Hayır, artık bitmişti, bu yaprağı kapamalıydı…
Bu yaprak kapanacaktı. Bakır Efe, Ömer’i alır, Bozpınar Çiftliği’ne çekilirdi.
Emine, karışanı, görüşeni olmadan, varsın bildiği gibi, bıkıncıya kadar oynasın…
“Ömer, beni sever misin?”
Ömer, koyu lacivert gözlerini babasına dikti, dargın dargın baktı, bir şey söylemedi, kumral saçlı başını Bakır Efe’nin göğsüne dayadı, üşüyormuş gibi sokuldu.
“Ömer, ananı mı çok seversin, beni mi?”
Ömer cevap vermedi, kollarını babasının boynuna doladı.
“Babasının biricik oğlu… Ömer’im de benim Ömer’im!..”
Baba oğul, sarmaş dolaş salıncak beşikte imişler gibi sallana sallana koklaşıyorlardı.
Emine, gün geçtikçe yeni huylar kapıyordu. Bakır Efe’nin ihmalini, kayıtsızlığını görüyor ve bütün kerameti kendinde buluyordu.
Kocası, yıllarca çekişmiş, sonunda usanç getirmişti. Hâlbuki Emine, gerilememiş, ayak diremiş, yıkılmaz, sırtı yere gelmez koca Efe’yi yere sermişti. Bakır Efe’nin susmasını, Emine kendi şirretliğinden yılgınlığa, dilinin, şerrinden bezginliğe hamlediyor ve bu yılgınlığın, bezginliğin epiy zamandır sürmesini bozgun sanıyordu. Kocası ses çıkarmadığı için kardeşleri de ağız açmıyorlardı. Zaten Bakır Efe ile Emine’nin kardeşlerinin arası bozuktu. Emine bu vaziyetten istifade ediyor, zevk sürüyordu. İlerisi için de korkusu yoktu. Bakır Efe, huysuzlanmaya başlarsa “Nikâhım helal, canım azat!.. Çöz ayağının bağını!” diye dayatacaktı.
Bakır Efe’den ayrılırsa Ömer’den ayrılmayacaktı. Yedisine kadar Ömer onundu. Önünde iki sene vardı, iki sene içinde de neler olmazdı…
Bakır Efe’nin durgunluğu, Emine’yi yavaş yavaş sinirlendiriyordu. Evvelce kocasından korkardı. Bu korku kalkar kalkmaz Efe, gözünden büsbütün düşmüş, küçülmüştü.
Evet… Emine’nin gözünde Bakır Efe artık eski Efe değildi; onu, miskin, hor, hakir görüyordu.
Emine, kocasını çıldırtacak, kanlı, katil edecek şeyler yaşıyordu. Hem bunları günlerce düşüne taşına, kafa yorarak, araya bularak yapıyordu.
Bakır Efe, sanki taş kesilmişti… Görmüyor, aldırış etmiyordu.
Acaba sağır mı, kör mü, budala mı olmuştu?..
Fakat Ömer’in en küçük hareketini görüyor, en hafif mışıltısını duyuyordu. Evinde bulunduğu zamanlar çocuklaşıyor, Ömer’le koşmaca oynuyor, kolan vuruyordu.
Efe’nin hâli, Emine’ye merak vermeye başlamıştı. Bakır Efe, tamamıyla kapıp koyvermişti. Kasabadaki dükkânların aylıklarını almıyor, davaları umur etmiyor, tarlada rençperler bildikleri gibi har vurup harman savuruyorlardı. Bütün işleri yüzüstü bırakmıştı. Bunun sonu ne olacaktı?..
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.