Mitler ve efsaneler. Неизвестный автор. Читать онлайн. Newlib. NEWLIB.NET

Автор: Неизвестный автор
Издательство: Maya Kitap
Серия:
Жанр произведения:
Год издания: 0
isbn: 978-605-7605-98-6
Скачать книгу
mi bana? Eğer getirmediysen bu sana pahalıya mal olur delikanlı. Biliyorsun, Prenses Hippodamia’ya bir düğün hediyesi vermeliyim ve onun, bundan daha çok arzuladığı başka bir hediye yok.”

      “Evet, elbette majesteleri,” diye yanıtladı Perseus, sanki başardığı vazifesi çok da mühim bir şey değilmiş gibi. “Size Medusa’nın başını, yılan saçlarını, her şeyi getirdim.”

      “Öyle mi? Yalvarırım göster,” dedi Polydectes. “Bir gezgin olarak sözlerini yerine getirdiğine göre çok merak uyandırıcı bir gösteri izleyecek olmalıyız!”

      “Evet, Majesteleri doğru söylüyor,” diye yanıtladı. “Gerçekte ona her bakanın bakışlarını donduran bir şey. Eğer Majesteleri uygun görürse, bir tatil günü belirleyip kralın emriyle tüm tebaasını bir arada toplayıp merakları giderelim. Tahminimce pek azı bir Gorgon başı görmüşlerdir ve belki bir daha asla göremeyecekler!”

      Kral, tebaasının birtakım aylak serserilerden oluştuğunu ve hepsinin, tıpkı bütün aylaklar gibi, gezip görmeye çok hevesli olduklarını biliyordu. Böylece genç adamın tavsiyesine uyarak, bütün tellallarını ve ulaklarını gönderip her köşe başında, her pazar yerinde ve iki yolun birleştiği her yerde trompetler çalınmasını emretti, herkesi saraya çağırttı. Yemekten başka düşünecek hiçbir şeyleri olmayan bir sürü serseri toplandı saraya. Bunların hepsi, eğer Perseus Gorgonlarla karşılaştığında kötü talihe kapılsaydı çok mutlu olacak insanlardı. Eğer adada başka iyi insanlar varsa -yani gerçekten olabileceğini umuyorum ancak kaynaklarda böyle bir şey yazmıyor- evlerinde kalıp işleriyle uğraşıp küçük çocuklarıyla ilgileniyorlardı. Yerleşik halktan çoğu koşarak saraya doluşmuştu, birbirlerini itip kakarak elinde işlenmiş bir cüzdanla duran Perseus’un olduğu balkona doğru gitmeye çalışıyorlardı.

      Balkonun tamamını gören bir platform üzerinde, yanında şeytani danışmanları, etrafında yarım daire olmuş yalaka saray görevlileriyle güçlü Kral Polydectes oturuyordu. Kral, danışmanlar, saray mensupları ve tebaa, hepsi ama hepsi gözlerini meraklı bir şekilde Perseus’a dikmişlerdi.

      Halk, “Bize kafayı göster! Bize kafayı göster!” diye bağırıyordu. Sanki Perseus’un gösterdiği şey onları memnun etmezse, delikanlıyı paramparça edeceklermiş gibi kötülükle bağırıyorlardı. “Yılan saçlı Medusa’nın kafasını göster bize!”

      Genç Perseus’a bir acıma duygusu geldi ve kederlendi.

      “Ey Kral Polydectes!” diye bağırdı. “Ve siz insanlar, size Gorgon’un başını göstermeye çok isteksizim.”

      “Ah, seni hain ve korkak!” diye bağırdı halk eskisinden de daha şiddetli. “Bizimle oyun oynuyor, onda Gorgon’un başı falan yok. Eğer elindeyse bize Gorgon’un başını göster yoksa biz seninkini alıp top yapacağız.”

      Şeytani danışmanları kralın kulağına kötü tavsiyeler fısıldadılar, saray görevlileri mırıldanmaya başladılar; Perseus’un, lordlarına ve efendilerine saygısızlık ettiğini söylediler. Bunun üzerine kral, elini kaldırdı ve ağır sözlerle kafayı göstermesini emretti.

      “Bana Gorgon’un başını göster yoksa senin başını kesip atarım!”

      Ve Perseus iç geçirdi.

      “Derhal!” dedi Kral Polydectes. “Yoksa ölürsün!”

      “İyice bakın öyleyse!” diye bağırdı Perseus. Sesi, bas bas bağıran bir trompet sesi gibiydi.

      Daha bir göz kırpmaya bile vakit kalmadan Kral Polydectes, şeytani danışmanları ve kötü kalpli tebaası basit putlara dönüşmüşlerdi. Sonsuza dek şimdiki bakışları ve hareketleriyle sabitlenmişlerdi. Medusa’nın en küçük bir bakışıyla mermer gibi bembeyaz kesilmişlerdi. Perseus kafayı tekrardan cüzdanın içine koydu ve annesine, bundan sonra artık kötü Kral Polydectes’ten korkmasına gerek kalmadığını söylemeye gitti.

      Altın Post

      Iolchos’un devrik kralının oğlu olan İason henüz küçük bir çocukken ailesinden alınarak, görüp görebileceğiniz en acayip eğitimcilerden birinin ellerine teslim edilmişti. Bu adam, Centaur denilen, yahut dört ayaklı da diyebilirsiniz, kişilerden biriydi. Büyük bir mağarada yaşan bu adamın vücudu ve bacakları beyaz bir atınkiyle aynıydı; başı ve omuzlarıysa bir insana aitti. Adı Chiron’du ve tuhaf görünüşüne rağmen mükemmel bir öğretmendi. Adlarını dünyaya duyurarak kendisine saygınlık getirmiş bir sürü öğrencisi vardı. Meşhur Herkül bunlardan biriydi; Aşil ve Philoctetes de aralarındaydı. Aesculapius da büyük üne sahip bir doktor olarak adını duyurmuştu. Yüce Chiron öğrencilerine arpın nasıl çalındığını, hastalıkların nasıl iyileştirildiğini, kılıcın ve kalkanın nasıl kullanıldığını ve bugünlerde öğretilen yazma ve aritmetik yerine, o zamanlarda öğretilen çeşitli eğitim dallarından bir sürü şey öğretmişti.

      Конец ознакомительного фрагмента.

      Текст предоставлен ООО «Литрес».

      Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

      Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

      1

      Prometheus, Yunanca pro (önce) ve mathio (öğrenmek) sözcüklerinden oluşur ve “önce öğrenen” anlamına gelir. Epimetheus, Yunanca epi (sonra) ve mathio (öğrenmek) sözcüklerinden oluşur ve “sonradan öğrenen” anlamına gelir. (ç.n.)

      2

      Mora Yarımadası (ç.n.)

      3

      Hidra (Hydra): Yunan mitolojisinde adı geçen çok başlı yaratık. (ç.n.)

      4

      Marathos, antik Yunanca rezene anlamında gelir; Marathon da rezenelerle kaplı yer anlamındadır. (ç.n.)

      5

      Samsun yöresinde bulunan Terme Çayı, Karadeniz’e dökülür. (ç.n.)

      6

      Themiscira: Terme Ovası. (ç.n.)

      7

      Bugün, İspanya ve Portekiz devletlerini içine alan bölge. (ç.n.)

      8

      Herkül’ün Sütunları: Birçok farklı anlatımı mevcut olmakla birlikte, Roma kaynaklarına göre, Erytheia’ya varmak için dağı aşmak zorunda olan Herkül, dağı aşmak yerine güçlerini kullanarak Atlas Okyanusu’nu ve Akdeniz’i bağlayan Cebelitarık Boğazı’nı yarattı. Bu ayrılan dağlardan kuzeyde olanı Cebelitarık Kayası, güneyde olanı da Jebel Musa