Bozkırın Sesi
Yüzyıllarca yaşayan Kırgız adını kılıç ile dağlara yazdım.
Doğumunun 90. Yılında Tölögön Kasımbekov’un aziz ruhuna ithaf olunur!..
TAKDİM
Sevgili okuyucu, Tölögön Kasımbekov, romanları ve öyküleri ile Kırgız tarihini işleyen ve gelecek nesillerin hafızasına nakşeden önemli bir yazarımızdır. Millî değerlerini açık bir şekilde eserlerinin sayfalarında işlemeye cesaret etmiş güçlü bir kalem olmuştur.
Yazarın en önemli eserlerinden Kırılan Kılıç tek başına Kırgız tarihini omuzlamış ve en yüksek seviyelere taşımayı başarmıştır. Romanı okuyanlar tarihte yaşamış; fakat yine tarihin karanlık dehlizlerinde kaybolmuş veya kaybolmaya yüz tutmuş “tarihi şahsiyetlerini” bulabilmektedirler. Ardından gelen Diriliş romanı ile de yazar Kasımbekov, ülkemizde “tarihî roman” bağlamında zirveye ulaşmış bir usta kalemdir. Baskın ve Kırgın romanları ise bu oluşum sürecinin son tuğlaları olarak okuyucu ile buluşmuştur.
Tölögön Kasımbekov romanlarını yazarken yaşayan “şahitlerden, tarihi arşiv belgelerinden, mektuplardan, resmi yazışmalardan yararlanması” da onun Kırgız geçmişine, Kırgız tarihine bağlılığı ile “özel ilgiyi” hak etmektedir.
Yazarın dünya görüşünü, eserlerini yakından inceleyen elinizdeki kitabın, Tölögön Kasımbekov’un “kuyumcu titizliği” ile işlediği Kırgız tarihini tanıtacağına ve ülkemizin tarihi değerlerinin yanı sıra tarihi mekanlarına da götüreceğine inanıyorum.
Büyük yazarımız ülkenin kamusal yaşamında da aktif rol almıştır. 1990-1994 yıllarında Kırgız Cumhuriyeti Cogorku Keneş’ine (Meclis) Halk Milletvekili olarak seçildi. Ayrıca Uluslararası Dil, Kültür ve Eğitim Komisyonu Başkanı ve Kırgız Yazarlar Birliği Başkanı olmuştur.
Kitabın editörlerine ve bölüm yazarlarına edebiyat biliminin “Kırgız edebiyatı çalışmaları” alanındaki katkılarından ve emeklerinden dolayı teşekkür ederim. Kardeş Türkiye’de yalnızca Kasımbekov’un eserlerine değil genelde Kırgız edebi eserlerine ve tarihine olan ilgiyi bu kitapla daha da artırıp derinleştirebileceğimize içtenlikle inanıyorum.
Saygılarımla,
SUNUŞ
Doğumunun 90. Yıldönümünde Tanrı Dağlarının gür sesi, Kırgız Türklerinin milli hafızası usta yazar Tölögön Kasımbekov için bu kitabı hazırlamayı uygun bulduk. Ünü sınırları aşan sadece Kırgızistan’ın değil Türk dünyasının bilge yazarı Cengiz Aytmatov ile aynı dönemde yaşaması onun tanınırlığını etkilese de alanın uzmanları Kasımbekov’un Türk dünyası için ne kadar önemli bir yazar olduğunu bilirler. Hayatı hakkında yeterli malumat yazıların içeriğinde verildiği için oraya değinmeyeceğim. Ancak Tölögön Kasımbekov’un Kırgız Türkleri ve Türk dünyası için önemine kısaca değinmek gerekiyor.
Yaşadığı dönem büyük kırılmaların acının, gözyaşının, baskının ve zulmün hüküm sürdüğü bir yüzyıldır. Sovyetler Birliğinin tek tipleştirme projesi ve rejimin doğrularını dikte etmesiyle baskı doygunluğa ulaşmış ve yüzyıl kendi tiranını yaratmıştır. Stalin ve yarattığı korku imparatorluğu, Türk halklarının varoluşsal kodlarını değiştirmek ve kendilik değerlerinden uzaklaştırmak için onları yeniden programlama yoluna gitmiştir. Başkaldıran insanlar represiya döneminde sürgüne gönderilerek ya da öldürülerek susturulmuş halkın umutlarını bağladığı yazarlar tarihin karanlık sayfasına gömülmüştür. Her fırtına sonrasında açan güneş gibi bu olağanüstü kırgın da halkın umudunu yeşerten Cengiz Aytmatov, Tölögön Kasımbekov gibi yeni yetişen büyük yazarların ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. 1931 yılında doğan Kasımbekov, Stalin öldüğünde 23 yaşındadır. Stalin’in ölümü kısmen de olsa bir rahatlama getirmiş olsa da yazarlar yasaklanan tarihi konulara değinmekten sakınmıştır. Öyle ki kendilerinden önce tarihi konularda yazdığı için birçok yazar Stalin zulmüne uğramıştır. Böyle bir dönemde halk kendi tarihinden bihaber/eksik kalmıştır. Ancak Kırgız halk kahramanı Beknazar’ın torunu olan Kasımbekov, bu eksikliği omzunda bir sorumluluk olarak görmüş ve tarihi konulara yönelerek Kırgız tarihinin en önemli kırılma dönemlerini romanlaştırmıştır.
Yazı hayatına hikayeleriyle adım atan genç Kasımbekov için bu dönem hazırlık dönemidir. O asıl ustalık dönemini tarihi roman sahasında gerçekleştirecektir. İlk tarihi romanı Kırılan Kılıç’ı (Sıngan Kılıç) yazdığında çok büyük bir yazarın geldiği herkesçe kabul edilmiştir. Daha sonra Kırılan Kılıç II’yi kaleme alan yazar Kelkel, Baskın ve Kırgın romanıyla nehir romanlarını tamamlar. Bu romanlarında Çarlık Rusya dönemi ile Sovyetler döneminin önemli tarihi olaylarına değinmesi yanında Türk dünyası için önemli anlara da dikkati çekmiştir.
Ruslar’ın Türkistan’a keşif ekibi göndermesiyle başlayan nehir romanlarında önemli olaylar ana hatlarıyla şu şekilde verilebilir;
– Hokant Hanlığı dönemi iç karışıklıkları ve taht kavgaları,
– Kurmancan Datka önderliğinde modern silahlara sahip Ruslara Kırgız Türklerinin (çoğunlukla) ok ve yay ile karşı koymaları,
– Ruslar ile Kırgız Türkleri arasındaki kanlı çarpışmalar öldürülen binlerce insan,
– Kurmancan Datka’nın Ruslar ile (sözde) barış antlaşması imzalaması,
– II. Dünya savaşının başlaması üzerine halka ağır vergiler dayatılması ve askere alma hakkında Çar tarafından emir yayınlanması, – Açlık ve sefaletin yanı sıra çeteler ve Rus askerleri arasında can veren insanların başkaldırması ve Çin’e kaçışı (ürkün),
– Çarlık Rusyasının yıkılması ve Sovyetler Birliğinin kurulması,
– Kelkel döneminin gelmesi insanların yeni dönemden medet umması,
– Sovyetlerin de Çarlık Rusyası gibi halka kan kusturması.
Yaklaşık olarak 40 yıllık tarihi geriye dönüşlerle kurgulayan yazar, tarihi gerçeklere sadık kalmış kahramanlarını da tarihte yaşamış kişilerden seçmiştir. Şabdan Batır, Beknazar, Baytik, Kurmancan Datka, Alımbek Datka gibi o döneme damga vurmuş halk tarafından isimleri dilden dile dolaşan kahramanları romanının merkezine alan Kasımbekov bir belgesel romanı titizliğiyle çalışmıştır. Romanlarında kullandığı resmî belgeler bunun delilidir. Arşivleri didik eden yazar, alay Kırgızlarının dilini öğrenmiş, yaşayan ak sakallarla derleme çalışmaları yapmış ve Kırgızistan’ın dört bir yanını dolaşmıştır.
Kırgız edebiyatında tarihi roman türü Kasımbekov ile başlamıştır. Yasaklara, sansüre karşı savaşmış evi aranmış Kırılan Kılıç romanının ilk baskı yüzünden çok zor zamanlar geçirmiştir. Ancak o vazgeçmemiş Kırgız tarihini halka anlatmak için yoğun çaba harcamıştır. Özellikle Kırgız Tükçesiyle yazması Rusça bilmeyen kırsal kesimlerde yaşayan halkına da ulaşma isteğindendir. O yerelde kalmış, evrenseli hiçbir zaman amaç edinmemiştir. Onun tek amacı karanlıkta kalan Kırgız Türklerinin tarihini halkının bilmesi, halkın kahraman atalarıyla gurur duymaları ve geçmişten ders almalarıdır.
Bu büyük yazarın ülkemizde de yeterince tanınması, özellikle Çağdaş Türk lehçeleri ve Edebiyatları bölümü öğrencileri tarafından okunması ve anlaşılması için bu çalışmayı dikkatlerinize sunuyoruz. Türk dünyası üzerine sayısız kitabıyla ve makalesiyle değerli katkılar sunan Prof.Dr. Orhan Söylemez ve Doç.Dr. Samet Azap’ın editörlüğünü ve yazarlığını üstlendiği bu çalışmada alanın uzmanı isimlerin yazarın hikâye ve romanları üzerine yazdıkları çok değerli inceleme yazılarını zevkle okuyacağınıza eminim. Çalışmamızın vücut bulmasında yazılarıyla katkı sağlayan meslektaşlarıma teşekkür ediyorum. Ayrıca Türk dünyası üzerine yüzlerce dergi sayısı ve kitap ile katkı sağlayan, kitabımızın yayımını da üstlenen Bengü yayınlarına ve AYB başkanı sayın Dr. Yakup Ömeroğluna teşekkürü bir borç bilirim.