Ruben’ime…
Bu kadar çok destek verdiği, söylediklerimin tersini işaret eden birçok kanıt sunduğu için…
Yolcularım artık bir ömür sürecek bu değerli sonucun önünü kesemiyor.
Teşekkür ederim!
Ve
Bana kılavuzluk eden, bugün olduğum yetişkine dönüşmemde büyük rol oynayan,
R. Scott Brooks’un sevgili hatırasına.
Asla unutulmadı.
GİRİŞ
Güzel! Bu kitabı seçtiniz!
Belki bir arayış içindesiniz. Belki hayatınızın bir amacı olduğunu biliyorsunuz. Herhalde o amacın ne olduğunu da az çok kestirmişsiniz ama işleri doğru yönde ilerletmekte zorlanıyorsunuz. Bir şey, sizin şu yetişkinlik denen şeyde ustalaşmanızın önüne geçiyor. Motivasyonunuz, endişeleriniz ya da ruh halinizle ilgili zorluklar yaşıyorsunuz belki de, bu da sizi hayatta varmak istediğiniz yere ulaşmaktan alıkoyuyor, böyle olunca da motivasyonunuz düşüyor, daha endişeli, daha bir karamsar oluyorsunuz, öyle değil mi?
Önünüzde uzanan koca bir hayatı inşa etmenin baskısıyla karşı karşıya kaldığınızda, motivasyon düşüklüğü ve karamsarlık, insanın hiç de ihtiyaç duymayacağı berbat bir şeydir! Yetişkinlikte ustalaşmak her zaman çetin olmuştu ama hiçbir zaman bugünkü kadar zor olmamıştı. Bu dijital çağda her şey daha hızlı hareket ediyor, bahisler daha yüksek, rekabet daha keskin. Daha da beteri, dikkatten yoksun bir dünyada erişebileceğiniz anlamlı destek, ihtiyaç duyabileceğinizden daha az oluyor sıklıkla.
Stres yaratan bu etkenler bileşimi, birçok kişinin kendisini oyunun dışında hissetmesine, yetişkinliğin yeni gerçekliklerine ayak uydurmayı sağlayacak araçlara çaresizce ihtiyaç duymasına yol açıyor. Siz de mi böylesiniz? Kaygı, üzüntü ve öfke gibi zorlu duygular ya da sadece motivasyon eksikliği ve belirsizlik amaçlarınızın ve hayat amacınızın önüne mi geçiyor? Eğer öyleyse doğru yerdesiniz!
Bu kitabı seçtiyseniz, öyle tahmin ediyorum ki varoluşunuzdan sadece yetişkince ortalıkta takılmaktan daha fazlasını bekliyorsunuz; bir yetişkin olmanın sıradan sorumluluklarını yerine getirmek için çalışıp didinirken eğlenceli kısmın başlamasını beklemekten daha fazlasını. Elbette ki yetişkin benliğinize nasıl özen göstereceğinizi bilmek önemlidir. Ama daha da önemlisi, yapmanız gereken şeyler sizin için neden önemli?
Bu kitap hayatınızın şapkasının altına derinlemesine bakmakla, sizi neyin harekete geçirdiğini anlamakla, “yetişkin” olmanız gerektiğinde sırf alışkanlıklara dayanarak değil, en etkili biçimde karşılık vermeniz için gerekli becerileri edinmekle ilgili. Bu kitap istediğiniz hayatı etkin bir biçimde inşa etmenize yardımcı olacak, böylece sadece kendi yolunuzda var olmakla, hayatın önünüze savurduğu şeylerden kaçıp etraflarında zikzaklar çizmekle kalmayacaksınız!
Bir kaygı ya da ruh hali bozukluğunuz olabilir de olmayabilir de. Bu kitap belli bir teşhisi konu almıyor. Buradaki bilgiler herkes için geçerli, gerçekten teşhis edilmiş bir rahatsızlığınız olsun olmasın, zihin sağlığınızın dayanıklılığını artırmak ya da bir rahatsızlığın nüksetmesini engellemek istiyorsanız da yararlanabilirsiniz. Teşhisler, yani etiketler saksıdaki çiçekler gibidir. Onlar sadece yüzeyde gördüklerimizdir. Ama saksının dibinde çiçeklerin serpilmesini düzenleyen bir sistem vardır. Bu kitapta işte bunun üzerinde duruyoruz!
Çünkü “insan olma” denen şeyde hepimiz birlikteyiz, hepimiz hayatımız boyunca farklı düzeylerde kaygı ya da ruh hali semptomları yaşıyoruz. Bu nedenle “Nasıl oluyor da bir şeylere takılıp kalıyoruz?”, “Takılıp kalmaktan kurtulmak için ihtiyaç duyduğumuz araçlar neler?” gibi soruların altında yatan bilim herkese yardımcı olabilir. Bu beceriler salt semptomların üstünü örtmeye yarayan yara bantları değildir, zihin-beden sisteminde kökende yatan, herkesin duygu sisteminin altüst olmasına yol açabilecek nedene ulaşmayı sağlarlar.
Burada uğraştığımız şey için kullanılan bilimsel terim duygu düzensizliğidir, yaşadığınız motivasyon, ruh hali değişiklikleri ve kaygının kökenindeki neden budur. Tabii bu kendi kendisini kontrol edemeyen çılgın manyağın teki olduğunuz anlamına gelmiyor. (Gerçi böyle görünebilir.) Duygu düzenleme sisteminiz bundan daha nüanslıdır. Duygu düzenleme ortamın taleplerine esneklikle uyum sağlama becerisidir (Gross ve Munoz 1995). Hayatınızda strese girmenize neden olan büyük değişiklikler olduğunda (okul değiştirmek ya da okulu bitirmek, işe başlamak, bir ilişkiyi bitirmek ya da hayatınızla ilgili büyük bir karar almak gibi) duygu düzenleme sistemi doğal olarak gerilir. Bu nedenle değişikliklere uyum sağlamak için hayatın olağan seyrinde ihtiyaç duyduğunuzdan daha fazla esnekliğe ihtiyacınız olur.
Stres ve değişiklik (ya da değişiklik ihtiyacı) sistemde senkronizasyonun bozulma ihtimalini artırır, bu da duygularınızı düzenleme becerinizi etkiler. Bilirsiniz, bir nedenden ötürü gerçekten kaygılı, üzgün, öfkeli hissedersiniz de silkinip ondan kurtulamazsınız ya, işte o his. Ya da hareket ettirmek istediğiniz bir şey olduğunu bilirsiniz de, görünüşe bakılırsa hiç kıpırdatamazsınız ya. Ya da hayatınız bildiğiniz eski şeylerle örülü sonu gelmez bir döngüymüş gibi gelir ya. İşte bunlar duygu düzenleyicinizin bozulduğunu haber veren işaretlerdir.
Ama işin bir de o kadar sezgisel olmayan bir yanı var: Duygusal sisteminin düzeni bozulmuş kişi duygularını yeterince düzenleyemiyor olabileceği gibi, aşırı düzenliyor da olabilir! Duygularınız yeterince düzenli olmadığında bunu daha fazla hissedersiniz, bu durum kendisini klasik kaygı ve karamsarlık işaretleriyle gösterir: üzüntü, asabiyet, hatta panik atak. Öte yandan duygularınız aşırı düzenliyse gerçekten üzgün ya da kaygılı hissetmeyebilirsiniz, hayatın size sundukları karşısında daha çok “pöh” diyebilir, motive olmayabilir ya da heyecan duymayabilirsiniz. Kökendeki sorun, alışkanlık haline gelen strese cevap verme biçimleri nedeniyle duygu düzenleyicinin esnekliğini yitirmiş, sertleşmiş olmasıdır.
Duygu düzenleyicinin onarılması, işte farkındalık becerilerimiz burada devreye girer. Şu yeni moda ve kadim pratiği, dikkatinizi yargıda bulunmaksızın anda tutma pratiğini duymuşsunuzdur belki. Farkındalık becerilerinin, hayatınızı mahveden stres karşısında her şeyi yolunda tutmak için ihtiyaç duyduğunuz, tepkici olmayan ama ilgili dikkat biçimini geliştirmenize yardımcı olabileceğini gösteren tonlarca bilimsel çalışma vardır. Atletlerden yöneticilere, ünlülerden şirket genel müdürlerine herkesin uyguladığı popüler bir pratik haline gelmiştir. Evet, farkındalık pratikleri ruh hali ve kaygı bozukluklarını da iyileştirir.
Uyanık geçirdiğimiz saatlerin çoğunda çok sayıda ekranla karşı karşıya olduğumuzdan dikkat kaslarımız zayıflıyor. Dünya kelimenin tam anlamıyla avucunuzun içindeyken dikkatinizi ilk nereye yönelteceğinize nasıl karar verirsiniz? Bu yeni yetişkinlik çağında istediğiniz şeylere nasıl sadık kalabilir, dikkat dağıtan onca şeyin yükü altında ezilmemeyi nasıl başarırsınız? Gerçekten de bunu soruyorum, nasıl? Burada öğreneceğiniz pragmatik farkındalık ve kendi kendinize özen becerileri sizi dikkat ve duygularınızın direksiyonuna yerleştirecek ve size, en iyi yönlerinizin onların eline geçmesini nasıl önleyeceğinizi öğretecek. Bu pratikler size, beceri sahibi olma hissinin nasıl bir şey olduğunu hissettirecek.