86- Bunlar, ahireti dünya hayatına satmış kimselerdir. Onun için bunlardan azap hafifletilmez ve kendilerine bir yardım da yapılmaz.
88- Bizim kalplerimiz kılıflıdır dediler. Öyle değil! Allah onları küfürleri sebebiyle lanetledi, onun için çok az imana geldiler.
89- Yanlarında kini (Tevrat’ı) tasdik etmek üzere onlara Allah tarafından bir kitap (Kur’an) gelince, önceden inkâr edenlere karşı yardım isteyip durularken o tanıdıkları kendilerine gelince tuttular onu inkâr ettiler. Artık Allah’ın laneti kâfirlerin üzerine olsun!
91- onlara Allah ne indirdiyse iman edin! Denildiği zaman biz kendimize indirilene iman ederiz derler de ötekini inkâr ederler.
Oysa yanlarında kini (Tevrat’ı) doğrulayacak gerçek O’dur. De ki: madem inanmıyordunuz ne diye Allah’ın peygamberlerini öldürüyordunuz?
92- And olsun ki, Musa size apaçık delillerle gelmişti de arkasından tuttunuz danaya taptınız. Siz işte o zalimlersiniz.
94- Deki: Allah yanında ahiret evi (cennet) başkalarının değil de sadece sizin ise, eğer bu davanızda da doğru iseniz haydi ölümü canınıza minnet edin!
95- Fakat ellerinden çıkan işleri yüzünden onu hiçbir zaman temenni edemezler. Allah, o zalimleri bilir.
103- Evet! İman edip de (büyü gibi günahlardan) sakınmış olsalardı, elbette Allah tarafından verilecek bir mükâfat çok hayırlı olacaktı bunu bir bilselerdi! Ne kitap ehlinden, ne de müşriklerden olan kâfirler size Rabbinizden bir hayır indirilmesini ister. Allah ise rahmetini dilediğine bahşeder ve Allah çok büyük lütuf sahibidir.
110- Namazı doğru kılın, zekâtı verin, kendini için her ne hayır yapıp gönderirseniz, Allah yanında onu bulursunuz. Her zaman Allah bütün yaptıklarınızı görüyor!
111- Bir de Yahudiler veya Hıristiyanlar asla cennete giremeyecek dediler. Bu anların kuruntularıdır. De ki eğer doğru iseniz, haydi kesin delilinizi getirin!
112- Hayır! Kim samimi olarak yüzünü Allah’a tertemiz teslim ederse, işte onun Rabbi katında mükâfatı vardır. Onlara bir korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır.
113- Yahudiler: Hristiyanların dayadığı bir şey yoktur. Derken Hristiyanlar da Yahudilerin dayandığı bir şey yoktur dediler. Oysa hepsi de kitabı okuyorlar. Bilmeyenler de tıpkı onlarına dedikleri gibi diyorlar. Bu yüzden Allah ihtilaf ettikleri bu hususta kıyamet günü aralında hükmünü verecektir.
115- Bununla beraber doğu da Allah’ın batı da! Nereye yönelseniz, orada Allah’a durulacak yön vardır. Şüphe yok ki Allahın rahmeti geniştir.
118- İlmi olmayanlar da: Ne olur Allah bizimle konuşsa yahut bize bir mucize gelse dediler. Bunlardan öncekiler de tıpkı bunların dedikleri gibi dediler. Kalpleri birbirine benzedi. Cidden gerçekleri bilmek isteyen bir ümmet için biz mucizeleri açık bir şekilde gösterdik.
120- Sen onların milletlerine tabi olmadıkça Yahudiler de Hıristiyanlar da asla senden hoşnut olmazlar. De ki: Doğru yol ancak Allah yoludur. Şanım hakkı için sana vahiyle gelen bu kadar bilgiden sonra, faraza onların arzularına uyacak olursan. Allah’tan sana ne bir dost, ne de bir yardımcı bulunur.
128- Ey Rabbimiz bizi yalnız senin için boyun eğen Müslümanlardan kıl! Soyumuzdan yalnız senin için boyun eğen Müslümanlar “Bir Müslüman bir ümmet” vücuda getir. Bizlere yapacağımız ibadetleri göster ve tövbe ettikçe üzerimize rahmetinle bak! Tövbeleri çok kabul eden, çok merhamet eden Sensin ancak Sen!
132- Bu dini İbrahim kendi oğullarına vasiyet ettiği gibi Yakup ta vasiyet etti ve: Oğullarım, Allah sizin için o dini seçti, başka dinlerden sakının yalnız Müslüman olarak can verin! Dedi.
133- Yoksa ölüm Yakub’a geldiği vakit siz onunla mıydınız, oğullarına: Benden sonra neye ibadet edeceksiniz? Dediği vakit onlar: Senin Allah’ına atalarım İbrahim, İsmail, İshak’ın Allah’ına, tek olan ilaha ibadet ederiz, biz ancak O’na boyun eğen Müslümanlarız. Dediler.
140- Yoksa siz İbrahim de İsmail de ishak da Yakup da torunları da Yahudi veya Hıristiyan idiler mi diyorsunuz? De ki sizler mi daha iyi bileceksiniz, yoksa Allah mı? Allah’ın şahitlik ettiğini bilerek gizleyenden daha zalim kim olabilir? Allah yaptıklarınızdan gafil değildir.
Üç zümreye üç şey çirkin düşer. Padişahlara sertlik, âlimlere mal sevdası, zenginlere cimrilik. (Molla Cami)
Bir kimse bütün ilimleri kendinde toplasa Allah Teâlâ’nın rızasına uygun hareket etmedikçe kurtulamaz. (Molla Cami)
Cehaletle gaflet her fenalığın başıdır. (İmamı Gazali)
En zor savaş, geçici ve boş arzularla savaştır. Benliğini bu arzulardan kurtaran, dünyaya ait tüm musibetlerden, bütün sıkıntılardan kurtulur. (İbrahim Ethem)
Allah’ı tanıyan kişi insanlardan özür diler. Özür dileyenin özrünü kabul eyle. Sana eziyet edeni affedip tatlı ve yumuşak söyle. (Erzurumlu İbrahim Hakkı)
Elinden geldiği kadar kusurları affet, ayıpları görmezden gel. Affedenler insanların en güzelidir. (Erzurumlu İbrahim Hakkı)
Kötü kimse, başkalarının ayıplarını saymak isterken, kendini dile getirir. (Molla Cami)
Akıl dışında olan şeyler, keşif ve müşahedeyle kalp gözüyle anlaşılır. Akıl bunları anlayamaz. Nitekim his uzuvları da aklın anladığı şeyleri anlayamaz. (Molla Cami)
İyilik yapanla kötülük yapanı bir tutma, iyilik edeni dua da unutma. İyiliği unutup kusuru saklayan dost değil düşmandır. (Erzurumlu İbrahim Hakkı)
Yüzü güzelleştirir,
Kalbi nurlandırır,
Kabirde arkadaşlık eder,
Rahmet inmesine sebep olur,
Göklerin anahtarıdır,
Mizanı ağırlaştırır(sevabı ağır gelir)
Allah’ı razı eder,
Cennetin ücretidir,
Ateşe karşı engeldir,
Namaz kılan kişi, dini ayakta tutmuştur.
Kılmayan ise yıkmıştır.
Ey biçare adam! Namaz, kılıp da terk etmenin cezası bu ise, namazı hiç kılmayanın cezası ne olacak? (Hafız Mahmut Haliloğlu)
Boş zaman yoktur, boşa geçen zaman vardır. (Atasözü)
Geldi geçti ömrüm benim
Şol yel esip geçmiş gibi
Hele bana şöyle geldi
Kafeste kuş uçmuş gibi,
İşte bu söze hak tanıktır.
Bu can gövdeye konuktur
Bir gün ola çıka gide
Kafesten kuş uçmuş gibi
Bu dünyada bir nesneyim
Yanar içim göynür gözüm
Yiğit iken ölenlere
Gök ekini biçmiş gibi
Bir