Tarzan, kadının adama kamarasından çıkmasını emreden sesini duyabiliyordu. “Kocamı çağırtacağım!” diye bağırdı kadın. “O size merhamet etmez.”
Paulvitch’in küçümseyici kahkahası cilalı kapıyı geçip koridora kadar geldi.
“Kamarot kocanızı getirecek, madam.” dedi adam. “Aslına bakılırsa kamaranızın kapalı kapısı ardında kocanızdan başka bir adamın gönlünü eğlendirdiğinizin haberi zaten zabite verildi.”
“Hah!” diye bağırdı kadın. “Kocam buna asla inanmaz!”
“Kocanızın inanmayacağı kesin ama kamarot inanır; gemiden indiğimizde esrarengiz bir şekilde bu meseleden haberdar olacak olan gazeteciler de inanır. Hem de bunun iyi bir hikâye olacağını düşünürler ve böylece tüm arkadaşlarınız kahvaltı sırasında, yani bir bakalım, bugün salı olduğuna göre cuma sabahı gazeteyi okuduklarında, onlar da inanır. Madamın, gönlünü hoş ettiği adamın bir Rus uşak olduğunu; hatta tam olarak madamın erkek kardeşinin uşağı olduğunu öğrendiklerinde, duydukları ilgi daha da artacaktır.”
“Alexis Paulvitch!” dedi kadın, sesi soğuk ve korkusuzdu. “Korkağın tekisin sen, malum ismi kulağına fısıldadığım zaman benden talep ettiğin şeylerden ve tehditlerinden vazgeçeceksin ve kamaramdan derhâl çıkacaksın. Seni bir daha göreceğimi ya da en azından bir daha canımı sıkacağını da zannetmiyorum.” Ardından kısa bir sessizlik oldu; bu zaman zarfında Tarzan, kadının düzenbazın kulağına eğilip ima ettiği şeyi fısıldadığını hayal etti. Kısa süren sessizliğin ardından adam birdenbire bir küfür savurdu, telaşlı ayak sesleri ve kadın çığlığı duyuldu; sonrasında da yine sessizlik.
Fakat kadının çığlığı henüz susmuştu ki maymun adam saklandığı yerden fırladı. Rokoff kaçmaya başladı, lakin Tarzan onu yakasından tuttuğu gibi gerisin geri sürükledi. İkisi de konuşmuyordu; zira her ikisi de o odada cinayet işlenmekte olduğunu sezmişti. Tarzan, Rokoff’un suç ortağından bu denli ileri gitmesini istemediğinden emindi; adamın niyetinin bundan daha derin olduğunu, canice ve soğukkanlılıkla işlenen bir cinayetten daha habis bir niyeti olduğunu hissediyordu. Bir an bile durup içeridekilere seslenmeden maymun adam kuvvetli omzuyla ince panel kapıya omuz attı ve ahşap kapı parçalara ayrılırken Tarzan peşinden Rokoff’u da sürükleyerek kamaraya girdi. Hemen önündeki kanepede kadın yatıyordu ve üzerinde de Paulvitch vardı. Adamın parmakları kadının narin boğazındaydı; kadın elleriyle adamın suratına nafile vurup dururken, boğazındaki parmaklardan umutsuzca kurtulmaya çalışırken, adamın zalim parmakları kurbanının canını almaya çalışıyordu.
Kapının kırılmasıyla Paulvitch kadını bırakıp ayağa kalktı, Tarzan’a tehditkâr bir şekilde dik dik baktı. Genç kadın sendeleyerek kalkıp kanepede oturma pozisyonuna geçti. Bir eli boğazındaydı ve kesik kesik nefes alıyordu. Saçları dağılmış ve beti benzi atmış olmasına rağmen Tarzan, o gün daha önce güvertede kendisine bakarken yakaladığı genç kadını tanıdı.
“Bu ne demek oluyor?” dedi Tarzan, Rokoff’a dönerek. Bu zorbalığın azmettiricisinin Rokoff olduğunu sezgisel olarak belirlemişti. Adam cevap vermeden kaş çatmaya devam etti. “Düğmeye basın, lütfen.” diye devam etti maymun adam. “Geminin zabitlerinden biri buraya gelsin; bu mesele fazla uzadı.”
“Hayır, hayır!” dedi genç kadın telaşla birden ayağa kalkarak. “Lütfen bunu yapmayın. Gerçekten bana zarar verme niyetinde olmadıklarından eminim. Ben bu şahsı kızdırdım ve o da kontrolünü kaybetti, hepsi bu. Meselenin daha fazla uzamasını istemiyorum, lütfen, mösyö.” Kadının sesi öyle yalvarır gibiydi ki Tarzan meselede ısrar edemedi; gerçi yine de muhakemesi ona, burada ilgili yetkililerin haberdar edilmesini gerektiren bir şeyler döndüğünü söylüyordu.
“Öyleyse bu mesele hakkında hiçbir şey yapmamamı mı istiyorsunuz?” diye sordu.
“Evet, hiçbir şey yapmayın, lütfen.” diye karşılık verdi genç kadın.
“Bu iki pisliğin size zulmetmeye devam etmesine razı mısınız yani?”
Kadın ne cevap vereceğini bilemedi; çok dertli ve mutsuz görünüyordu. Tarzan, Rokoff’un dudaklarının şeytanca bir zafer gülümsemesiyle kıvrıldığını gördü. Genç kadının bu ikisinden korktuğu aşikârdı; asıl istediği şeyi onların önünde ifade etmeye cesaret edemiyordu.
“Öyleyse ben de kendi mesuliyetime dayanarak hareket edeceğim.” dedi Tarzan. Rokoff’a dönerek devam etti: “Sana şunu söyleyebilirim ki buna suç ortağın da dâhil, bundan böyle bu seferin sonuna kadar gözüm üstünüzde olacak. Eğer ikinizden birinin bu genç hanımı ufacık dahi olsa rahatsız edecek bir davranışta bulunduğunu fark edersem, doğrudan bana hesap vermek üzere çağrılacaksınız. Bu çağrılma ve hesap verme kısımları da ikiniz için hiç de hoş tecrübeler olmayacak.”
“Şimdi defolun buradan!” dedi ve Rokoff ile Paulvitch’i yakalarından tuttuğu gibi kapıya doğru kuvvetle itti, koridoru çabucak geçsinler diye botunun ucuyla hızlanmalarına yardımcı olmayı da ihmal etmedi. Ardından tekrar lüks kamaraya ve genç kadına döndü. Kadın ona hayretten gözleri açılmış bir hâlde bakıyordu.
“Siz de madam, şayet bu serseriler sizi tekrar rahatsız edecek olursa bana haber verirseniz büyük bir iyilik yapmış olursunuz.”
“Ah, mösyö!” dedi kadın. “Ümit ediyorum ki bu yaptığınız iyilik yüzünden başınız belaya girmez. Öyle şeytani ve hünerli bir düşman kazandınız ki nefretini tatmin edene kadar hiçbir şey onu durdurmayacaktır. Çok dikkatli olmanız lazım, Mösyö…”
“Pardon madam, adım Tarzan.”
“Mösyö Tarzan. Zabitlere haber vermenize razı gelmedim diye benim için gösterdiğiniz kahramanlığa ve centilmenliğe samimiyetle minnettar olmadığımı zannetmeyin. İyi geceler, Mösyö Tarzan. Size olan borcumu asla unutmayacağım.” diyen genç kadın, inci gibi dişlerini ortaya çıkaran oldukça çekici bir gülümsemeyle Tarzan’a reverans yaptı. Tarzan da ona iyi geceler diledikten sonra güvertenin yolunu tuttu.
Gemide Rokoff’un ve ortağının elinden çeken iki kişinin olması ve bu iki kişinin, yani genç kadın ile Kont de Coude’un, suçluların adalete teslim edilmesine müsaade etmemeleri Tarzan’ın aklını epeyce kurcalıyordu. O gece yatmadan evvel birçok kez aklı, o güzel genç kadına gitti. Kaderin tuhaf cilvesiyle karşısına çıkan genç kadının hayatı, görünüşe göre epey çetrefilliydi. Kadının adını öğrenmediğini fark etti. Sol elinin üçüncü parmağına taktığı ince altın yüzüğe bakılırsa evli olduğu kesindi. Tarzan, gayriihtiyari olarak şanslı adamın kim olduğunu merak etti.
Tarzan; kısa bir anına şahit olduğu malum küçük dramanın aktörlerinden hiçbirini, deniz seferinin son gününe kadar bir daha görmedi. Sonra o gün, ikindi saatlerinde genç kadınla aniden karşı karşıya geldi. Tarzan güvertedeki sandalyesine doğru yürürken kadın da karşı yönden kendi sandalyesine doğru geliyordu. Tarzan’ı hoş bir gülümsemeyle selamladıktan hemen sonra, Tarzan’ın iki gece önce kadının kamarasında şahit olduğu mevzudan bahsetmeye başladı. Sanki Tarzan’ın, Rokoff ve Paulvitch gibi adamlarla tanışıklığını,