Tolgonay gerçek bir insandır. Yazar onu iyi tanıyordu, hatta ekranda bir kez gösterilmiş olan bir filmi bile var. Hayatında en iyisi, buğday başaklarının kulaklarda hışırdaması ve basit bir kırsal adam olan Subankul ile hasat sırasında bir toplantı yapması, el değmemiş ellerinde insan ırkının tüm güzelliğini gördü. Ve savaşın insanlık dışı özü, bu insanları tam olarak öldürdüğü, iş adamıyla gerçek özünü öldürmeye çalıştığı, oymaya çalıştığıdır.
Hikâyenin yaşamı etkileyen özellikleri çok büyüktür. Çalışmanın başlangıcından bu yana, tüm hikâyenin tonunu belirleyen yüce-kederli bir akort yapıldı.
“Beyaz, taze, yıkanmış bir elbise içinde, beyaz bir atkı ile bağlanmış, koyu kapitone bir beşmette, o yavaşça anız arasındaki yol boyunca yürür. Etrafta kimse yoktur. Yaz gürültülüydü. İnsanların seslerini duyamazsınız, arabanızdaki yollarda tozlanmazsınız, mesafeden herhangi bir biçerdöver görmüyorsanız bile, anız sürünüz dahi yoktur.
…“Merhaba, tarla,” dedi sessizce.
…”Merhaba Tolgonay.” Geldin mi? Hatta daha yaşlı. Çok kır saçlı bir halde.
…– Evet, yaşlanıyorum. Bir yıl geçti ve sen, tarlada başka bir hasat var. Bugün bir anma günü.
…– Biliyorum. Seni bekliyorum Tolgonay. Ama bu sefer yalnız mı geldin?
…“Gördüğün gibi, yine tek olan o.”
… “Yani ona henüz bir şey söylemedin mi, Tolgonay?”
…– Hayır, cesaret edemedim.
… “Sizce hiç kimse ona bundan bahsetmeyecek mi?” Birinin yanlışlıkla bir şey söylemeyeceğini düşünüyor musun?
…– Hayır, neden? Er ya da geç her şeyi öğrenecek. Sonuçta, büyüdü, şimdi başkalarından öğrenebilir. Ama benim için hala bir çocuk. Ve korkarım ki, bir konuşma başlatmak için korkuyorum.
“Ama bir adam gerçeği bilmeli, Tolgonay.”
İnsanı ıstıraplara teslim eden, kocasını ve iki oğlunu kaybetmiş olan kadın, çocuğuna, kızının kocasından değil başka birinden doğurduğu pici kime ve nasıl anlatacağını düşünüyor. Kaynanası, Aliman, hiçbir şey için suçlamadığı gibi, bu arada, Aytmatov’un kalemiyle yaratılan kadınların en iyi görüntülerinden biriydi. Tolganay, bütün hastalıkların temel sebebinin savaş olduğunu anlar.
Savaş ve barış, anne ve savaş, bir işte yaşamak için bitmez tükenmez insan, gerçek Beethoven trajedisi ve kahramanlığı seviyesine yükseltilir. Huzurlu yaşamın güzelliği ve yaratıcı işlerinahlâkî eksiksizliği, savaşın insanlık dışı özünü keskin bir biçimde birbirinden farklı bir şekilde karşılıyor, Tolgonay’ın ailesinin savaş öncesi hayatını betimleyen hikâyenin bu sayfaları yaşam, çalışma, neşe için okundu.
Tabii ki, insanlar Tolgonay tarafından yaşanılana benzer bir trajediye katlanmakta ve edebiyatta farklı ideolojik ve felsefi yollarla resmedilmektedir. Yaklaşık olarak “Ana Yurt” ile aynı zamanda, bir başka ve çok önemli bir öykü, “Güneş Kendi Portresini Bitirmedi” adlı genç kuşaktan Kırgız yazarı Kubatbek Cusubaliyev tarafından yayınlandı. Gençlerin savaştan mahrum kalmasından kurtulan kahramanları, derin ve unutulmaz bir ümitsizliğe kapılırlar, hatta güneş bile onlara bir neşe hissi ve yaşamın güzelliği duygusu ile ilham veremez.
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.