Unuttuğun Yerdeyim. Memmed İsmayıl. Читать онлайн. Newlib. NEWLIB.NET

Автор: Memmed İsmayıl
Издательство: Elips Kitap
Серия:
Жанр произведения:
Год издания: 0
isbn: 978-625-6852-28-0
Скачать книгу
ne yandan gelirsin?

      -Unutulduğum yerden.

      Geçen ömrün yasında,

      Kuzey yakasında ben.

      Gün bulut arkasında

      Gurbet arkasında ben.

      Var mı benden bir sorak1

      Nerdeyim ben, nerdeyim?

      Yaddaşına2 iyi bak,

      Unuttuğun yerdeyim.

      Unutulmak Nöbeti

      Yerde su, gökte bulut,

      Tanrı’nın hayalleri,

      Bir şamın yaprağında sınavdan çıkar yaşam.

      Alıp kanatlarına cevapsız sualleri

      Yüreğimin başına sessiz konmakta akşam.

      Yazı gönül yarası, kışı yüz karasıdır,

      Ne ele erkim çatar, ne de bir hahişim3 var.

      Ah bilseydim mezarım dünyanın harasıdır

      Ve benim bu dünyada, bilseydim ne işim var?

      Nereye akarsa aksın,

      Su, yarınki buluttu(r).

      Bu günkü cada4 yoldur dünküyse akın5 yeri.

      Aldığı nefes gibi vatan beni unuttu,

      Kimin yâdına düşer yitik bulağın yeri?

      Unutulmak nöbeti…

      Benim de geldi sıram,

      Bizi ölüme çeken zaman arıdır belki.

      Onu sevmek var iken kimden ve neden korkam,

      Herkesin kalbindeki sevgi Tanrı’dır belki?

      O avcı, dert sürekçi…6

      Var mı bir ümit yeri?

      Nereye dek götürür ilahi vaatler beni?

      Sevmeye ne kaldı ki dünyada ondan geri,

      Ona doğru kovmakta verdiği dertler beni…

      Talih İle Yüz Yüze

      Talih ile yüz yüze

      Talih ile göz göze

      Talih ile baş başa

      Kalıp, yiğitsen yaşa.

      Gecenin gece derdi…

      Gündüz günü yaşıyor.

      O hangi behteverdi(r)7

      Öz ömrünü yaşıyor.

      Haçan8 düştük akına

      Önde varmış ah, neler…

      O selin gabağına9

      Birden düşen dehneler.10

      Gözümüz bahardadır,

      Göz nerde? Arzu nerde?

      Sel yatağı hardadır,11

      Arka akan su nerde?!

      Düşüp arka darıhar12

      O suyun yeğin ömrü.

      Bir bizim ömrümüz var,

      Bir de talihin ömrü.

      Geri dönmek gümanın

      Ark ark parçalanır da

      Aşkın, arzun, zamanın

      Baş yolundan kenarda.

      Aşabilir mi dağı

      Sozalan13 arkın ömrü?!

      Nerdedir sel yatağı,

      Nerdedir halkın ömrü?!

      Talih ile göz göze

      Talih ile yüz yüze,

      Talih ile baş başa

      Kalıp yiğitsen yaşa!

      Dersiniz

      Bakarsın ağarır gözün karası,

      Baksan da bakmasan da iz kalmaz suda.

      Bir ömür, akşamla sabah arası,

      Sabah hoş geldinmiş, akşam elveda.

      Ömrüm geçip gider dar bir boğazdan,

      Bu deniz gözümde büyütür gamı,

      Gözden yiteceğim, yoğum birazdan,

      Hasret sularında benim o gemi.

      Dersiniz, bilmedik ömür süreli

      Vaktin söz sovunda, çat ha çatında 14

      Atadan, anadan, yardan ireli

      Sevgilisi varmış vatan adında.

      Dersiniz, dert sürdü, ömür sürmedi,

      Sonunda menzile yetti dersiniz.

      O, bu zamaneden söz götürmedi ,

      Başını götürüp gitti15 dersiniz.

      Daha Hiç Kimsenin Yoktur Haberi

      Daha hiç kimsenin yoktur haberi

      Beni bu yerlere sesleyen nedir?

      Kim bilir belki de gurbet elleri

      Garip mezarların hasretindedir.

      Gelir damağıma ölümün tadı

      Tetikler düşecek, tiye16 çıkacak.

      O yerler dirime sahip olmadı

      Gelip ölüme mi iye çıkacak.

      Garip gecelerin uykusu servaht 17,

      Gurbet gündüzlere zulüm dolanır.

      Anam dolanırdı başımda bir vaht,

      Şimdi etrafımda ölüm dolanır.

      Yok, daha içime benzemez çölüm,18

      Ömrün ak günleri karadan çıkar.

      Ölmenin zamanı geldi, gel, ölüm,

      Ben ölüm, gel beni aradan çıkar.

      Allah Unutmaz

      Payızda19 baharın yolunu tuttun,

      Çiçekler bitecek içinden karın.

      Evvel arzuladın, sonra unuttun

      Çıkarlar karşına unuttukların.

      Sevilen, Tanrı’ya sevimli bende,

      Bakma ki şeytanlar taş atar


<p>1</p>

Sorak: Sorup alınan haber.

<p>2</p>

Yaddaş: Hafıza.

<p>3</p>

Hahiş: İstek, rica

<p>4</p>

Cada: Kuruyan bir bataklığın, sular çekildikten sonra toprakları çatlamış hali.

<p>5</p>

Akın: Süratle akan su. Akın yeri: Hızla akan su yatağı

<p>6</p>

Sürekçi: Sürek avında avı, avcıların önüne doğru kovalayan kişi.

<p>7</p>

Behtever: Talihi kendisine yar olan, bahtiyar.

<p>8</p>

Haçan: Ne Zaman.

<p>9</p>

Gabag: Ön, ön taraf.

<p>10</p>

Dehne: Ana kanaldan ayrılan küçük kanal, ark.

<p>11</p>

Harda: Nerede

<p>12</p>

Darıhmak: Canı sıkılmak, bunalmak.

<p>13</p>

Sozalmak: Suyun, giderek azalması.

<p>14</p>

Vaktin söz sovunda çat ha çatında: Zamanın darlığı nedeniyle bir şeyleri yapma telaşında olmak.

<p>15</p>

Başını götürüp gitmek: Başını alıp gitmek.

<p>16</p>

Tiye: Kılıç, bıçak vs aletlerin keskin tarafı, ağzı.

<p>17</p>

Servaht: Sayık, ihtiyatlı, uyanık, gözü açık.

<p>18</p>

Çöl: Dış, dışarı.

<p>19</p>

Payız: Sonbahar