel uğuldayıp
Ovalan ağartır.
Aynı şekilde yazın,
Ak yüzünü karartır.
Kaya kızı kırlangıç,
Kim kovalar sizleri?
Bu dağları kıskanıp
Niye getirmez geri?
Kaya kızı kırlangıç,
Uzaklara uçarsın.
Söyle niye ağlarsın
Nerelere göçersin?
“Poyraz acı, kar soğuk
Doğrusu çok korkuttu.
Dağlardan sürdü bizi,
Yurdumuzu yok etti.
“Yuh olsun eşkıyaya!
Çok zorbalık ettiler.
Yuvaları yıkarak,
Dağıtarak gittiler.
“Gün gelir dağların da
Sisi pusu açılır.
Bahar gelir neşeyle,
Cümle zalim yok olur!”
Kaya kızı kırlangıç,
Unutmayın dağları.
Açık olsun yolunuz!
Hatırlayın bağları.
Yola çıktık uzağa
Gidiyoruz Kazak’a4
Çoğalıyor öksüzler,
Muhtaç kaldık azığa.
Nerede dolaşırız,
Ayranım yok kâseye,
Ağlar anababalar
Yapışarak asaya.
Bu yurttan ağlayarak,
Gittik yaban eline.
Hoşça kalın dağlarım,
Kavuşacağız yine!!!
SAİD OTAROV
En yaşlı Balkar şairlerinden S. Otarov, Gürhojan köyünde (şimdiki Tırnıauz şehri) doğdu. Öğretmen kurslarını, parti okullarını bitirdi. Lisede ve Pedagoji Enstitüsü’nde öğretmen olarak çalıştı. Uzun süre devlet yayınevi yönetmenliği yaptı. Balkar okulları için ders kitapları hazırladı.
Edebiyat çalışmalarına 1928’de başlayan ve SSCB Yazarlar Birliği üyesi olan (1934) S. Otarov, 1975’te hayata gözlerini yumdu.
Kitapları: Biz Jıgitlebiz (1935, Biz Yiğitleriz), Nazmula bla Poema (1939, Şiirler ve Uzun Şiirler), Jürek Sauğa (1965, Yürekten Armağan), Jaz Jılıvu (1968, Bahar Sıcaklığı).
TIRPANCILAR