Kil kumlandı
Kız oynadı Almatı’da
Gülümsemedim yıldızlara
Kayın yaşlandı
Karaca dağdan kaçtı
Ay yine mi çığlık attı
Durmadım kartalın kanadında
Kaf dağının ardında
Salındı gençliğim kirpik ucunda
Ay yine mi çığlık attı
Gökyüzü kapanıp
Kumlar oynadı
Yıldızlar yaşlanıp
Rüzgâr yumuşadı
Ay da susar elbette
Biliyor musunuz
Gönlüm çok müşkülde…
ADİLBEK’e
Bırak beklesin güz rüzgârı az biraz
Varsın çırpmasın kuş kanadını
Susmazsa susmasın göğün göğsü
Ateşlere atsınlar yasemen çiçeklerini
Hadi gidelim buralardan
Bize ne?
Boz olan kırlar özlesin bizi
Vursunlar baharda son şiirleri
Kelime sussun dizeler yıkılsın
Nokta virgüle karışsın
Hadi gidelim buralardan
Bize ne?
Yansın yürekler kına ağacına
Seslensin ağıtlar karanlık semaya
Hasret kalsın lalenin sarısı has bahçaya
Yıldızlar sönsün de yanmasın bir daha
Hadi gidelim buralardan
Bize ne?
Meydanlara kalsın kaldırım taşları
Tuzlayalım da
Yine de koksun çocukluğumuzun akşamları
Vursun limanlar uzağımızda kalan adaları
Hadi gidelim buralardan
Bize ne?
Kum sararsın
Yıldız sönsün de bir daha yanmasın
Turna göçsün de gittiği yerde kalsın
Küheylan vurulsun da ayağında kırmızı çalkalansın
Hadi gidelim buralardan
Bize ne?
Bırak kavuşamasın Ağustos Eylüle
Bırak dönemesin Dünya ne öteye ne beriye
Bırak ağlasın bülbül
Dağ yücelmesin
Aşklar bitsin
Gözler hasret kalsın meye
Hadi gidelim buralardan
Bize ne?
SEVİYOR SEVMİYOR
Aklımda yoksunuz
Yetim hatıralar
Ne bahardan bahsedin bana
Ne güzden
Ne yazdan
Vaz geçtim ben papatyadaki
Seviyor sevmiyordan.
Aklımda yoksunuz
Siz ey hatıralar
Ne çocukluğumdan bahsedin bana
Ne serden
Ne yardan
Vaz geçtim ben papatyadaki
Seviyor sevmiyordan.
Aklımda yoksunuz
Siz hatıralar
Ne gidişimden bahsedin bana
Ne vuslattan
Ne hazandan
Vaz geçtim ben papatyadaki
Seviyor sevmiyordan.
BEN BİLİRİM
Gönül us alır mı almaz mı?
Ben bilmem
Kim bilirse bilir
Gökyüzü yağmuru unutur mu unutmaz mı?
Ben bilmem
Kim bilirse bilir
Gece yıldızları örter mi örtmez mi
Ben bilmem
Kim bilirse bilir?
Sarı benizli gidenler döner mi dönmez mi?
Ben bilmem
Kim bilirse bilir
…
Ey gönül derdin hiç mi bitmez?
Bir ben bilirim
Kimse bilmez.
YAHU
Yahu yaprak
Gidişin gidiş değil senin
Koptuğun yerde sararır kalırsın bilesin
Sabır!
Sabır der tesbihteki taş
Bir dönüp bakıver
Senin bu işin iş değil
Yaprak
Ne kadar yakın
İlkbaharla güzün arası
Söyleme toprağa
Beklesin dursun son giden rüzgârı
Sana sözlerim hiç mi dokunmadı
Yahu yaprak
Gidişin gidiş değil senin
Göğsü toprağın yar değil bilesin
Nisan…
Mayıs der baharın yeli
Şubat daha dün gitti kelli felli
Vuru relbet hazan sana da neşeli
Senin gülüşün gülüş değil
Haydan geldin de
Bir güze gittin
Acelen neydi yahu yaprak
Sen benim Ekimim
Yarim güzelim
Kederim
Ninnim
Dostum
Her şeyim…
Sen benim gençliğim idin
Geldin geçtin de bilemedim.
Yahu yaprak!
Biraz bekle
Dönüver işte şurası benim evim, köşküm, ciğerim
Yanımdan geçip gitme
Yeniden yeşermesen de
Sararıp kaldığın yerden düşme
Düşme…
Bekle…