Helete Bizim Memleket. Ekrem Barak Arıkoğlu. Читать онлайн. Newlib. NEWLIB.NET

Автор: Ekrem Barak Arıkoğlu
Издательство: Elips Kitap
Серия:
Жанр произведения:
Год издания: 0
isbn: 978-625-6853-12-6
Скачать книгу
çalıları idi. Kışın soğuğunda sokakta çocuklar ateş yakar hikâyeler anlatır dinlerdik. İşte bu ateş başı sohbetlerinin olması için yakacak “kirç”e (çalı-çırpı) ihtiyaç vardı. İkincisi de çocukken biz sıkça kazık oynardık. Kazık dalları yenmiş ardıç çalısından düzülür, her birimiz balta, nacakla beşer onar kazık düzer, küllükte, zibil üstünde, çamur yerlerde kazık oynardık. Eve gelince dayak yemeyi göze alarak tabi. Dalların ucundaki “tüdelekler” (yuvarlak tohumlar) misketimiz, bazen de “enek”imiz (yenilince kazanana verilen şey) olurdu.

      Ardıç çırpısı ateşi tutuşturmak için kullanılır, çabucak yandığı için iyi bir ısınma aracı değildir. Atalarımızın mezarlarının başucunda ve ayakucunda belki yüz yıl öncesinden dikilmiş mezar ağaçları çürümeden bugüne kadar gelmiştir. Yine mezarın içine cenaze toprakla temas edilmesin diye ardıç ağacından biçilmiş tahtalar çaprazlama konur. Evlerde kullanılan ardıç mertekleri elli yıl sonra bile dünkü gibi sapasağlam durur. Çok uzun yıllarda yetişmesi, tahta olarak çok dayanıklı olması sebebiyle kıymetlidir ardıç ağacı. Bana sorarsanız yaylada hafif esen bahar rüzgârıyla gelen ardıç kokusu şifalıdır. Ali Akbaş ağabeye “sizin şiirleriniz bana niçin bu kadar içli geliyor?” diye sorduğumda “aynı pınardan su içtiğimizden, aynı yaylayı yaylayıp, havasını soluduğumuzdan” demişti. İşte Ali Akbaş ağabeyin o güzel şiirlerinden biri Ardıcın Türküsü:

ARDICIN TÜRKÜSÜ

      Torosların tepesinde

      Tel duvaklı bir ardıcım

      Yemenimi yele verdim

      Buluta karışır saçım

      Torosların tepesinde

      Üç budaklı bir ardıcım

      İmrenirim uçan kuşa

      Maviliği sevmek suçum

      Torosların tepesinde

      Yeni yetme bir ardıcım

      Ben yanarsam orman yanar

      Çamlıbele sığmaz acım

      Torosların tepesinde

      Eli bağlı bir ardıcım

      Tepemden Turnalar geçer

      Katılmaya yetmez gücüm

      Torosların tepesinde

      Dalı kırık bir ardıcım

      Gönülsüz kızlar gibiyim

      Beni kınamayın bacım.

Ali Akbaş

      HÖLLÜK

      Eledim eledim höllük eledim

      Aynalı beşikte canan bebek beledim

      Büyüttüm besledim asker eyledim

      Gitti de gelmedi canan buna ne çare

      Bir güzel simadır aklımı alan

      Aşkın ateşini (sevdasını) canan serime salan

      Bizi kınamasın ehl-i dil olan

      Yandı ciğerim canan buna ne çare

      Bizi kınamasın ehl-i dil olan

      Gitti de gelmedi canan buna ne çare

      Aysun Gültekin veya Muzaffer Akgün’den dinlemeniz gereken bu türkünün sözlerinde geçen “höllük” kelimesini yeni nesillerimiz bilmiyorlar. Pek çok şey gibi höllük de teknolojinin gelişimi, kültür değişmesiyle birlikte tarihin sarı yaprakları arasındaki yerini aldı. Buna benzer binlerce kelimemiz türküler var olduğu sürece yaşayacak.

      Daha 30-40 yıl öncesine kadar doğan çocuklar beşiğe belenirdi. Beşiğe sıkıca kundaklanmadan önce kundak bezinin bebeğin poposuna gelecek kısmına ıslandığında çamurlaşmayan boz renkli topraktan konurdu. İşte bu boz toprağa “höllük” denirdi. Bebeğin altına höllük konunca bebek ihtiyacını giderdiğinde altındaki bezi kirletmiyor, kirlenen höllük helgin ile alınarak atılıyordu. “Helgin” ucu yassı uzunca sapı olan ve höllüğü ısıtmaya yarayan demir bir araçtı. Ocakta hafifçe ısıtılır, sonra höllük bu sıcak helginle karıştırılırdı. Böylece belenecek bebeğin altında kalan höllük ısıtılmış ve bebeğin soğuk toprakta üşümesi önlenmiş olurdu. Höllük her yerde bulunmazdı. Bulunduğu yere “höllüklük” denirdi. Özel olarak bulunduğu yerlerden elenip çuvala doldurularak getirilirdi. “Eledim eledim höllük eledim” sözlerinden kastedilen budur.

      “Höllük” Türk lehçelerinin çoğunda yaşayan “öl” (ıslak, nemli) kelimesinden türetilmiştir. Kelimenin başına “h” getirilmiş ve sonuna da –lük eklenmiştir ki asıl anlamı “ıslaklık, ıslaklık için” demektir.

      Elbette eskiden bebekler beşiklere çok sıkı bir şekilde kundaklanıyordu. Günümüzde kundaklamanın bebeğin uyuması için gerekli olduğu fakat kalça çıkığı riskini artırdığı için vücudun alt bölümünün çok sıkı yapılmaması öğütleniyor. Bir de devamlı sırt üstü kundaklandığından kafalarımız yana doğru yassı olurdu. Bebeğin karın üstü yatırılmasının da boğulma riski olduğundan sırt üstü yatırmanın daha uygun olduğu düşünülüyor.

      Конец ознакомительного фрагмента.

      Текст предоставлен ООО «Литрес».

      Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

      Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

/9j/4AAQSkZJRgABAQEASABIAAD/2wBDAAMCAgICAgMCAgIDAwMDBAYEBAQEBAgGBgUGCQgKCgkICQkKDA8MCgsOCwkJDRENDg8QEBEQCgwSExIQEw8QEBD/2wBDAQMDAwQDBAgEBAgQCwkLEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBD/wgARCAHEARsDAREAAhEBAxEB/8QAHQAAAQQDAQEAAAAAAAAAAAAAAAMEBQYBAgcICf/EABsBAQEBAQEBAQEAAAAAAAAAAAABAgMEBQYH/9oADAMBAAIQAxAAAAH1SAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAzsoPfhcOPWVzqid+MvjcrnVG7cU7Ldx6pVDbxfOHZOqJ24s9Zlcba2NNTeNKs3LpBdMNbmc57uvLsAAAAAAAeO/q/L9cfL+m8l82fQ8HVPL6b/x7eMvrfK9ifK+pF6zDbxyH1eb0p8/3h5Q+n830L4PcqIip5x9/g9RfO+jG6z5n+h8/0/8AO+iiljx0AAAAAAAPHn1fl9g8nqXORerzd88PtvvHt4q+v8nv/h9ty49Y/WeQ+vzekvn+8PKf0/m9A8/e58ut549oTePNP0PB6x+Z9IPI31PmdV8vpt/LpdeXYAAAAAAA8efV+V63+X9R3L5u+h4Oq+X0X3j38afW+V7D+V9SI1mK1jkPr83pL5/vDyl9P5voXwe5zLP43Cbx5p+h4PWPzPpB5F+p8v0/876KBYsbAAAAAAAPHX1fl+uPl/Tey+avofP6p5vT0Hh38W/W+T7Q+T9WB3mI3ji3r8vp7530K9vn5y+h4fQvg9r2ansbgd481fQ+f6z+Z9MPIP1Pl+ovnfRSLDjYAAAAAANbOW+nz3fh1seOnMvR55bO7Lz3zH0efdbVy24Wk9uW0XPl1rPTmzskc66f5/RWunOl9eXTPP3UXl/p86CS2d9K8/cAAAAAAE0qXXDzJVWOstS089vppnY9lYXORlqYH+dAnYpLB7w8lyqKJ0zuZLOrBjYAAAAAAanmr6Hgv/Dte+Pbm3o87ual8bj9ZidY7J5PVwr2+TBYMavfDvyP1eZ/nVv57m8b5z34W/l159343nj1eTULrHTPP3VUAAAAAAEk5L6vO5iYxtjSGszvPbDWdC38utO7csCaWfn1rnTmtCFjvO4veLFz3XOnPBZOfVlcXjj2cKAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAIGAMDgRFRI2MgJgYGg+AWAAAAAAAAAAAAKAV4YCo5NYfVCiUXuqSakkNh0bkidKAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAPIH7f+e5TZczWY3zrM1tKGm+WDMu2d756bS4sxc7Z1lrOarne2dia2KZ2pnbjl3cce7jl21s3zpfn0e8uyKkaLTv2P4DMZTfPTbO8rtNbTW2dYMm2d7SqZ3vnSud62ZlEFX59V+XZTHTW5X593PHs749lMb3zdlUldY23WB7cnWdOZrnf638NlCXea2zrebUx12zd5reaUxtXPTMK467Z0pjo