Bunlar dışında Vitruvius’un hayatı hakkında pek az şey bilinmektedir. Roma mühendisliğinin kurucusu olarak yaptığı etkiler ise çok belirgindir. Roma İmpartorluğu’nun genişlemesi sürecinde onun kitabını kullanan mühendisler orduya eşlik etmiştir. Haleflerinin yaptığı yol ve su kemerleri, Roma İmparatorluğu’nun en uzun ömürlü kalıntıları arasında yer almaktadır. Orta Çağ boyunca, Roma yapımı yollar Avrupa’nın en önemli ana yollarını teşkil etmiştir. Bugün dahi kimi İspanyol ve Fransız şehirleri sularını Roma su kemerlerinden almaktadır.
1- Vitruvius kurşunun insana zararlı olduğunu söyleyerek, suyun taşınmasında kurşun boruların kullanımına karşı çıkmıştır. Bu olay ABD’de kurşun boruların yasaklanmasından 2 bin yıl önce gerçekleşmiştir.
2- De Architectura’nın üçüncü cildinde Vitruvius, insan bedeninin boyutlarından bahseder. Leonarda da Vinci’de (1452-1519) “Vitruvian Adam” olarak bilinen gravüründe ideal insan formunu oluştururken bu kitaptaki ölçüleri temel almıştır.
3- De Architectura, bir İtalyan araştırmacı olan Poggio Bracciolini (1830-1459) tarafından 1414 yılında yeniden keşfedilmiştir. Bu keşif Antik Roma inşaat tekniklerinin Rönesans döneminde yeniden canlanmasını sağlamıştır.
Herostratus
Efes’in gururu olan devasa Artemis Tapınağı Akdeniz’e bakardı. İnşa edilmesi 120 yıl sürmüştü. Antik dünyanın yedi harikası arasında sayılıyordu. Ta ki MÖ 356 yılında genç bir Yunanlı olan Herosratus onu yakana kadar…
Yaşanan felaket Efes’te büyük şok yaşanmasına neden oldu. Yakalandıktan sonra Herostratus tapınağı adının sonsuza kadar anılmasını sağlamak için yaktığını söyleyince bu daha büyük bir şaşkınlık yarattı. Sadece ün sahibi olmak için suç işleyenler anlamına gelen “herostratik suçlular” deyimi buradan gelmektedir.
Herostratus hedefini çok dikkatli seçmişti. Tapınak, doğum ve av tanrıçası olan Artemis’e adanmıştı. Atina’daki Parthenon’dan daha büyüktü. Yapımı, efsanevi derecede zengin olan Kral Croesus tarafından finanse edilmişti. “Tanrıların tek gerçek evi Efes’teki Artemis Tapınağı’dır,” diye yazar tapınağın bir hayranı olan Bizanslı Philo. “Bu söylediğimi sınamak isteyenler onu kendi gözleriyle gördüklerinde anlayacaklardır ki tanrılar gökteki ölümsüz meskenlerini bırakıp kendilerine dünyada bir yer edinmiştir.”
Herostratus’un yangından önceki hayatı hakkında pek az şey bilinmektedir. Tutuklandıktan sonra vücudu gerilerek işkence yapılmıştır. Bu genelde vatandaş olmayanlara uygulanan bir cezaydı. Bu nedenle Herostratus’un Efes’in yerlisi olmama ya da bir köle olma ihtimali oldukça yüksektir.
İdam edildikten sonra yetkililer ona bir ceza daha verdiler. İstediği üne kavuşmasını engellemek için isminin anılmasına yasak getirildi. Yasağa yüzyıllar boyunca uyulmuş olsa da en sonunda bir antik çağ yazarı yasağı delerek Herostratus’un adının hatırlanmasını ve arzu ettiği ölümsüz üne kavuşmasını sağladı.
1- Yunanca adı Ephesus olan Efes günümüz Türkiye’sindedir. Şehirdeki Artemis Tapınağı’ndan arta kalanları da içeren antik Yunan kalıntıları 19. yy’da başlayan kazılarda ortaya çıkarılmıştır.
2- Tapınağa saldırı Alman şair Georg Heym’in (1887-1912) “The Lunacy of Herostratus” (Herostratus’un Deliliği) şiirine ve Jean Paul Sartre’ın (1905-1980) L’Erostrate adlı kısa öyküsüne konu olmuştur.
3- Stratos Yunanca’da ordu anlamına gelmektedir. Herostratos ise ordu kahramanı anlamına gelir.
Cicero
Çağının en ünlü hatibi olarak tanınan Cicero (MÖ 106-43) Romalı bir devlet adamı, avukat ve filozoftur. Konuşmalarının gücü ve etkisi ile meşhur olmuştur. Roma tarihinin çalkantılı bir döneminde çeşitli görevlere seçilmiştir. Şehrin kaybolmaya başlayan cumhuriyetçi geleneğini savunurken hayatını kaybetmiştir.
Marcus Tullius Cicero, Roma’nın güneyindeki bir kasaba olan Arpinum’da dünyaya geldi. Babası aristokrat sınıfına mensuptu. Latince ve Yunanca eğitim almış, Roma’da felsefe ve hukuk tahsili görmüştü. MÖ 79 yılında Atina’ya gitti. Burada retorik dersleri aldı. Aynı yıl evlendi.
Yunanistan’dan döndükten sonra Cicero politikaya atıldı. İlk olarak Sicilya’ya sulh hakimi olarak atandı. Adanın Romalı valisini yozlaşmış tavırları nedeniyle yargıladı. Bu yargılama sırasında ortaya koyduğu dürüstlüğü ve hitabet sanatındaki başarısı ona büyük bir ün kazandırdı. Cicero daha sonra Roma hukuku ile ilgili uzmanlığını arttıran çeşitli görevlerde bulundu. Son olarak MÖ 63 yılında konsül seçildi.
Roma Cumhuriyeti’nde her yıl iki konsül seçilirdi. Bunlar ortaklaşa olarak Roma’nın devlet işlerinin yürütülmesinden sorumlu olurdu. Cicero kendi görev süresi içerisinde Cumhuriyet hükümetini devirmeyi amaçlayan “Catiline Komplosu”nu açığa çıkardı. Ardından yaptığı dört etkili konuşma ile komplocuların yargılanmadan hemen idam edilmesini talep etti. Cicero kendisini Cumhuriyet’in kurtarıcısı gibi göstererek tereddütte kalan senatoyu idamlar konusunda ikna etti: “Benim konsül olarak atanmam Cumhuriyet’in korunmasına bir fayda sağlamışsa ben bundan neden mutlu olmayacak mışım?”
Julius Sezar (MÖ 100-44) ve Pompey (MÖ 106-48) arasındaki Roma İç Savaşı’nda Pompey’in tarafını tuttu. Buna rağmen Sezar savaşı kazandıktan sonra onu affetti. Cicero, Sezar’ın sahip olduğu diktatöryel güçlerden rahatsızdı. Yine de ona karşı düzenlenen komplonun (MÖ 44) bir parçası olmadı. Cicero, Sezar’ın ölümünden sonra varisi Mark Antony’nin (MÖ 83-30) Senato’da gücü eline geçirmesini engellemek için büyük bir çaba harcadı.
Öfkeden deliye dönen Antony, Cicero’yu politik hasımlarının arasına ekledi. Büyük hatip, Antony’nin adamları tarafından kıstırıldı ve başı kesilerek öldürüldü (7 Aralık, MÖ 43). Bu olay olduğunda Cicero 63 yaşındaydı. Cicero’nun koparılan dili söylendiğine göre senatonun ortasında sergilenmiştir. Bu hem Antony’i eleştireceklere karşı bir gözdağı hem de Cicero’nun hitabet gücüne yapılan bir göndermeydi.
1- Cicero Sezar’a karşı yapılan komplonun bir parçası olmamakla birlikte, suikastte (15 Mart, MÖ 44) yer alanların affını talep etmiştir.
2- Diğer Romalı politikacılardan farklı olarak Cicero, orduda çok kısa bir süre bulunmuş ve askeri kariyerini politik amaçları için kullanmamıştır. MÖ 91-88 yıllarında Roma ve diğer İtalyan şehirleri arasında yaşanan savaşta çarpışmış ve bu dönemde tanık oldukları Cicero’nun savaş ve şiddetten nefret etmesini sağlamıştır.
3- Cicero adı Latince bir kelime olan “chickpea”den gelmektedir. Plutarch’a göre (46-120) Cicero’nun atalarından biri burnu nohuta benzediği için bu adı almıştır.
Vercingetorix
Gaul kendi içinde üç parçaya ayrılmıştı. Vercingetorix (MÖ 82-46) adındaki bir kabile şefi ülkenin dağınık kabilelerini Romalılar’a karşı direnmek için birleştirdi. Ne var ki bütün çabalarına karşılık ülkesi yenilgiye uğramış ve bugün Fransa’nın bulunduğu bölge, büyüyen Roma İmparatorluğu’na dahil olmuştur.
Yüz