Kan ağlayın bugün ki Müselmanlar ağlıyor
Yok ağlamakta faide artık kıyam edin
Seyf-i cihada sine-i zulmü niyam edin
Osmanlılar niçin çekelim bu sefaleti
Hürriyet olmasın mı bizim de penâhımız
Hakk’ın yetişmiyor mu kitâb-ı adaleti
Olsun bizim o nûr-i Hudâ padişahımız
Havf-ı memat ile çekelim mi bu zilleti
Zincir-i zülf-i yârı mı görsün nigâhımız
Osmanlılar halas edelim haydi milleti
Elbet bize muavenet eyler ilahımız
Zincir-i zulmü kırmak için ihtimam edin
Ağûş açıp hamiyete karşı kıyam edin
Osmanlılar niçin duralım böyle kahr ile
Mevdûdur bugün bize namusu milletin
Kabil midir taayyüşümüz nûş-i zehr ile
Sem-nâktir havası bu gam-gâh-ı zilletin
Binlerce halkı havf-i belaya-yı dehr ile
Mahveylemekte bâr-ı sakili sefaletin
Hûn-i hamiyyet olmalı hem-cûş nehr ile
Artık yeter vatanda devamı rezaletin
Hürriyete, hamiyete arz-ı selam edin
Halkı ezen mezalime karşı kıyam edin
MÜFRED
Daimî bir ızdırap altında kalmaktır hayat
Mevt eyler bir huzur-i mutlakı ima bana
MÜFRED
Bin zahm vurulsa da ser-i mihnet penahıma
Ölmem vücûd-i zulmü de zahmâver etmesem
GAZEL
Tabiatin bu ibtisamı giryebar eder beni
Tulû’lar, gurûblar pür-iğbirar eder beni
Beşer, sefaletin içinde bir yetimi andırır
Hazin likası her dakika dağdar eder beni
Başımda yıldırımlı fikr ü hisler ihtilal eder
Riyâh-ı gam bulut misali bi karar eder beni
Tebessüm etmesin seher, terennüm etmesin tuyur
Bu dem ki matem-i vatan bükâ-nisâr eder beni
Beka-yı zulmet-i mihen, sebât-ı kahr ü i’tisâf
Meâhiz-i tasavvurât-ı intihar eder beni
Duçâr-ı felc-i meskenet mi azm-i failanemiz
Bu infi’âl-i câmidân şermsâr eder beni
GAZEL
Tabiilik veda etmiş niçin insana bilmem ki
Neden girmiş bu şekle hâl-i ahrârâne bilmem ki
Hukuku hıfz için teşkil olunmuşken hükûmetler
Neden terk idelim her hakkı bir sultana bilmem ki
Ezel bir lücce-i muzlim, ebed bir kulzüm-i meçhul
Bu berzahta niçin düşmüş beşer zindana bilmem ki
Helak etti yeter insanları sâtûr-ı istibdad
Niçin seyf-i hamiyet çıkmıyor meydana bilmem ki
İdare eylemekten kendini aciz midir millet
Neden rüçhanı bir nefsin bütün vicdana bilmem ki
HOCAMIN VASIYETINDEN
Te’vîle ihtiyacı olur mu hakikatin?
Ey hayat-ı umumi-i âlem
Bir küçük cüz’ünüm sana tabi…
Senden efkârım olma da nabi,
Senden âmâlim olmada mülhem…
Bende yok ihtiyar ü istiklal!
Akl ü fikrimde sen müdebbirsin.
Her ne yapsam ona müessirsin:
Şensin ef’âlime benim fa’al…
Ben neyim? Bir hayat makinesi;
Beni tahrike zemberek lazım;
Odur ancak hayatıma nâzım:
Zemberek kainat makinesi…
Bütün eşyada var ebedle ezel
Olamaz cismi can fena-perver:
Biri unsurlara tahallül eder,
Biri kuvvetlere olur münhal.
Mazi, elemli yâdlara makber-i siyah
Ati, tehiyye etmede bin sadme-i tebah
Yıldızlar, ey cerihâları kanlı fıtratın!
Şahitleri değil misiniz siz bu vahşetin?
Hunin mübârezât sezenler hayatta
İnsanları garip görür kâinatta
Encüm, mezar-ı sermed-i dehrin kitabesi
Çeşmânım ol kitabenin âlâm-hanıdır
Eyler zalâm-ı leyli terennüm nevalarım
Gönlüm fütur baykuşunun aşiyandır.
Varlığın kırdım bütün zincir-i meyliyyâtını
Meyl-i diğerle beni ahir yine seydeyledi…
Herkesi bir kayd ile bendeyleyen dâm-ı hayat
Gönlümü zincir-i hürriyetle der-kayd eyledi
HÜRRİYET MARŞI
Yaklaştı Yıldız’ın inkıraz günü,
Bozuldu yaldızı, çıktı düzgünü
Siyaset mahkûmu, jurnal sürgünü
Görmeye gelecek şanlı düğünü.
Toplanın kardeşler, bayrak açalım
Yıldız’ın üstüne ateş saçalım!
Bir millet efradı hep meyus oldu
Ya mahpus ya menfi ya casus oldu
Padişah, millete bir kâbus oldu
Vücudu vatana çok menhus oldu
Toplanın, kardeşler bayrak açalım
Yıldız’ın üstüne ateş açalım!
Kükreyen arslana zincir takılmaz,
Adalet, zalime merhamet kılmaz,
Vatanın mahvına sessiz bakılmaz,
Bir saray yakılır, bir mülk yakılmaz.
Toplanın, kardeşler bayrak açalım
Yıldız’ın üstüne ateş saçalım!
Daha