Çadırların ortasında bulunan ak çadıra bakar.
Askerler kendi aralarında konuşmaktadır.
Ata Murat ak çadıra yaklaşır. Sultanın çadırı dört taraftan korunmaktadır. Ata Murat biraz ileride ateş etrafında oturan nökerlerin yanına giderek oturur. Arada ak çadıra bakıp durur.
Ateşin etrafında askerler kendi aralarında konuşuyor.
1. Asker: – Şehzade bugün aslanlar gibi savaştı. Onu gören Moğollar fare gibi kaçacak delik aradı. Bence bir daha Harezm’e adımlarını atamazlar.
2. Asker: – Celaleddin olmasaydı savaşı kaybetmiştik. Onu bize Allah yolladı.
1. Asker: – Ben Celaleddin’le cehenneme bile giderim.
Ata Murat, sanki hiç bir şey duymuyormuş gibi ortadaki ak çadıra bakmaya devam eder.
SAHNE-24
Ak Otağ Gece
Ata Murat, kılıcıyla ak çadırın arka tarafını keserek içeri girer. Çadırda loş bir ışık vardır. Sultan, yatağında yorganı başına kadar çekmiş uyumaktadır. Ata Murat bir süre onu izler. O sırada, gözünün önünden darağacına asılan babası geçer ve kılıcını hışımla birkaç defa yatağa saplar. Yatak, paramparça olmuştur. Ata Murat ortada hiç kan görmeyince ve herhangi bir ses duymayınca yorganı kaldırır, yatakta sultanın yerinde sıralanmış yastıklar olduğunu görür. Bir an önce çadırdan çıkmak ister. Fakat kendisine silah doğrultan Timur Melik’i ve askerlerini görünce elindeki kılıcı yere atmak zorunda kalır.
SAHNE-25
Celaleddin’in Otağı
Celaleddin ile Timur Melik’in karşısında Ata Murat elleri bağlı halde oturuyor. Celaleddin öfke içinde gözünü ayırmadan Ata Murat’a bakar.
Celaleddin: – Ustam! Bunun niyetinin kötü olduğunu nasıl anladınız?
Timur Melik: – Başından beridir buna hiç güvenmedim, bize çok çabuk yakınlaştı. Şükür ki sultanın hangi çadırda olduğunu bilmiyordu.
Celaleddin: – Sultanı neden öldürmek istedin? Seni kim gönderdi? Moğollar mı?
Ata Murat başını öne eğmiş susmaktadır.
Celaleddin: – Söylemesen de bir şekilde bulacağım onu. Ama sen söylersen ölümün daha kolay olur.
Ata Murat üzüntüyle gözlerini yumar. Sonra şehzadenin gözlerinin içine bakar.
Ata Murat: – Planımın gerçekleşmemesi benim için ölüm demektir, bunu biliyorum!
Celaleddin ona nefretle bakar ve Ata Murat’ın çenesini tutarak yüzünü kendisine çevirir.
Celaleddin: – Sana güvenmiştim… Çocukluğumuzun hatırına güvenmiştim. Hain! Moğol seni kaç paraya satın aldı?
Ata Murat, Celaleddin’in bakışlarına dayanamaz.
Ata Murat: – Şehzade, ben hain değilim ve kimseye de satılmadım.
Timur Melik: – O zaman sultanı neden öldürmek istedin?
Celaleddin gözlerinde büyük bir öfkeyle ona bakmaktadır.
Ata Murat: – Şehzade, sen babanı seversin, bunu herkes bilir. Ben de babamı seviyordum.
Ata Murat kin ve nefretle Celaleddin’e bakar. Babasının katledilişi gözünün önünden tekrar geçer.
SAHNE-26
Retro Yaklaşık on beş yıl önce Gürgenç
Ata Murat kalenin önünde Celaleddin’le oynadığı günkü kıyafetleriyle kız kardeşi ile evlerine doğru koşmaktadır.
Gürgenç Şehir Meydanı
Meydanda darağacı hazırlanmıştır. Kalabalık darağacının etrafında toplanmıştır. Kalabalığın içinde Ata Murat da vardır. O çok tedirgindir ve gözlerinin darağacının kurulduğu sahneden ayıramaz. Dudaklarını ısırmış, yüzüne biraz sonra bir felaket yaşanacağı ifadesi oturmuştur. Kırk yaşlarında birini sürüyerek darağacının altına getirirler.
Darağacının önüne elinde fermanla bir ayan görünür.
Ayan: – Sultan hazretlerinin fermanıdır. Naip Ataniyaz Signaki’nin, Harzemşahlar saltanatına ihanet etmek suçundan, darağacına asılarak öldürülmesine hüküm verilmiştir. Bütün malına mülküne el konulsun, çocukları köle yapılsın. Horasan, Maveraünnehir, Azerbaycan, Gürcistan, Kıpçak sultanı Harzemşah Alâeddin Muhammed Muzaffer Tekeşoğlu.
Ayan fermanı okuduktan sonra, emrini bekleyen askerlere işaret eder. Askerler yağlı urganı suçlunun boynuna geçirir.
Bir süre sonra suçlu darağacında asılı kalır. Ata Murat kalabalığı yararak öne atılır. Bedreddin eliyle Ata Murat’ın ağzını kapatarak onu arka tarafa sürükleyeme başlar.
Birkaç dakika sonra sokağın köşesine gelirler.
Bedreddin: – Eğer seni tanırlarsa, seni de babanın yanına asarlar!
Ata Murat kahrından tepinir, ağlar.
Ata Murat: – Sultandan öcümü alacağım! Onu öldüreceğim!
Onun bağırmasından, ağacın dallarına konmuş olan kuşlar uçuşurlar. Sokağın başından o tarafa doğru gelmekte olan iki kişi korkarak yollarını değiştirir.
SAHNE-27
Celaleddin’in Otağı
Timur Melik ve Celaleddin birbirlerine bakarlar.
Timur Melik: – Sen kimin oğlusun?
Ata Murat: – Naip Ata Niyaz’ın!
Timur Melik, elini dizine vurarak yerinden kalkar.
Timur Melik: – Ben de bu kime benziyor diye düşünüyordum, şimdi hatırladım… Bunca zamandır nerelerdeydin?
Ata Murat: – Bozkırda, eşkıyaların yanındaydım.
Celaleddin: – Sultan, babanı neden idam ettirdi peki?
Ata Murat, susar ve hırsından hızlı hızlı solumaya başlar.
Timur Melik: – Ata Niyaz hakkında bir ihbar gelmişti… Sultan, sarhoş anında onun cezalandırılması emrini verdi. Sonra Ata Niyaz’ın suçsuz olduğu ortaya çıktı ama artık iş işten geçmişti, çünkü Ata Niyaz asılmıştı. Biz sadece onun ailesini koruyabildik…
Celaleddin, Ata Murat’a bakmadan yerinden kalkarak düşüncelere dalar. Ata Murat da yerinden fırlayarak kalkar ve Timur Melik’e bakar.
Ata Murat: – Ne yani, kız kardeşlerim ve annem köle olarak satılmadı mı diyorsunuz?
Timur Melik: – Annen geçen sene vefat etti. Kız kardeşlerinin ikisi de tüccarlarla evlendirildi. Şimdi Belh şehrinde yaşıyorlar.
Ata Murat kulaklarına inanamaz, ne yapacağını şaşırmış haldedir.
Ata Murat: – Doğru mu söylüyorsunuz?
Timur Melik: – Sultan ihbarın asılsız olduğunu öğrendikten sonra babanın bütün malını mülkünü geri verdi. Annen ile kız kardeşlerine Belh’te ev yaptırıldı ve