Bir tanesi titreyerek “Bizi öldürmeyin!” diye haykırdı. “İsteyerek yapmadık! Sadece diğerlerine uyduk!”
Elden “Eminim öyledir,”dedi.
Thor “Endişelenmeyin” dedi, “sizi öldürmeyeceğiz.”
Thor kılıcını kınına geçirdi, ilerledi ve korsanı yakaladı, başının üzerinde kaldırarak onu gemiden aşağıya denize fırlattı.
“Bunu bizim yerimize balıklar yapacak.”
Diğerleri de ona katılarak geride kalanları ellerindeki silahlar aracılığıyla denize attılar ve Thor deniz suyunun kısa zamanda kırmızıya boyanmasını ve köpekbalıklarının halkalar çizerek korsanların çığlıklarını bastırmalarını izledi.
Thor diğerlerine döndü, onlar da ona baktılar. Gözlerinden kendisiyle aynı şeyi düşündüklerini görebiliyordu: Zafer, tatlı zafer onlarındı.
DOKUZUNCU BÖLÜM
Erec parmaklıklardan sarkarak meşale ışığında aşağıya. İmparatorluk cesetleri dolu denize baktı. Bir düzine İmparatorluk askeri denizde dalgalanıyordu, hepsi Erec ve adamları tarafından öldürülmüş, hepsi parmaklıklardan aşağıya atılmışlardı ve Erec aşağıya bakarken hepsi birer birer ve yavaşça battılar.
Erec baştan aşağıya gemi filolarına baktı ve hepsinde Alistair’in zincirlerini kırması sayesinde artık özgür olan adamlarını gördü. Kendini yenilmez gören İmparatorluğun her bir gemiyi denetlemek üzere geride sadece bir düzine asker bırakması ahmakçaydı. Sayıca çok az kalmışlardı ve Erec’in adamlarının zincirleri kırılır kırılmaz öldürülmeleri ve gemilerin geri alınması kolay olmuştu. Alistair’i hafife almışlardı.
Ayrıca bir ayaklanmadan korkmak için bir sebepleri yoktu zira Erec’in gemilerini tamamıyla kuşatmışlardı. Gerçekten de, Erec bakışlarını kaldırdığında İmparatorluk ablukasının tamamının, bin gemisiyle birlikte, hala sağlam olduğunu gördü. Gidebilecekleri bir yer yoktu.
Yeni borazanlar çalındı, yeni İmparatorluk askerleri gecenin içinde çığlık attı ve Erec filo boyunca fenerlerin yakıldığını gördü. İmparatorluk, o uyuyan ejderha, yavaşça kendine geliyordu. Kısa bir süre içerisinde Erec’in adamlarını bir piton yılanı gibi saracak ve onları boğarak öldürecekti. Eric bu sefer hiçbir merhamet göstermeyeceklerinden emindi.
Erec hemen düşündü. Ablukada zayıf bir nokta, daha az sayıda geminin olduğu bir bölge bulabilmek için İmparatorluk gemilerini inceledi. Dönüp arkasına baktığında İmparatorluk gemilerinin daha açık aralıklı, birbirlerinden belki de yirmi yarda kadar uzaklıkta olduğu bir noktayı fark etti. Bu halkanın en zayıf noktasıydı—ama öyle bile olsa, abluka zayıf değildi. Bu en kötü seçenekler arasında en iyisiydi. Kaçıp kendilerini kurtarmaları gerekecekti.
Erec, harekete geçerken “PUPA YELKEN!” diye bağırdı, emirleri filosu boyunca tekrarlandı ve yankılandı.
Bütün yelkenleri açarak kürek çekmeye başladılar. Erec, gemisi önde, filosu hemen arkada pruvada duruyordu. İleri doğru bakarak gemisini ablukanın zayıf noktasına yöneltti. Tek dileği bütün İmparatorluk gemileri arayı kapayıp konumlarını sıklaştırmadan bu bölgeye olabildiğince çabuk vurmaktı. Ablukadan bir geçebilseler önlerinde sadece açık deniz olacaktı. İmparatorluğun onları yakından takip edeceğini hatta büyük ihtimalle bu kovalamacayı kazanamayacağını biliyordu. Ama yine de denemesi lazımdı. Herhangi bir plan, hatta gözü kara bir plan bile yenilgiye ve ölüme boyun eğmekten daha iyiydi.
Bir ses “Delip geçebilir miyiz?” diye sordu.
Erec döndüğünde eli hala öldürdüğü İmparatorluk askerlerinin kanıyla kırmızı kılıcının üzerinde duran Strom’un yanına gelerek gecenin karanlığına doğru baktığını gördü.
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «ЛитРес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на ЛитРес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.