umutların tükenmediği,
masal ülkesinin
Hüma Kuşudur,
oralarda yürekler…
Rengarenk telekleriyle
her rengi taşır
yeni umutlara…
Habercisidir
darda, yolda kalanın!
Zümrüt yeşili diyara
sağanak sağanak yağarak
hüma yağmurları,
yeşertir
kurumuş vicdanları…
Coşturur,
susturulmuş çığlıkları,
yıkar, yumar
tüm sembolleri…
Sembollerin altından
özlenen pırıl pırıl
insan çıkar.
BIR BEN SIĞMADIM!
Bir dönüştür hayat,
uzak diyarların
sarı ufuklarına.
Gölgelerin
tükendiği anlardayız.
Yalnız atımın toynak sesleri,
gözlerimde nem,
yüreğimde gam,
duygularım da dem…
Ey,
koca dünya;
bir ben sığmadım,
bir çalının dibine,
bir taşının kovuğuna…
Bıraktım gidiyorum
sesimin tınısını,
tenimin kokusunu;
benden sonraki
göçmenlere....
BENIM YERIME!
Uçun kuşlar uçun,
sonsuz maviliklere.
Ruhum;
buram buram
sessizliklerde.
Bulutları götürün
benim yerime.....
ARAFAT’TA!
Bir damlada neler gizli bilinmez…
Arafat’ta hatıralar silinmez.
MAVI ATLAR ÜLKESI!
Mavi atlar ülkesinde,
saklı hayallerimiz…
Varılır mı,
görünür mü bilinmez…
Mavi göğün,
üryan çocuklarıyız…
Dönülür mü,
kalınır mı bilinmez…
BAKIRDAN TENLER!
Bakır tenli
yayla kızları gördüm,
bakır tenli
yağız delikanlılar…
Gün soyunup
ufka vardığı anda
bakır oldu,
canlı cansız ne varsa…
Bakır tenli
al yazmalı gelinler,
bakır tenli
al kınalı nineler,
bakır tenli
kara gözlü çağalar,
bakır tenli
kaytan bıyık ağalar,
bakır tenli
at üstünde koşanlar…
Bakır tenli
şu toprakta şehitler,
bakır tenli
nebilerin nebisi,
bakır tenli
sahabenin hepsi,
bakır tenli
yürekten su içenler,
bakır tenli
Yesevi’den hikmetler,
bakır tenli
Mevlana ile Şemsi,
bakır tenli
Lokman ile Bektaş’ı,
bakır tenli
Taptuk ile Yunus’u,
bakır tenli
göğe kalkan o eller,
bakır tenli
arşa çıkan dualar,
bakır tenli
yanık yanık türküler,
bakır tenli
öksüz kalmış ülküler!
BIR BULUT OLSAM!
Bir bulut olsam;
dolansam semalarda,
Burana’da,Yakutistan’da…
Baksam Yesi şehrine,
hikmet olsam katre katre,
rahmet olup yağsam
kurumuş dudaklara…
Bir bulut olsam;
Tanrı Dağları’nda;
uzansam ta Urallara.
Takılsam Semerkant’ta
Uluğ Bey’in usturlabına…
Bir bulut olsam;
Rahba düzlüğünde,
beşik olsam Alparslan’a…
Bir bulut olsam;
Manas’ı dinlesem.
fecrin aydınlığında
bir şeyler uğuldasam
Kaşgarlı’ya, Hacibe’ye…
Bir bulut olsam;
Belh’te düşsem yollara,
Mekke, Medine dolaşıp
Şam’da Şems’e kavuşsam.
Bir bulut olsam;
Alaaddin Sarayı’nda,
gül bahçelerinde,
Konevi’nin kabrinde,
Muhitti’nin gönlünde…
Bir bulut olsam;
Karaman yollarında.
arı duru bir dil olsam,
Mehmet’in dudaklarında…
Bir bulut olsam;
Bektaş’ın aşında,
Sultan Han’ın taşında…
Bir bulut olsam;
Rumeli