“Acaba Majesteleri rahibeleri neden böyle acele istedi?” diye sordu cesaretle. “Alelacele gelmek zorunda kaldım. Neyse ki bugün maaşları dağıtmak için oradaydım, Lai Da’yla birlikte geldim. Ama zaten her şeyi bildiğinizden eminim.”
“Neyi bildiğimden? Asıl bilmesi gereken sensin!”
Jia Qin hiçbir anlam veremiyordu, sesini kesip dikildi orada.
“Her şeyi berbat ettin!” diye devam etti Jia Lian. “Sör Zheng öfke saçıyor!”
“Ama ben bir şey yapmadım ki!” diye karşı çıktı Jia Qin. “Her ay tam zamanında aylıkları dağıtıyorum. Kızlar ayinleri ezbere biliyorlar…”
Jia Lian, onun hiçbir şeyden haberi olmadığını anladı. Çocukken beraber oyun oynarlardı, derin bir iç geçirdi.
“Kes sesini! Şuna bir bak!” dedi.
Çizmesinin kenarından notlardan birini çıkardı, Jia Qin’e doğru fırlattı. Jia Qin kâğıdı yerden alıp okudu. Yüzü kül gibi oldu.
“Bunu kim yazmış olabilir? Kimseye bir zararım dokunmadı benim. Neden biri benim adımı böyle lekelemek ister ki? Ben sadece ayda bir kere para dağıtmaya gidiyorum, bütün bunlar yalan! Sör Zheng canıma okuyacak, biliyorum yapacak! Utancımdan öleceğim! Annem duysa, beni öldürür!”
Etrafta kimsenin olup olmadığın kontrol etti ve Jia Lian’in önünde diz çöktü.
“Amca! Lütfen bana yardım et! Lütfen.” dedi.
Başını yere vurmaya başladı, yüzünden yaşlar süzülüyordu. Jia Lian’in aklından türlü türlü düşünceler geçti.
“Ahlaksızlık, Zheng amcanın en nefret ettiği şeydir. Eğer gerçekten de böyle şeyler olduğunu öğrenirse, başımız büyük belada. Ailemizin ismini de lekeler. Notun isimsiz yazarını da çok sevindirecek, sonra benzer notları da gelir. Yo, en iyisi amcamın yokluğundan faydalanıp, Lai Da’yla konuş, olayı örtbas et. Şu ana kadar böyle şeyler olduğuna dair bir kanıt yok.” Bu karara varan Jia Lian sözlerine devam etti. “Hiç beni kandırmaya çalışma. Pis numaralarından haberim olmadığını sanma sakın! Şimdi dinle. Bu işten kurtulmak istiyorsan, Sör Zheng ne kadar baskı yaparsa yapsın, her şeyi inkâr etmelisin, hem de her şeyi. Anladın mı? Şimdi yerden kalk, utanmaz yaratık!”
Jia Lian, Lai Da’yı çağırttı ve fikrini sordu.
“Aslına bakarsanız, efendim, Bay Qin çok yakışıksız davranıyordu. Manastıra gittiğimde, hep beraber içki içiyorlardı. Bence notu yazan kişi doğru söylüyor…”
“Duydun mu, Qin?” dedi Jia Lian. “Lai Da sana iftira mı atıyor?”
Jia Qin mosmor oldu ve utancından konuşamadı. Jia Lian, Lai Da’nın elinden tutup yalvardı.
“Acı bu gence, Lai. Onu evde bulduğunu söyle. Beyefendinin yanına götürdüğünde, benimle görüştüğünü söylemene gerek yok. Yarın beyefendiyi rahibelerle konuşmasına gerek olmadığı konusunda ikna et. Bir aracı getirip hepsini sat. Majesteleri tekrar onlara ihtiyaç duyarsa, başkalarını satın alırız.”
Lai Da, bir skandalın hiç kimseye faydası olmayacağını düşündü bir süre. Sadece ailenin adı lekelenirdi. Bu yüzden Jia Lian’in teklifini kabul etti.
“Sen şimdi Lai ile git, Qin.” dedi Jia Lian. “Ne derse öyle yap.”
Jia Qin, bir kere daha secde edip Lai Da’yla gitti. Tenha bir yere geldiklerinde, Lai Da’ya da secde etti.
“Beni affedin ama çok ileri gittiniz, Efendi Qin.” dedi Lai. “Kimin canını sıktınız, bilmiyorum. Kim yapmış olabilir sizce?”
Jia Qin bir süre düşündü ama bir düşman gelmedi aklına. Sessizce Lai Da’yı takip etti.
Bu işten nasıl kurtulduğunu öğrenmek için gelecek bölümü oku.
94. BÖLÜM
Büyükanne Jia, yaban elması ağaçlarının çiçek açışını kutlamak için parti verir.
Baoyu’nün Manevi İdrak Taşı’nı kaybetmesi sorun yaratır.
Lai Da, beyefendinin sabah dönüşünü beklesin diye Jia Qin’i götürmüştü.
Küçük rahibe adayları tekrar Bahçe’ye geldikleri için çok heyecanlıydılar ve ertesi gün Saray’a gitme hazırlıkları yapacaklarını sandıklarından, bugün en sevdikleri yerleri ziyaret etme hevesindeydiler. Ama tutsak olduklarını gördüklerinde yaşadıkları üzüntüyü bir düşünün! Lai Da, yaşlı kadınlara ve genç hizmetkârlara, kızların yemeklerini odalarında yemeleri ve kapalı tutulmaları talimatını vermişti. Kızlar kendilerine neden böyle davranıldığını bilmiyorlardı, geceyi merak içinde oturarak geçirdiler. Bahçe’deki dairelerin hizmetçileri onların Saray’a götürülmek üzere geldiklerini duymuşlardı, işin aslını bilmiyorlardı.
Gece görevini tamamlayan Jia Zheng, ertesi sabah erkenden bakanlıktan ayrılmak üzere hazırlanmıştı ama acil bir iş daha verildi. İki bölge başkentinin şehir duvarlarının tamir edilme masrafları için tahmini bir hesap çıkaracaktı. Epey gecikeceğini öngörerek Jia Lian’e bir mesaj gönderip, kendisini beklemeden incelemeyi yürütmesi, Lai Da’yı sorgulayıp, uygun gördüğü şekilde konuyu halletmesi için yetkilendirdi.
Jia Lian, bu talimatları genç Qin adına memnuniyetle karşıladı, amcasının gazabından kurtulacaktı. Biraz daha düşününce, eğer olayı örtbas ederse, Jia Zheng’ın şüphelenebileceği geldi aklına. Wang Hanım’a danışmak akıllıca olabilirdi. En azından Jia Zheng sonucundan memnun kalmazsa tek sorumlusu kendisi olmazdı.
Böyle yapmaya karar veren Jia Lian, Wang Hanım’ı görmeye gitti ve olanları anlattı.
“Zheng amca imzasız not yüzünden çok öfkelendi ve Lai Da’ya genç Qin’i ve bütün kızları sorguya çekilmek üzere hemen getirmesini emretti. Bugün amcam bu pis işle ilgilenemeyecek kadar meşgulmüş. Bu yüzden sana danışmamı istedi. Sence ne yapalım yenge?”
“Hiç böyle bir rezillik duymamıştım!” diye bağırdı Wang Hanım dehşet içinde. “Eğer genç Qin gerçekten bunu yaptıysa, ailemizin onunla bir ilgisi kalmaz! İnsanlar hakkında böyle notlar yazıp asmak da çok çirkin! Sence doğruluk payı var mı? Qin’e sordun mu? Ne diyor?”
“Birkaç dakika önce onu sorguya çektim.” dedi Lian. “Tabii ki her şeyi inkâr etti. Ama düşünsene, yenge, yapmış olsa bile kabul eder mi hiç? Şahsen ben hiç sanmıyorum. Kızların her an Saray’a çağrılabileceğini bildiğinden, bir skandal çıkmasından korkar. Gerçeği kolaylıkla öğrenebiliriz. Peki o zaman ne olacak? Sen ne diyorsun?”
“Kızlar neredeler şimdi?” diye sordu Wang Hanım.
“Bahçe’de bir yere kapattık.” dedi Jia Lian.
“Herkes orada olduklarını biliyor mu?”
“Şimdiye kadar öğrenmişlerdir herhâlde. Saray’a gideceklerini sanıyorlar. Herkese böyle söylendi.”
“İyi.” dedi Wang Hanım. “Onlardan derhâl kurtulmalıyız. Zaten ben bizimle kalmalarını hiç istememiştim, Xifeng’la senin fikrindi bu. Sonunda bir sıkıntı çıkacağını söylemedim mi? Lai Da’ya söyle, onlarla tek tek konuşsun ve bir yerlerde akrabaları var mı öğrensin. Ailesi olanların kontratları çıkarılsın, bir tekne kiralanmak üzere hesaptan birkaç tael çekilip, güvenilir bir refakatçiyle birlikte nereden geldilerse, oraya gönderilsinler. Azat edilsinler, böylece bu mesele kapansın. Eğer bir iki tanesi