McCull sustu.
Çünkü bir yarış pisti gördü.
Çünkü arabaları gördü.
Çünkü insanları gördü.
– Giymek.
– Evet?
«Başımızın tamamen belada olduğunu yeni fark ettim.»
09:23 – Gimli. Otodrom
Kalabalık başlarını kaldırmaya başladı.
– Bu nedir?
– Helikopter mi?
– Hayır… Yuhalamak mı?!
«Beyler, otoyolda…»
«Otoyolda lanet bir uçakta!»
Ted Larson mikrofonu düşürdü.
«DİKKAT HERKES TUHAFTIR!»
«YARIŞ TOPLANTISI! TEKRAR EDİYORUM: YARIŞLAR SON!»
Sürücüler paniğe kapılmaya başladı.
Arabalar yanlara doğru ilerledi.
Bazıları bariyerlere çarptı.
Birisi çığlık atarak arabadan atladı.
«SİKTİR, TRENDEN İN!»
«BU NEDİR, SUSTURUCULAR?!»
«BU GERÇEK!»
Jack Hansen sonunda aklı başına geldi.
– BOEING'İ İNDİRİYORLAR
Ted yavaşça ona döndü.
– NE?!
Jack derin bir nefes aldı.
– BU BİR YARIŞ ARABASI DEĞİLDİR.
– GERÇEKTEN Mİ?!
– ONLAR. EKİLİ. BOEING.
Birbirlerine baktılar.
– Ne yapmalıyız?
Jack kıkırdadı.
– Dua etmek.
09:24 – Air Canada’nın 143 sefer sayılı uçuşu. Kokpit
«Yolcular kemerlerinizi bağlayın.»
«İnemek üzereyiz.»
«Ve eğer biri nasıl dua edileceğini biliyorsa, şimdi tam zamanıdır.»
McCull dudaklarını yaladı.
– Hazır?
Pearson başını salladı.
«Ölmek istemediğimi yeni fark ettim.»
McCull direksiyonu kavradı.
– Ben de.
«Ama şimdilik hayattayız.»
«O halde hadi imkansızı yapalım.»
5. BÖLÜM – «YOLDA ÇIKMAK»
09:24 – Air Canada’nın 143 sefer sayılı uçuşu. Kokpit
Uçak çok hızlı uçuyordu.
McCull ayaklarını yere koyup direksiyonu tuttu.
Önlerinde bir parkur vardı.
«Don, hız?»
«315… 310… 305…»
«Kahretsin, hâlâ çok hızlı!»
«Ne yapıyoruz?!»
«Elimizden geldiğince sert fren yapıyoruz!»
«Nasıl yani?!»
«Bu aşamada dualarla.»
McCull kontrolü ele aldı ve yavaşlamak için burnu yukarı kaldırdı.
Boeing kasırga rüzgarındaki kağıttan bir uçak gibi sallanmaya başladı.
Aşağıda insanlar otoyoldan kaçmaya başladı.
Yarışçılar gaza bastı ama kazanmak için değil, hayatta kalmak için.
«HERKES ŞERİTTEN ÇIKSIN!!!»
McCull dinlemedi.
Beyni saf içgüdü modunda çalışıyordu.
«Hazır?»
«HAYIR!»
«Geç!»
09:24 – Gimli. Otodrom. Kalabalık inanamayarak baktı
«ONU YERLEŞTİRİYOR!»
Araçlar panik içinde otoyolun dışına çıktı.
Biri çitlere çarptı.
Diğeri ayağa kalktı ve sürücü dışarı atladı.
«BU İMKANSIZ!»
«İNİYOR!»
«KENDİNİ KURTARAN KENDİNİ KURTARSIN!»
İtfaiye araçları sirenlerini çaldı.
İnsanlar bağırıyorlardı.
VE…
TOPRAK!
09:24 – Air Canada’nın 143 sefer sayılı uçuşu. Yolcu salonu
«Devam etmek!!!»
Gwen Downey kocasını neredeyse boğulana kadar sıktı.
Lucas Martinez, Tanrı’ya inanmamasına rağmen dua etti.
Çocuklar çığlık atıyorlardı.
Sarah Wilson bir sandalyeye tutundu.
«Lanet!!!»
PAT!
SÜRGÜ
BİLEME
09:24 – Gimli. Rota
«İNDİ!!!»
«HAYIR, KAYIYOR!»
«UÇAKTA KİM BAHİS OYNADI?! O KAZANDI!»
Boeing 767 pistte çılgın bir yarış arabası gibi yarışıyordu.
«TEKERLEKLER, KAHRAMAN!»
«Şasi PATLADI!»
«BU PIZ…»
PAT!
Ön direk çöktü!
Uçak burun üstü asfalta çarptı.
KIVILCIMLAR.
DUMAN.
İNSANLAR PANİKTE.
09:24 – Air Canada’nın 143 sefer sayılı uçuşu. Kokpit
«TUTU ONU! TUTUN, SİKTİR!»
«EVET DENİYORUM!»
BİLEME.
BAH-BAH-BAH!
UÇAK OTOYOLDA SÜRÜNEREK SÜRÜNÜYOR!
İNSANLAR FARKLI YÖNLERE KOŞUYOR!
ARABALAR BARİYERLERE UÇUYOR!
ÇİMLER KIVILCIMLARLA PARLADI!
VE…
DURMAK.
09:25 – Gimli. Otodrom
Sessizlik.
Tam,